Seküler kültürün hayatı kuşatması neticesinde insanlığın yaşadığı sorunlar farklı boyutlar almıştır. Batı"dan dünyaya empoze edilen bu kültür, kendisinin karşısında olan kültürlere savaş açmış ve onları yok etmeyi hedeflemiştir.

Kendi kavramlarını oluşturan seküler kültür bu kavramları aracılığıyla hükmetmeyi yeğlemiştir.

Seküler kültür en çok akla vurgu yapmıştır. Bu akıl, insanı yaratıcısından uzaklaştıran bir akıl olmuştur. Kutsalla bağı olan kültürde akıl Allah"a giden tüm yolları açarken, seküler kültürdeki akılla Allah"a giden tüm yollar adeta kapatılmıştır.

İşte bu kapatılan yolları açmak, kutsalın varlıkla ve hayatla ilişkisini yeniden kurmakla mümkündür.

Bunun için peygamberi yeniden hayatımıza sokmak gerekmektedir.

Onu tanımanın ve çağa tanıtmanın vesilelerini bulmalı, bu çağın çocuklarının peygamberleri hakkındaki meraklarını, Onun burcundan daha öteye taşıyabilmeliyiz.

Kutlu Doğum Haftası bunun için bir vesiledir.

Ancak aslolan modern zamanların modasına uyup kutlamak değil, Efendimiz'in ahlakı ile ahlaklanabilmektir.

Tohum atmak için en uygun zaman olan bahar mevsimi umuyoruz ki gönüllerimize de gelmiş olsun.

Öfkeyi sevgiyle, gösterişi samimiyetle, kendimizi ötekiyle devşirmiş olalım. Ben demeden önce sen demenin erdemini yakalayalım. Allah'tan başka kimseye kul olmayarak imanın tadına varalım.

İşte o zaman yapmaya çalıştığımız kutlamalar gerçekten "kutlu" olur.

Ümit edelim ki bu hafta kermesler, panayırlar haftasına dönüşmesin.

Değer tüketim çarkı bu hafta işlemesin.

Kimse midesine indirdiği “kutlu doğum aşı” ile peygambere daha çok yaklaştığını ve onu andığını düşünmesin!

Bu vesileyle dağıtılacak gül"ler, çiçekçileri sevindirmekten daha çok anlamlar ifade etsin.

Bu hafta, “peygamber kriterlerini” anlatıp da kendi yaşamlarında “kriter benim” diyerek caka satanların kendilerini tatmin seanslarına dönüşmesin.

Stadyumlarda, gösterişli salonlarda icra edilen bu programlar İslam"ı bir ayin dini haline sokmasın.

Yine bu programlar Hz. Peygamberi arkasından gözyaşı dökülen tatlı bir anı olarak algılamamızı sağlamasın.

Onun sakalını ve hırkasını misyonunun önüne geçirmemize neden olmasın.

Onu tarihin konusu olmaktan çıkarıp hayatımızın içine katsın.

Efendimizi anmaktan çok anlamaya vesile olsun.