Gelişmiş dünya ülkelerinde kalite anlayışı çoktan aşılmış, mükemmelliğe ulaşma yolları aranmakta iken ülkemizde ne yazık ki, hala kalite hususunda yanlış anlamalar devam etmektedir.

Kalite uygulamaları bizde maliyet artışı,daha fazla adam, çok bürokrasi, yazmada güzel ancak uygulamada zor ve çoğu zaman da gereksiz işler olarak görülmekle birlikte kalite belgesi almış kurum ve kuruluşların sayısı her geçen  gün artmaktadır. Yalnız  bu artışın arkasındaki güç kalite inancımıdır, yoksa özellikle dış piyasaların bu belgeleri aranması mıdır bunu bilmekle beraber iyi niyetli düşünerek kalitenin yükselmesi için uğraş verildiğine inanmak istiyorum.

Üretim yapan işletmelerde kalite uygulamalarının belirlenmesi ve oturtulması daha kolay olmaktadır. Öte yandan hizmet sektöründe kalite anlayışını hakim kılmak hem çok zorlu bir yol hem de başarısızlığın riski kendinizi kalitesiz ilan etmenizdir. Bu gerçeklerin ışığında Belediye Başkanlıklarının başlatmış olduğu ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Yönetim sistemi çalışmalarını duyunca heyecanlanmamak mümkün değil..

Belediyecilik, hele Türkiye gibi kaynakların kısıtlı olduğu bir ülkede, yapılabilecek en sıkıntılı işlerdendir. Bu işi yapabilmek için ya çok vurdumduymaz olup, olduğu kadar diyebilecek bir yapıda olmanız gerekir, ya da bu işe 24 saatinizi, gönlünüzü ve inancınızı koymanız gerekir. Tabi bu inancı koymakta her zaman halkınızın tam memnuniyetini garanti etmez. Siz elinizden geleni yaptığınıza inanırsınız ancak sokaktaki insanlarımızın memnuniyet düzeyi istenilen seviyeye çıkmayabilir. Siyaset ve seçim çerçevesinden baktığınızda insanları memnun ederek onların oylarını almanız çok zorlu bir iştir. Bu nedenle genelde son ana kadar hizmetlerin kalitesini ölçmekten çekinir, daha doğrusu ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlardan kendilerini korumaya çalışırlar.

Belediye Başkanı, bir taraftan kendi verdiği hizmete çok güveniyor diğer taraftan da kendi eksiklerini cesaretle sorgulayarak daha iyiye ulaşma isteği ve azmine sahip olmalıdır. Her iki neden de saygıya layıktır. “ Benden bu kadar, bunları sunuyoruz daha ne yapalım?” anlayışından , “Sizler daha iyisine layıksınız, bizde bunun gereğini yapmaya çalışıyoruz” anlayışına geçmek gerekmektedir.

Çubuk ve Çubuklu yaşanan pek çok olayın gösterdiği gibi özel bir ilçe, özel bir topluluktur. Bu ilçemiz, gelecek 20 yılda ülkemizin sayılı ilçelerinden birisi olma hedefine yürümeye adaydır.

Bu nedenlerden dolayı bile olsa Çubuk ve Çubuklu sahip olduğu değerlerinin farkına vararak, bu değerlerin üzerinde güzel bir gelecek kurma gayretindedir. Bu gayret içinde lokomotif olacak kuruluşların başında da belediyeler gelmektedir. Bu nedenle, belediyelerin kalite anlayışıma doğru yönelişi ve gayretini Çubuk Belediyesi için de görmeliyiz.

Ne diyelim bu işe baş koyan herkese kolay gelsin...