Alperen Ocakları Genel Merkezi Basın Açıklaması:

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Türk Milleti

Her fırsatta Türklükten, Türkçeden, Türk Bayrağından, Türkiye Cumhuriyeti devletinden rahatsız olan, bu ülkenin vatandaşları ile tek millet olmayı bir türlü içine sindiremeyen, DTP oluşumu ve yönetimi bir defa daha Türk basınında tarihe talihsiz bir not olarak düşülecek bir çıkış yapmıştır.

Varoluş nedenini etnik ayrım ve karmaşa üzerine bina etmiş, değişik isimlerde de olsa her zaman siyasal fraksiyon olarak ayrılıkçı ve bölücü zemini kendine yer edinmiş bu güruh cüretinin dozajını da giderek artırmaktadır. Devletimiz çok farklı unsurları bir arada yönetebilmiş, farklılıkları zenginlik olarak telakki etmiş Osmanlı devletinin varisidir. Bu bağlamda da Kürt asıllı Türk vatandaşlarının da kendi özel hayatlarında bu dili kullanmaları, bu dille şarkı dinlemeleri ve söylemeleri, kültürlerini yaşatma girişimleri müsamaha ile karşılanabilir.Lakin ortak anlaşma ortamı olan Meclislerin bu tarz bir zenginliğe ve çeşitliliğe olan ihtiyacı her akıl sahibi tarafından abesle iştigal etmek olarak algılanacaktır. Zaten meşruluğuna inanmadığımız bu yapı, bu çıkışı illede Türkiye"deki huzur ortamından duyduğu rahatsızlığı ve bunu nasıl kargaşa ortamına dönüştürebilirim, duruşunu bir kez daha sergilemiştir. Ayrıca bu ülkeye hizmet etmek gibi bir niyeti olmayan, idarelerinde olan belediyelerin imkanlarını terör örgütü ve yandaşları için nemalanacak kurumsal yapılar olarak gören bu oluşum, 29 mart tarihine yaklaştığımız bu zaman zarfında bu millete belediyecilik anlamında neden hizmet etmediğinin açıklamasını yapamayacak olmasının da verdiği panikle, münakaşa ortamı tesis edip, buradan beslenme alışkanlığını tekrardan göstermektedir. Buraya kadar olan açıklamalarımız, yapılan hareketin mantık ekseninde bile değerlendirildiğinde ne kadar art niyetli olduğunun izahıdır.

Gelelim olayın yasal boyutuna;Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi dili Türkçedir. Buna benzer bir cüret değil ama talebin, Osmanlı döneminde Arap tebaadan gelmesi neticesinde.Özel hayatlarında istedikleri dili konuşup yazabileceklerini hatırlatan Ahmet Rıza Bey, “Meclis-i Mebusan"da yalnızca Türkçe konuşulur” diyor... Osmanlı devletinden bile karşılık alamayan böyle bir talebin, hak ve özgürlükler kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yasaları çerçevesinde değerlendirilemeyeceği aşikardır. Milletvekili dokunulmazlığının bu milleti kamplara ayırmak, bu vatanın toprakları üzerinde iddia sahip olmak bölmek, parçalamak vs. gibi art niyetlere de kisve olmaması gerekir diye düşünüyoruz. Bu bağlamda da ilgili makamlara ülkemizdeki farklı motiflerin yaşatılması konusunda gösterdikleri özveri ve gayreti, devletimizin bölünmez bütünlüğünün korunması hususundada göstermelerinin artık zaruriyet derecesinde olduğunu hatırlatırız. Çünkü bunu yapmaz iseler bugüne kadar tanınmış tüm hak ve özgürlükler bölücülerin hain emellerine ulaşmaları için birer basamak olacaktır.

Son olarak da organizasyonlarında Türk Bayrağı sıkıntısı yaşayan DTP oluşumuna da Tüm Türkiye"deki temsilciliklerimizden hediye olarak TÜRK bayrağı gönderiyoruz ve bundan sonraki tüm organizasyonlarında TÜRK bayrağı sıkıntısı yaşamamaları için gönüllü sponsorluk teklif ediyoruz.

Ayrıca Ahmet TÜRK" ede kendini ifade edebilmek noktasında Türk dilinin yetip de artacağını bir kez daha hatırlatmak için tüm teşkilatlarımız tarafından TÜRKÇE sözlük hediye edilmesinin faydalı olacağını düşünerek Türkçe sözlük gönderiyoruz. Bu vesile ilede her odasında Türk bayrağı asılı olan ve her masasında Türkçe sözlük bulunan bir DTP genel merkezinin bir ihtimal(!) daha şuurlu çıkışlar yapabileceğini düşünüyoruz.

Alperen Ocakları Genel Merkezi