ZORUNLU BİR AÇIKLAMA
Kıymetli Okurlarım, Saygıdeğer Kamuoyu,
Çoğunu 35-40 yıldır yakından tanıdığım, aynı inanç ve düşünce dünyasının ferdi olmaktan gurur duyduğum Çubuk Belediye Başkanı, İlçe Milli Eğitim Müdürü, bazı okul müdürleri; yine bunlarla uyum halinde Çubuk için çalışan Kaymakam ve diğer birim amirleri ile ilgili “ Çubukta Birkaç Güzel Adam (1), (2) yazılarından “bazı yerel medyacılar” alınmışlar. Zira ben bu yazıda, bazı yerel medya sitelerinde tezahür eden basın anlayışını yermiş ve dostlarıma hiçbir hesap gütmeden arka çıkmıştım.
İsim vermediğim halde bazı kişiler, uyarı ve tavsiyelerden ders çıkaracaklarına, şahsımıza hakaret ve gerçek dışı haberler yaparak sataştılar. BOTAŞ Genel Müdür Yardımcılığı dönemimizde benzer anlayışla ulusal basında çıkan, hukuki davaya konu olmuş, içinde bizimle ilgili ne suç, ne de ahlaki bir olumsuzluk bulunan haberlerin başlığını, isim ve resmimizle verip algı oluşturarak haysiyet cellatlığına soyunmuşlar. İnternette adres gösterilen skandal haberinde olayı ortaya çıkarttığımdan bahsedildiği halde, bu olayın failiymişim gibi vererek iftira atılıyor. Haberi bile okumadan, anlamadan çirkin bir iki kelimeyi yan yana getirerek algı oluşturulmaya çalışıyorlar.
Bir tanesi de, hem bizi tanımadığını söylemiş, hem de diğeri gibi sözde google’da araştırma yapmış, bizimle ilgili binlerce olumlu haber varken, kasten şüphe ve yanlış algı oluşturmak amacıyla aynı haberleri aynı cellatlık için kullanmış; tanımadığını söylediği kişi hakkında (ki ben de kendisini tanımam) tamamen yanlış bilgiler vermiş; uydurma, asılsız, mantıksız zihin okumaları, yorumlar yapmış. Ortaya bu şekilde çıktığına göre suçlamaları üzerine alınmış diye düşündüm, halbuki ben bir anlayışı eleştirmiştim. Demek ki bu kişi de kendisine bunu yakıştırarak medyacılık safını belirlemiş. Kur’an-ı Kerim’de “Sonra da aşağıların aşağısına (Esfele Safilin) attık” (Tin Süresi-5) diye tarif ettiği güruh, bunlara benzer insanlardan oluşsa gerek.
Buradan kamuoyuna ve bu haysiyet cellatlığına soyunan ve bir nebze olsun meslek ahlakı bulunmayan bu insanlara beyan ederim ki:
- Bizim dostluğumuz samimiyete ve kadim inancımızın değerlerine dayalıdır, karşılıksızdır; test dahi edilemez.
- Genç yaşta iki defa görevlendirildiğim BOTAŞ Genel Md. Yardımcılığı döneminde; hem milyarlarca dolarlık uluslararası projelerin geliştirilmesini, hem de arz güvenliği ve 30 vilayete gaz teminine ilişkin milyarca yatırımı, tek kuruş yetim hakkına helal getirmeden gerçekleştirdik. Bundan dolayıdır ki, gerçek foyası, geri planı altı yıl sonra çıkan ülkemiz ve BOTAŞ üzerine kurulan kumpasa karıştırılmamıza rağmen, Cumhurbaşbakan’ımız Recep Tayyip Erdoğan ve Enerji Bakanımızın tasvipleri ile göreve devam ettim. Görevden alınmamı isteyen CHP milletvekilleri dahi şahsımdan özür dilemek zorunda kalmışlardır. Söz konusu dava devam ederken, yüksek etik kurallarını uygulayan 6 AB ülkesinin en büyük enerji şirketleri şahsımı iyi tanıdıkları için, Avusturya’da kurulan Nabucco Şirketine üst düzey yönetici olarak atamaktan tereddüt etmediler.
- Sözkonusu haberde geçen skandal ve diğer konularla hiçbir alakam olmamıştır. Zaten haberin içinde bu da vardır. BOTAŞ ile ilgisi olmayan üçüncü şahısların dedi kodusu olan bu konular dava sürecinde asla kimsenin önüne gelmedi.
