ŞEHRULLAHİ’L MUHARREM

Şehrullahi'l-Muharrem ayı dediğimiz bu mübarek aya öncelikle bizleri kavuşturan yüce Mevla’mıza sonsuz şükürler olsun. Nefes alıp verdiğimiz sürece,  şükretmek kadar güzel bir nimet yoktur insanoğlu için. Zira “Şükreden insan kardadır, halinden şikayet eden insan da her daim zarardadır”. Şükretmek herkese nasip olmayan bir nimettir. Yaşantımız ister zenginlik içinde, ister fakirlikle içinde geçsin, aza da çoğa da şükretmektir.

Muharrem ayına girdiğimiz şu günlerde ilahi bereketin ve feyzin çoğalıp her yere yayıldığını görerek yaşamayı ve şükretmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin inşallah.

Bu aya "Aşure" ayı denmesinin sebeplerinden bir tanesi de, Muharrem ayının onuncu gününe denk gelmesidir. Bu ayda Allah Zülcelal Hazretleri on peygamberine on değişik ikram ve ihsan da bulunmuştur.

1. Allah Zülcelal Hazretleri Hz. Musa'ya (a.s.) Aşure Gününde bir mucize ihsan ederek kızıl denizi ortadan ikiye bölüp Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.

2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Aşure Gününde demirlemiştir.

3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Aşure Günü kurtulmuştur.

4. Hz. Âdem'in (a.s.) tövbesi Aşure Günü kabul edilmiştir.

5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Aşure Günü çıkarılmıştır.

6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semaya yükseltilmiştir.

7. Hz. Davud'un (a.s.) tövbesi o gün kabul edilmiştir.

8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.

9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz. Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.

10. Hz. Eyyüb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.

Fecr Suresinin ikinci ayetinde "On geceye yemin olsun" denilmektedir, Allah Zülcelal Hazretleri bu ayetten bile bu ayların ne kadar önemli olduğunu emir buyurmaktadır. Hicrî senenin ilk ayı Muharrem ayıdır. Onuncu günü ise Aşure günüdür. Bu mübarek gün ve gecelerde ibadet için daha çok zaman ayırmakta fayda vardır. Neden denilirse, yukarıda isimlerini zikrettiğim peygamberlerin hayatlarını okumakla başlamak gerekir derim. Zira dualarını nasıl bir samimiyetle yaptıklarını, nasıl bir samimiyetle hayatlarını yaşadıklarını, nasıl bir teslimiyet gösterdiklerini okuduğumuz kitapların satırlarında göreceğiz inşallah.

Allah Zülcelal Hazretlerinin bugünlerde yapılan ibadetleri ve yapılan tövbeleri kabul edeceğine dair bir çok hadisi şeriflerde bulunmaktadır. Bu ayın diğer ismi ise Aşure ayı olarak geçmektedir. Aşure gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir yeri vardır.

Muharrem ayı Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da zamanında mukaddes ay sayılırdı. Rahmet Peygamberi Medine’ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruç tuttuklarını öğrenince “Bu ne orucudur?” diye sordu. Yahudiler, “Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur” onun için oruç tutuyoruz diyerek cevap vermiştir. Alemlere Rahmet diye gönderilen Efendimiz “Biz, Musa’nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz” buyurarak o gün oruç tuttu ve tutulmasını da emretti.

Aşure gününün en önemli ibadetlerinden bir tanesi ise, oruç tutmaktır. Hatta Hazreti Ayşe annemiz bu konuda şöyle buyurmuştur; “Aşure, Kureyş kabilesinin cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulüllah’ da buna uygun hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretmiştir. Fakat ramazan orucu farz kılınınca kendisi Aşure gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugün de oruç tuttu, isteyemeyen tutmadı."

Rahmet Peygamberi bir hadisi şerifinde de "Her kim Aşure Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenabı Hak’ da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder’’ buyurmuştur.

Muharrem ayı bu kadar rahmet ve muhabbet ayı olmasına nispeten hepimizin bildiği KERBELA olayı da bu ayda zuhur etmiştir. Hazret-i İmam Hüseyin Efendimiz 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbela' da şehit edilmiştir. Bu olayların arkasında Emevi Halifesi Yezid, Küfe valisi İbni Ziyad tarafından yapılmıştır. Ne hikmettir ki Kerbela’ da yaşanan olayda Efendimizin biricik torunlarından Hazreti Hüseyin Efendimizin katledilmesi sonucunda Cennet gençlerinin efendisi olma şerefini yükseltilmiştir. Mübarek dedeleri asırlar öncesinden haber vermişlerdir.

Zira o yüce sultanlar başlarına geleceklerini bildikleri halde “KADERLERİNE YÜREYEN YİĞİTLERDİR” onlar.  

Aldanma bu dünyaya fani cihandır bu,

Kendisi aşikar, ateşi gizli külhandır bu,

Giden geri gelmez iki kapılı handır bu,

İnsafı terk eyleme makam-ı imtihandır bu. (La edri)

Ne diyelim, gayret bizden yardım ancak Yüceler Yücesinden.

Bu yazı toplam 5234 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar