ZAFER BAYRAMI PROTOKOL İLE KUTLANDI
“30 Ağustos Zafer’inin 92. Yıldönümü ve Silahlı Kuvvetler Günü” ilçemizde sadece protokol ile kutlandı. Bu günleri de gördük. Allah beterinden saklasın...
Şuayip YAMAN
Haber-Yorum
Unutmayalım ki, Tarihlerini inkâr edenlerden yine tarih intikamını alır. Bunlar çürüyen bir ağaç gibi mahvolmaya mahkûmdurlar”
İlçede Protokol’ün katıldığı törenlere; İlçe Kaymakamı Cemal Şahin’in yıllık izinli olması nedeniyle vekaleten Pursaklar Kaymakamı Salih Bıçak, İlçe Garnizon Komutanı ve Çubuk İlçe Jandarma Komutanı J. Yzb. Niyazi Murat Tiryaki, İlçe Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan, Cumhuriyet Savcısı Metin Çokmutlu, İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Harun Torgay, İlçe Müftüsü Bilal Kara, AK Parti Çubuk İlçe Başkanı Av. Baki Demirbaş, CHP Çubuk İlçe Başkanı Vural Çokcan, BBP Çubuk İlçe Başkanı Ahmet Yalama, Çubuk Platformu Başkanı Şuayip Yaman, Çubuk Terör Mağdurları Derneği Başkanı Zeki Avan, ilçede faaliyet gösteren kamu, kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, okul müdürleri ile öğretmenler, polisler ve zabıtalar katıldı.
Sunuculuğunu Hayri Aslan Kız Teknik ve Meslek Lisesi Beden Eğitim Öğretmeni Aydın Koca’nın yaptığı tören Atatürk Parkı’nda gerçekleştirildi.
30 Ağustos 2014 Cumartesi günü saat 9.00’da kutlamalar çerçevesinde Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Büstü’ ne, Kaymakamlık, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenkleri protokol sırasına göre sunuldu.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın Okunmasının ardından J. Astsb. Üçvş. Kürşat Yaşar günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, “Bugün burada 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 92. yıldönümünü onur ve kıvanç içersinde kutlamak üzere toplanmış bulunuyoruz.
19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış, Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri ile milli birlik ve beraberlik sağlanarak tek bir vücut haline gelinmiştir.
İlk başarı Doğu’da Ermeni çetelerine karşı kazanılmış, Batı cephesinde Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapılarak elde edilen başarılarla ordu milletin moral gücü en üst seviyeye çıkmıştır.
İnönü Savaşlarının kazanılmasıyla Yunanlılara ağır kayıplar verdirilmiş, ancak Yunan ordusu yeniden saldırıya geçmiş, bu saldırı üzerine Mustafa Kemal, Türk ordusuna; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” emrini vermiştir.
Türk askeri, büyük bir azim ve fedakarlıkla bu karara uymuş, 23 Ağustos ve 12 Eylül 192” tarihleri arasında yapılan Sakarya Medyam Muharebesi’yle ordumuz savunma durumundan taarruz durumuna geçmiştir.
Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’nın kazanılmasının ardından büyük bir taarruz hareketiyle düşmanın tamamen yok edilmesi kararı alınmış, 1922 yılı Ağustos’una kadar hazırlıklar tamamlanmıştır. Bu hazırlıklardan sonra Gazi Mustafa Kemal’in Başkomutanlığını yaptığı ordumuz 26 Ağustos 1922’de düşmana saldırmış, 30 Ağustos’ta düşman çember içine alınmış, sağ kalanlar ise esir alınmıştır.
Atatürk’ün başkomutanlığında yapılan bu savaş, “Başkomutanlık Meydan Muhaberesi” olarak adlandırılmış, Büyük Taarruz’un başarı ile sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edilmiş, 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılması ile yurdumuz düşmandan tamamen temizlenmiştir.
Düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline “dur” diyen ve kanının son damlasını akıtmadan yurdunu bırakmayacağını tüm dünyaya ispatlayan ordumuzun bu onurlu zaferini, her yıl 30 Ağustos günü kıvançla kutlamaktayız.
30 Ağustos Zafer Bayramını kutladığımız bu günde Türkiye Cumhuriyetimizin varlığını devam ettirmek adına var gücümüzle çalışacağımızı ifade ederek, burada bulunan herkesin ve büyük Türk Milleti’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun” dedi.
Pursaklar Kaymakamı Çubuk Kaymakam vekili Salih Bıçak, kutlamaları Çubuk Kaymakamlığı makamında kabul etti. Katılımcılara çay, meşrubat ve kuru pastadan oluşan ikram verildi.
Çubuk Halkı Bayramları Unuttu
Çubuk’ta ilk defa bir bayram protokolle kutlandı. Vatandaşlar katılmadı.
30 Ağustos, büyük komutan Mustafa Kemal’in önderliğinde Türk ulusunun 7 düvele karşı kazandığı ve destan yazdığı zaferin 92. Yıldönümü’dür.
Ordularımızın 30 Ağustos zaferi saygın Türkiye’nin kuruluşu ve özgürlüğü açısından atılan en önemli adımlardan biridir.
