Yeni anayasanın bir zorunluluk olduğunu dile getiren Özden, henüz ortaya bir taslak metin bile çıkmamışken yapılan itirazların iyi niyetli olmadığını ifade etti.
Tüm siyasi partilerin ve birçok sivil toplum örgütünün ar-ge çalışmalarında Anayasa'nın değiştirilmesini arzu ettikleri görülüyor. Anayasa değişmesin diyen yok. Dolayısıyla böyle bir işi olgunlukla şeffaf bir şekilde tartışarak yapıcı bir üslup içinde olması gerekir. Ancak yapılan tartışmaların yapıcılıktan uzak olduğunu görüyoruz. Tartışmalar sadece başörtüsüne ve din eğitimine indirgenmiş durumda. Özgürlükçü bir anayasanın gerçekleşmesini istemeyen ve bu topluma özgürlüğü çok gören malum zihniyetler tartışmaları belli yöne kanalize ederek meseleyi özünden saptırıyorlar. Dün anayasa değişsin diye nutuk atıp taslak metin ortaya koyanlar bu gün engel olmak için birbirleriyle yarışıyorlar.


Bilimsel çalışmalar yaparak toplumun çağdaşlaşmasına katkı vermesi öncelikli görevi olan YÖK, skandal bir şekilde ortaya çıkan ve ülkemizi uluslar arası arenada küçük düşüren intihal (bilimsel hırsızlık) olaylarıyla ilgili hiçbir açıklama yapmazken her nedense bu konuda meydanı kimseye bırakmıyor.

Sendika olarak insanı önceleyen bir yaklaşım sergilediklerini ifade eden Mustafa Özden, özgürlükleri öne çıkaran, toplumun her kesimini gözeten bir anayasa beklentisi içersinde olduklarını dile getirdi.