Hava tahmininde yüzde 90 başarılıyız

Hava tahmininde yüzde 90 başarılıyız

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Adnan Ünal ile çalışmalarını, son yıllardaki başarılı hava tahminlerini ve gelişmeleri konuştuk.

Meteorolojinin elinde ne gibi datalar var? Neleri ölçebiliyor? ve Hangi bilgilere ulaşılabiliyor?

Adnan Ünal: Meteroloji Genel Müdürlüğü'nun asli görevi yeryüzü ile atmosferin belirli bir kısımlarına olan havayı izlemek. Atmosferdeki olayları izledikten sonra tahminler yapmak, hatta olağanüstü meteorolojik olayların tahminlerinde bulunarak ihbar ve uyarılarda bulunmak. Ama meteoroloji olarak sadece bunlarla kalmıyoruz.

Şu anda elektronik bilgi ortamında bilgi depoluyoruz. Yani bir yerin, bir bölgenin iklim özelliğini belirleyici parametreleri kullanmak için. Meteoroloji genel Müdürlüğü ve meteoroloji konusu son zamanlarda gündemde. Neden? Artık bundan 5 yıl önceki teknoloji ile şu andaki teknoloji çok farklı. Bana göre çok geriye gitmek gerekmiyor. Bir iki sene önce burada belli kapasitede bilgisayar çalıştırırken, bugün artık yapılan çalışmalara yetmiyor. Bir sene önce hit sayımız 200-300 iken, bugün 2.5 milyonları konuşuyoruz.

Bu şu; Artık hem bölgesel, hem de küresel boyutta meteorolojinin hizmet götürmediği sektörler yok. BUgün dünyanın, hem ülkemiz açısından, hem diğer ülkeler açısından gündemde küresel ısınma var. İklim değişikliği var. Kirlenme var. BUnlar hep bakarsanız meteorolojiyle ilgili konular. Biz de küresel ısınmayla olsun, iklim değişikliğiyle ilgili olsun üzerimize düşen görevleri yapıyoruz.

Neler yapıyoruz? Kyoto protokolü. BM çerçeve sözleşmesine taraf olduk, imza atmadık ama biz kurum olarak TBMM'nin 2004 yılında kabul ettiği yasaya göre, iklim değişikliği çerçeve sözleşmesinin raportörüyüz. Her 6 ayda bir rapor veriyoruz. BUnu nasıl yapıyoruz? Hem ulusal hem de ulusararası boyutta dünyanın meteoroloji örgütünün koordineli ve uyumlu çalışmasıyla bir kısım ülkeleri de beraberimizde taşıyarak yılların çeşitli zamanlarında, çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Meteoroloji genel Müdürlüğü yurt sathına yayılmış, otomatik ve manuel istasyonlarla rasat ve gözlem yapıyouz. Hatta 2-3 sene önce aldığımız otomatik istasyonlarla bu gözlemleri insandan kaynaklanan hatalardan arındırmak istiyoruz.

Siz tahminden, analizden önce gözlemleri çok sağlık yaparsanız, ufacık da olsa bir sapma olmaz. (Yani biz eskiden haberleşme yapıyorduk ama inanın PTT ile bizim aramızda iki sene öncesine kadar fiberoptik hattı bile yoktu. Haberleşiyorsunuz ama bilgiler, sistemden alınan değerler gidiş gelişlerde, değişik meteorolojik olaylarda kaybolabiliyordu)

Gözlemlerin çok sağlıklı olması gerekiyor. Şu anda bilgilere sistemlerden uydular aracılığıyla merkeze geliyor. Biz Avrupa Uydular Birliği'nin kurucu üyesiyiz hem de bir takım projelerinde ortağıyız. Avrupa'daki 18 üye ülke biraraya gelip bir teşkilat kurmuşlar. Bu teşkilatın amacı şu: Siz bir ülke olarak bir uyduyu tek başınıza finanse edemiyorsunuz. Şu anda 6-7 tane meteorolojik amaçlı uydu var ve bunları gayrı sayfi milli gelir boyutunda finanse ediyorsunuz. Biz de bu uydulardan faldalanıyoruz. İyi bir gözlem, iyi bir iletişim, uydu resimleri ve uydudan aldığımız parametreler, radar ve yüksek teknoloji kullanıyoruz. Nitelikli insan gücüyle bunu en iyi şekilde analiz edilip, kamuoyuna sunuyoruz.

Bizim gelecekle ilgili tahminleri yapmamız için hali hazırdaki hava durumuyla ilgili belli parametreleri bilmemiz lazım. Sıcaklıklar, rüzgar, bulutluluk, kapalılık gibi. Fakat bir geçmiş yıllara yönelik araştırmalar yapmamız için bu bilgileri sürekli eletronik ortamlarda bulunduruyoruz. Şu anda elektronik ortamda elimizde 60-70 yıla yakın datalar var.