Ülkemizin kaderini değiştiren ve bağımsızlık mücadelesi veren mazlum milletlere emsal olan bu zafer kolay kazanılmadı. Atalarımızın kanları ve canları ile kazanılan bu zaferle vatanımızda hür olarak yaşamaya başladık. Ama ülkede birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını pekiştirmez, ülkenin göz göre göre bölünmesine seyirci kalırsak bu yaşam kısalır ve hayat zehir olmaya başlar. Bu nedenle milli ve dini duygu ve değerlerimize sımsıkı sahip çıkmalıyız.
Mustafa Kemal “Ya İstiklal, ya ölüm” diyordu. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz göğüs göğüse çarpışmalarla 5 gün aralıksız devam etti. Tarihin en büyük meydan savaşı idi. 30 Ağustos’ta düşman kuvvetleri bozguna uğrayıp kaçmaya başladı. Kahraman Türk Ordusu düşmanı kovalayarak 9 Eylül’de İzmir’de denize döktü. Türkiye bu savaşla özgürlüğüne kavuştu.
30 Ağustos Zafer Bayramı ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Ankara, İzmir, Denizli, Afyonkarahisar ve Kahramanmaraş’ta kutlandı.
Resmi olarak Zafer Bayramı olarak ilan edilmesi 1935 yılının Mayıs ayında oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline dur diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zafer, o günden beri her yıl 30 Ağustos günü bayramlarla kutlanır oldu.
Zafer Bayramı’nın 92. Yıldönümü kutlamalarında; PKK Terörü’ne 59 Şehit ve 23 Gazi veren, “Şehitler Diyarı” olarak adlandırılan, nüfusu 85 bine yaklaşan ilçe halkından maalesef hiç kimse yoktu. Sadece törenin yapıldığı Atatürk Park’ının içinde tesadüfen bulunan ve banklarında oturan yaklaşık on kişilik bir seyirci grubu vardı. Onlarında törenlerle hiç alakası yoktu.
Düne kadar bu zaferi coşkuyla kutlayan Çubuk halkı ne olduysa bu tarihi zaferi unuttu. Artık tuzları kuru, başka şeylerle uğraşıyorlar...
Bu gidişle tarihi zaferlerini kutlamayan ilçe unvanına da yakında sahip olacağız.
Allah bu ülkeye bir “Kurtuluş Savaşı” daha yaşatmasın.. İlk savaşta ne hale düşeceğimiz şimdiden belli. Çünkü insanlar kamplara bölünmeye başladı. Bir irkilme olmazsa, bir zamanlar tavan yapan milli değerlerimiz şimdilerde taban yapmaya başladı.
Bu gidişle tarihi zaferlerini kutlamayan ilçe unvanına da sahip olacağız.
Vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak ve kollamak, milletimizi yaşatmak uğruna, İstiklâl ve Cumhuriyetimiz için canını feda ederek ve kanını akıtarak verilen bu onurlu mücadeleyi sonsuza kadar devam ettirme azminde olmalıyız. Bize bırakılan bu kutsal vatanımızın ebedi bekçileri olmalıyız.
Başta Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere, Vatanı, Bayrağı ve Milleti uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyorum.
Ayrıca ebediyete intikal eden gazilerimizin manevi huzurlarında saygı ile eğilir, yaşayan kahraman gazilerimize de saygı, sevgi ve şükranlarımı sunarım.
Şehitlerimiz yerinizde rahat uyuyun. Vatan size minnettardır. Ruhunuz şad olsun...
ŞANLI BAYRAĞIMIZ GÖKLERDE NAZLI NAZLI DALGALANIYORSA, KUTSAL KİTABIMIZ KUR’AN-I KERİM DİNMİYORSA BUNU AZİZ ŞEHİTLERİMİZE VE KAHRAMAN GAZİLERİMİZE BORÇLUYUZ...
ATATÜRK’ün 19 Eylül 1921’tarihinde söylediği şu ifadeler çok önemlidir; “ ... Milli bağımsızlığımızı, vatanın milleti ile bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek maksadıyla vatanımızın her karış toprağına kanlarını akıtan, Türk tarihine altın sayfalar yazdıran gazilerimizin, can veren şehitlerimizin hatıralarını yüceltmek, onlara olan minnet ve şükran duygularımızı ifade etmek milli görevimizdir.
Vatanımızın kurtuluşunda düşmanla amansız mücadele eden malûl veya gazi olarak hayat mücadelesi veren bu değerli şahıslara sahip çıkmak ve onlara saygılı olmak milletimizin tarihine ve mazisine bağlılığın ifadesidir.”
Şehitlerimizin ve Gazilerimizin Hatıralarına Saygı Göstermeliyiz
“Tarihlerini inkâr edenlerden yine tarih intikamını alır. Bunlar çürüyen bir ağaç gibi mahvolmaya mahkûmdurlar”
Çağın koşullarına, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ancak tarih bilinciyle mümkündür.
Türk milletinin her ferdi, yaşadığı hayatın geçmişte edinilen tecrübelerin bir sonucu olduğunu bilir. Bu bakış açısıyla gazilerinin ve şehitlerinin hatırasını canlı tutar. Onların yazdığı destanı sonraki nesillere aktarır. Böylece Türk olmanın şuurunu çocuğuna da öğretir.
Şehitlerimizin ruhlarını huzurlu kılmamız için, savaş arkadaşları gazilerimizi hak ettikleri değeri vererek, onları her yerde ve her zaman onurlandırmalıyız.
Bayramlarının değerini bilen Türk ulusunun ‘30 Ağustos Zafer Bayramı’ nı en içten dileklerimle kutluyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.