“Bu yılın tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyoruz.

Ancak unutulmaması gereken, biz hayra ne kadar layıksak o kadar hayrın bize erişeceğidir. Onun için hem; “İşlerimize hayır diliyoruz” ve hem de işlerimizi hayır ölçülerine göre yapıyor sonra ondan hayır umuyoruz. Bozuk düzen işlerinden beklenen hayır, kimse kusura bakmasın ama gelmez, gelemez.

Çocuklarımız ve gençlerimiz, “ahlak ve maneviyata…” önem veren bir eğitimden ve bir eğitim müfredatından geçirilmelidirler. Eğer böyle yapılmazsa karşımıza bu gün olduğu gibi anasını döven kız, babasını yaralayan oğlan çıkar. “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” inancında insanlar oluşur. Bunların elinden, “saçı bitmedik yetimin hakkını” koruyamazsınız.

Onun için din ve ahlak dersleri bütün öğrenim boyunca mecburi (zorunlu) olmalı mutlaka ehil öğretmenler tarafından okutulmalı ve bunlar mutlaka uygulamalı olmalıdır.

Bilhassa ikinci 4’lük eğitimden sonra okullarda başlayan kız – erkek arkadaşlığı maalesef hem kızlarımızı, hem genç delikanlıları, hem aileyi ve hem de toplumu yok edecek sonuçlara gitmektedir. Adına flört denilen bu yangın mutlaka söndürülmelidir.

Kim, hangi aile henüz öğrenciyken ve evlenmeden kızının hamile olmasını ister. Millet olarak artık bu türlü olayların yaşanmasını istemiyoruz.

Etkili bir ahlak ve maneviyat eğitimin yanı sıra 28 Şubat dayatması karma eğitime son verilmesini ve her branşta kız okullarının açılmasını istiyoruz.

Bu eğitim ve öğretim yılından itibaren tüm okul öncesi eğitim kurumlarında ikili eğitim uygulamasına geçilmesini bekliyoruz.  Çocuklarımızın daha fazla okulda tutulmasından ziyade öğrencilerin yaş grupları fiziksel özellikleri ve bireysel farklılıkları dikkate alınarak ilgi ihtiyaç ve yeteneklerinin gerektirdiği eğitimin verilmesinin uygun olduğuna inanıyoruz.

Çocuklarımızın, tek tip vatandaş yetiştirmeyi hedefleyen bir toplumsal mühendislik projesinin eğitim sistemine göre yetiştirilmesini değil, onların özgüvene sahip, dürüst ve güvenilir, sorgulayıcı ve eleştirel düşünce yetenekleri gelişmiş, inisiyatif alabilen, rekabetçi, girişken ve iş birliğine açık, toplum sorunlarına duyarlı, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer veren, toplumsal değerlerinin farkına varan ve buna sahip çıkan, doğal varlıklara ve çevreye karşı duyarlı, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe saygılı, en az iki dil yeterliliğine sahip insanlar olarak yetiştirilmesi yeni müfredatın temel felsefesi ve hedefleri olmasını istiyoruz” demiştir.