Dr.Muhammed Bozdağ
Saldıralım şeytana, tüm gücümüzle saldıralım...
“Büyük hedeflere adanmış bir savaşçı komutan olduğunuzu varsayın. Ufka uzanan dev bir savaş meydanındasınız. Evinizi, eşinizi, evladınızı, canınızı ve cennetinizi kurtarmanız savaş stratejinize bağlıdır. Karşınızdaki ufku, kirli gözlerinin kinli bakışlarıyla kuşatarak karartan şeytan, ordularının üzerine uçtan uca kara kanatlarını germiştir.
Bakın şeytanın vadiye sıralanan acımasız askerlerine! Tembellik şövalyeleri ön hizanızda duruyor. Karamsarlık bölüğü sağda, ümitsizlik, kin, kibir, zevkçilik, sarhoşluk, sorumsuzluk taburları yan yana bekliyor. Siz de o hayalî vadinin sağ başındaki iyilik ordusunu yöneten kudretli komutansınız. Koruyucunuz yüce Yaradan, duacılarınız da göklerden cesaretinizi izleyen gözleri yaşlı meleklerdir. Askerleriniz ümit, çalışkanlık, heyecan, sorumluluk, sevgi, şefkat, vefa, sabır, şükür suretine bürünmüş de, kalbinizden yüreklendirici emirler bekliyor.
‘Haydin kahraman askerlerim, kanatlarımın altına girin ve atılın şeytanın torbadan ordularının üzerine. Parlasın nurunuz ki sönsün karanlıklar, aydınlatın vadiyi ki kaybolsun kötülüğün uydurma gücü.’ Yeryüzü iyilikle kötülüğün savaş meydanıdır. Siz buraya iyilik adına tertemiz geldiniz. Çocukluk bitti ve savaşınız başladı. Yenmekten veya yenilmekten başka seçeneğiniz yoktur.
Kalbinize girip kalenizi içten fethetmeye çalışan kötülüklerle savaşıyor musunuz? Yoksa düşmanın saflarına mı geçtiniz veya düşmana sırtınızı dönüp kaçıyor musunuz? İyilikçi askerlerinizi başsız mı bıraktınız? Kötülüğe sabırla direnmeyen, hayatının sonunda neler kaybedebileceğini bir daha düşünsün.” Dr. Muhammed Bozdağ