Meteroloji son yıllarda çok büyük başarı elde etti. Güvenilir olduğu için insanlar tarafından da çok yakından takip edilir oldu. Bundan sonraki aşamalarda yapacağınız çalışmalar nelerdir?

Adnan Ünal: Hava tahminlerinde ilk üç günlük hava tahminlerin yüzde 85'lerde isabet var. Bunu göre meteoroloji iliminde yüzde 85 hava tahmininde tutarlılık, sadece ülke içinde demiyorum, diğer ülkeler içinde iyi bir rakamdır.

Hatta olağanüstü meteorolojik olayları ihbar edilmesinde yüzde 90'ların üzerindeyiz.

Bizim kanunu yükümlülüklerimiz de var. Bu bilgileri kamuoyuyla bir şekilde paylaşmak istiyoruz. Ülkemizde yaşayanlar, meteorolojik olaylardan mal ve can kaybı yaşamasınlar veya da en az zararla atlatsınlar gayretiyle uğraşıyoruz. Ve bu tahmin ve ihbarlarımızı ulusal ve uluslararası boyutta bir kısım görsel basın ve radyo aracılığıyla yapıyoruz. Radyo yayıncılığında halkın istediğine uygun, bizi kim dinleyebilir? diye düşünüyoruz. Meteorolojinin hizmet götürmediği sektör yok. Bizi dinleyen tarım sektörü olsun, ulaştırma sektörü olsun, denizcilik sektörü olsun, bu insanlara bu olağanüstü meteorolojik hadiseleri bizim radyomuzdan yayını keserek ihbar şeklinde veriyoruz. Bu insanlar bu şekilde duyamıyorlarsa, medya ve ajanslar kanalıyla haberleri geçiyoruz.

Ayrıca insanlara sms kanalıyla ceplerine mesajlar geçiyoruz. Bursa'daki lodos'u, Karadeniz'deki donu, İç Anadolu'daki iki saatlik kuvvetli yağışı paylaşmak istiyoruz.

Meteorolyoji 3 yıldan bu yana e-devlet'e girdiği gibi, kurumu da Cebit fuarlarına taşıyor. Bugün biz web sitesi olarak günlük 2.5 milyon kişiye hizmet veriyoruz. Web sitemizden de 3 günlük, 10 günlük tahminler, haftalık maksimum, minimum toplar üstü sıcaklıkları, ulaşım sektörü için dünyanın belli başlı merkezlerinin 3 günlük tahminleri, sivil havacılık ve askeri havacılık ihtiyaçlarının tamamen meteorolojinin karşılaması.

Türkiye'de meteoroloji genel müdürlüğünün sivil havacılık ve askeriyenin bütün havacılık hizmetlerini tek başına karşılıyor. Yani tek muhatabı Meteoroloji Genel Müdürlüğü. Meydanlardaki uçakların iniş- kalkışlarındaki meteorolojik bilgileri bizden alıyorlar.

Sitemizde hava kirliliği bilgileri de yer alıyor. Kişiler o günkü hava kirliliğini 81 il bazında veriyoruz ve bir sonraki gün için de tahminde bulunuyoruz.

Siz meteorolojik ihbarlar yapıyoruz. İhbarlar neleri kapsıyor? Anlık ihbarlar mı?

Adnan Ünal: Hava tahminlerinde, analiz kısmı çıktığı zaman eğer 3 günlük veya 10 günlük değerlendirmelerde olağanüstü bir durum varsa, bunu tespit ediyorlar. Bu da olağanüstü bir meteorolojik olayı 3 gün öncesinden kamuoyuyla paylaşmak için

1. Ajanslar aracılığıyla ulusal ve uluslararası medyaya haber veriliyor.

2. O yer nerde ise bölgeselse, ilgili valilik ve belediye başkanlıklarını arıyoruz. Diyoruz ki, "yarın veya öbür gün şöyle bir hadise bekleniyor. Tedbir alın". O bölgedeki kriz merkezleri de verdiğimiz bilgileri değerlendirip, tedbirlerini alıyor.

Bunlar nelerdir: Mesela 3 gün içinde beklenen yoğun kar yağışı. 3 gün içinde beklenen yoğun yağmur. Sel ve su baskınları. Çok şiddetli fırtınalar. Lodoslar. Zirai donlar. Bu çok önemli. Çünkü 2-3 saatlik meteorolojik olaylar vuku bulursa, bu bilgilere insanlara radyo ve cep telefon aracıyla ulaştırıyoruz.

Yaz ve kış aylarında çok olğanüstü bir durum varsa, yarım saatlik hadiseleri de radarlarla tespit edip, örneğin; Çanakkale'nin Çan ilçesi'nde, Ankara'nın Çubuk İlçesi'nde 2 saate kadar olabilecek meteorolojik hadiseleri, yayınımızı keserek kamuoyuyla paylaşıyoruz. Tedbir almaları yönünden.

