Kredi Yurtlar Kurumu Çubuk Ulubey Erkek Öğrenci Yurdu Konferans Salonunda yapılan ve 2 gün süren sempozyumda 50 akademisyen ve öğretim görevlisinin yanında ilçe eşraflarından da bildiri sunuldu. Sempozyumun açılış konuşmasını Çubuk Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan yaptı. Konuşmasında Başkan Acrehan, 1402 Ankara Savaşı’nın tarihi sonuçları hakkında bilgi vererek, Ankara Savaşı’nın hiç unutulmayarak ders ve ibret alınması gereken, bir savaş olduğunu anlattı. Bugünün siyasetçilerin susup bilim insanlarının konuşacağı gün olduğunu söyleyen Başkan Acehan, “Çünkü 40’dan fazla bildiriyle Türkiye’den ve Türk devletlerinden sunum yapmak üzere gelen bilim adamları iki salonumuzda iki gün boyunca devam edecek sunumlar yapacaklar. Konulara bende baktım, çok önemli konular var. Bu sunumların tamamı daha sonra kitaplaştıracak ve inşallah başta Çubuklu vatandaşlarımıza olmak üzere Türkiye geneline sunulacak” diye konuştu. Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin de, böyle bir organizasyona ev sahipliği yaptıkları için mutlu olduklarını vurgulayarak, sempozyumun ilçeye ve Türk dünyasına önemli katkıları olacağına inandığını söyledi. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan ise, YBU’nun yeni nesil bir üniversite anlayışı ile hareket ettiğini ve bu nedenle sadece bulunduğu yere değil, ülkesine de değer katmaya çalıştığını kaydetti. Daha sonra konuşan eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın ise, Ankara Savaşı’nın sadece İstanbul’un fethedilmesini geciktirmediğini aynı zaman da Osmanlı İmparatorluğunu dağılma noktasına getirdiğini aktararak, Ankara’nın ve Seymenlerin Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’ndeki üstlendiği rolleri anlattı. Daha sonra Prof. Dr. Ahmet Kankal, Prof. Dr. Hüseyin Çınar, Timur B. Davletov, Yrd. Doç. Dr. Bekir Gökmen, Dr. Aydın Mammadov ve Hayrettin Gültekin yaptıkları konuşmada Çubuk ilçesinin idari ve fiziki, coğrafya Özellikleri, 15-16-17-18’inci yüzyıllarda Çubuk ve çevresinde yerleşme ve nufüs, Osmanlı’dan günümüze Çubuk kazasının idari yapısı, Çubukbazarı’ndan Çubuk ilçesine nüfus ve ekonomi ve Timur halklarının Altaylardan Anadolu’ya sosyo-kültürel, devamlılık süreci bağlamında kurumsal göç modeli konularına değinildi.