Meşhur, tilki-yılan fıkrasını her kes bilir. Yine de tekrarında fayda görüyorum. Çok önemli ibret dersleri ihtiva eden bu hikâye şöyle: Tilki derin düşünceler içinde, ırmak kenarında karşıya yüzerek geçebileceği uygun, kısa bir yol ararken yılana rastlar. Yılan da karşıya geçmek istemektedir. Güler yüzlü bir çehreyle dost görüntüsü içinde tilkiden yardım ister:

          Tilki; “Yılan kardeş! Gayemiz aynı, karşıya geçmek istiyoruz, sarıl boynuma yüzerek birlikte karşıya geçelim” der ve bu şekilde ırmağa atlayıp yüzmeye başlarlar. Karşı tarafa yaklaştıkları sırada yılan tilkinin boğazını sıkmaya başlar, boğmaya yeltenir. Nefesi kesilen tilki şaşkınlık içinde ve zorlanarak, yılana neden böyle yaptığını sorunca:

          Yılan; “Tilki kardeş! Benim cibilliyetim böyledir. Ben yılanım. Karakterimin gereğini yapıyorum. Boğazına dolandığım kişiyi boğarım.” Der ve birlikte boğulmak pahasına tilkinin boğazını sıkmaya devam eder.

          Tilki can havliyle: “Yılan kardeş! Anlaşıldı beni boğacaksın. Bari helalleşelim, ölmeden önce uzat da dostumun gül yüzünü görüyüm, vedalaşalım.” Der.

          Yılan, gözü dönmüş bir küstahlık ve şımarıklık içinde, ama ahmakça başını uzatıp tilkiye baktığı sırada, kurnaz tilki hemen atik bir hareketle yılanı başından ısırır ve ala canlı bir şekilde ırmak kenarına dümdüz uzatıp şunları söyler:

          Dost dediğin, işte böyle dosdoğru olmalıdır. İyilik yapana kötülük yapmak NANKÖRLÜKTÜR, NÂMERTLİKTİR.

          Yani iyilik yapana kötülük yapmak, hele ki kalleşçe arkadan vurmak, ancak cibilliyeti kötü, mayası bozuk kişilerin işidir. Toplumda buna dair örnekler çok vardır. “ÇÖZÜM SÜRECİ” denilen devlet projesi bunun en tipik örneğidir. Diğer bir örnek de “PARALEL YAPIDIR.”

          İnsaf ve iz'an sahibi tarafsız herkes görüyor ki hükümet, 13 yıldır siyasî, sosyal ve ekonomik alanda yaptığı hamlelerle birlikte, hak ve özgürlükler alanında çok ciddi reformlar yapmıştır. Etnik guruplara, dînî cemaatlere, farklı kesimlere baskı yapmak şöyle dursun, hiç bir hükümet döneminde görülmeyen, serbest faaliyet alanı vermiştir.

          Yıllardır başımıza belâ PKK terörünü bitirmek, akan kan ve göz yaşını dindirmek amacıyla, sayın Cumhurbaşkanı öncülüğünde bir devlet projesi olarak başlatılan “ÇÖZÜM SÜRECİ” Hem milletimizin, hem de PKK.lı eşkıya sürüsünün kurtuluşu olacaktı. İyi niyetli, cesur ama riskli bir çabaydı. PKK bir engerek yılanıydı, cibilliyeti gereği “NANKÖRLÜK” yaptı.

          “PARALEL YAPI” adındaki cemaat, yıllardır her hükümet ile iyi geçinmiş, her kese şirin görünmüş, “Gaye için her şey mubah” mantığı içinde büyümüş, AKP hükümetleri döneminde iyice güçlenmiş ve devlet imkânlarından cömertçe yararlanmıştır. Ancak (tabandaki inançlı kardeşlerimizi tenzih ederim) tepedeki yılanlar, cibilliyetinin gereği “NÂMERTLİK-NANKÖRLÜK” yapmış, darbeye yeltenmiştir.

          Yaşadığı istikrar, huzur ve rahatlık ortamını inkâr eden, bindiği dalı kesen diğer nankör ve namert kişi ve gurupları da sayabiliriz. Bunu ârif olan anlar. Biz madalyonun öbür yüzüne bakalım: Büyük fedakârlıklarla zor şartlarda Ak Partiyi kuran, destekleyen, gönül veren kişi ve grupların parti yetkililerinden ilgi ve vefa bekleme hakları vardır, onlara kulak verilmelidir. Alınan yüksek oy oranının iktidar sarhoşluğu içinde kibre kapılıp gönül dostları incitilirse bu da NANKÖRLÜK-NAMERTLİKTİR.