Devlet meteoroloji İşleri, Dünyadaki diğer tahmin yapan merkezlere göre ne seviyede? Hangi kategoride?

Adnan Ünal: Güzel olan taraf şurada. Birçok sektörün dünyada örgütlenmeleri var. Bizim de 1950'li yıllarda kurulan Dünya Meteoroloji Örgütümüz var, Merkezi Cenevre'de. Birleşmiş Milletlerin bir alt kuruluşu. Dünya Meteoroloji Örgütünün çok organize ve koordineli bir çalışması var. Dünya'daki 187'ye yakın ülkeyi aynı saatte enlem boylam farkı ne olursa olsun, hava tahminleriyle ilgili rasat ve gözlem yapmaya zorluyor. Yani belki burada 12'de yapılan rasat, İngiltere'de 15'de yapılıyor ama aynı değerlendirmeye tabi tutuluyor. Burada çok güzel bir organizasyon var. Yani bu örgüt dünya devletlerinin entgere çalışması için sınır tanımıyor. Türkiye ilgili bir tahmin yapmanız için Yunanistan'ın, İtalya'nın ve İrlanda'nın üzerindeki sistemleri de takip etmeniz lazım. BU da ne şekilde oluyor, o ülkelerden meteoroloji bilgisini paylaşımla oluyor. Atılan uydulardan bilgi paylaşımı ile oluyor. Bu şekilde biz komşularımıza, Balkan ülkelerine baktığımız zaman artımız var eksiğimiz yok. Hem radar olarak, hem otomatik istasyon olarak, hem kullandığımız modeller olarak.

Biz Avrupa'nın uydular merkezinin üyesiyiz. 18 Avrupa ülkesi hangi bilgileri kullanıyorsa, biz de aynı bilgileri kullanıyoruz. Londra'da Avrupa Tahminleri Merkezi var. Üye devletler tahmin konusunda ne bilgiler alıyorsa, bizler de aynısı alıyoruz. Bu da şu anlama geliyor, Avrupa standartlarında meteorolojik tahmin yapıyoruz. Bizim dezavantajımız, birçok ülkeden coğrafi şartlarımız çok farklı olması ve çok farklı hava sistemlerinin etkisi altında kalmamızdır. Anadolu'da nasıl bir kültürel zenginlik varsa, meteorolojik sistemlerden dolayı da zenginliğimiz var. Yani Kuzeyli sistemi görüyoruz, Trakya üzerinden gelen sistemi görüyoruz, Batıdan geleni görüyoruz, Akdeniz'deki görüyoruz. Bundan dolayı belirli mevsimlerde çok çeşitli yağış ve iklim rejimimiz var.

Yani ben Ekim ayında Erzurum'da Van'da kar yağışı var derken, Fethiye'deki insanların denize girdiğini söylüyorum. Bu işimizi diğer ülkelerden biraz daha zorlaştırıyor.

Ama artık radarlar kullanıyoruz. Bulutun içinde su miktarını hesaplabiliyoruz. Rüzgarın kaç saat sonra hangi yöne esebileceğini, kar yağışının 2 saat sonra hangi yerlere yoğun yağacağını bilebiliyoruz.

Tahmin yaptınız ama çıkmadı. Yani Gerçekleşmedi. O zaman ne oluyor? Ne hissediyorsunuz, ne düşünüyorsunuz?

Adnan Ünal: Az önce de söylediğim gibi tahminlerde yüzde 85'lik doğruluk payımız var. yani yüzde 20'lik bir yanılma payımız bulunuyor. Özellikle 4-5 günden sonra. Biz yüzde 85'lik payı nasıl sahipleniyorsak, sapmalarımızı da sahipleniyoruz. Tahmin ettiğimiz bir sağanak yağış, bizi ıslatmaz. Ama tahmin etmediğimiz bir damla bizi çok üzer. Biz bir yağış tahmini yaptıysak, bir iki damla yağış bizim için yeterlidir, tahminin doğruluğunu göstermesi açısından.

Şimdi yeni yeni format değişikliği yapıyoruz. Hafif yağış ve etkili yağış gibi ifadelerle hatta İstanbul'da Ankara'da ilçe bazında, tahminlerde bulunacağız.

İstanbul Gebze'den Büyükçekmece'ye kadar 200 kilometre mesafe var. İstanbul için özel bir uygulama düşünüyor musunuz?

Adnan Ünal: İstanbul için bölgesel tahmin merkezini bitirmiş durumdayız. İstanbulla ilgili lokal hadiselerde oluyor. Bölge Müdürlüğündeki arkadaşlarımız bizimle entegreli bir şekilde çalışarak İstanbul'la ilgili tahminleri artık İstanbul bölgesi verecek ilgili yerlere. Zamanla bu bölgesel merkezleri Antalya, Diyarbakır ve Trabzon gibi yaymak istiyoruz.

Özlem Ulueren

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.