- 6 yıl süren sözkonusu dava yerel mahkeme safahatı 2 yıl önce tamamlanmış; kararlar yargıda malum paralel yapılanmadan etkilenmiş olsa bile şahsımızla ilgili yolsuzluk ve rüşvetle ilgili tüm suçlamalarda aklanarak sonuçlanmıştır. Yerel gazeteci geçinen bu haysiyet cellatları, bu konu ile ilgili hiç bir araştırma yapmadıkları gibi, google'da olan bu bilgiyi de görmezden gelmişlerdir
- Yaptığımız işler gibi yazılarımız da, “emr-i bi’l maruf, nehyi an-il münker” (iyiliği emredin, kötülüğün def edin) bilinci ile ele alınmıştır.
- 2001 yılından bugüne hem mesleki, hem de gündeme ilişkin, ara ara da olsa yazı yazarım. Bu yazılar, gözlemlere dayalı, objektif bir bakış açısı ile yapıcı eleştirileri de kapsayacak şekilde kaleme alınmış, bazı çalışmalarımız akademik yayınlarda çıkmıştır. Bilgiye, okumaya, yakın ve uzak çevremizle görgüye dayalı yazılarımızda ana temalarımız daima fikirler, olaylar ve olgulardır. Gayemiz üzüm yemek; bağcıyı dövmek, ona buna hakaret etmek değil.
- Çubuk bizim sevdamızdır. Çubuk’ta sürekli yaşamasam da ailem ve dostlarım, emanetimiz var olduğu sürece her daim olduğu gibi sık sık gelmeye, Çubuk’un daha yaşanabilir olması için katkı vermeye devam edeceğim. Çubuk Belediyesi İmar Müdürlüğünde çalışmış birisi olarak bütün sokaklarını; ziyaretler ve yürüyüşlerle köy ve dağlarını iyi bilirim.
- Süreci 2006 yılında başlayıp, yerel mahkeme süreci ancak 17-25 aralık 2013 döneminde şüpheli şekilde vicdanları kanatarak biten davanın temyiz süreci Yargıtay’da devam etmektedir.
- AK Partiden milletvekili aday adaylığımız sürecinde Çubuk, Pursaklar ve Kalecik’ten Ayhan Yılmaz’dan sonra en fazla desteği alan 2. aday oldum. 246 aday arasında teşkilat yoklamasında 18., STK yoklamasında 15. oldum. Abdestimizden şüphemiz olsa, bu yola zaten çıkmazdık.
- Bizim için, hiçbir maddi ve manevi menfaat, dostlarımızın, arkadaşlarımızın ve diğer insanların güveninden daha değerli değildir ve hayatımızın hiçbir döneminde de menfaate dayalı bir işimiz ve dostluğumuz olmadı. Siyaset ehliyetin, yetkinliğin yanında nasip, kısmet işidir. Siyasi emelle bir yere gelmek gibi bir amacım olsa, 7 Haziran ve 1 Kasım seçim dönemlerinde, yakından tanıdığım bakan, genel başkan yardımcısı, milletvekili arkadaşların peşinde koştururdum. Çalışmalarımız yakın çevremize yönelik ve dua ile sınırlı olmuştur.
- İstihdamda temel prensibimiz mevzuata ve evrensel değerlere uygun emanet ve ehliyet ilkesidir. Bununla birlikte içinde -isimleri bizde saklı- onlarca da bölge (Çubuk-Kalecik) insanı olan 200’den fazla kişinin doğrudan ve dolaylı olarak istihdam sürecine katkımız olmuştur.
- Kamudan bir makam beklentim olsaydı milletvekili aday adaylığından sonra emekli olmazdım.
- Çubuk İmam Hatip Lisesi Mezunlarını ilk defa dernekleşmesine ön ayak olup, kurucu başkanlığını yaptığım ÇİM-DER’in, yeni bir proje olarak hayata geçirilmesi sürecinde Başkan Yardımcılığı için hiç bir talebim olmamış, benim dışımdaki arkadaşların ortak kararı ile olmuştur. Yönetimde küskünlük yok, yeni bir işe başlamanın heyecan ve motivasyonu vardır. Bu dernek Allah’ın izni ile Çubuk’ta önemli işlere imza atacaktır.
- Hangi haberin iftira, tezvirat ve istihza içerdiğini merak edenler için; www.habercubuk.com da 21.10.2015 tarihli “Müdür Nerde” “İşimiz sempozyuma kaldı” ile www.cubuksesi.com’de “ 24.10.2015 tarihli Agat Taşı Hikayesine 718 bin TL” ile 16.10.2015 tarihli “ Çubuk’ta Eğitimin Kalitesi Ne” çıkan haberlerin içeriği ve veriliş tarzı yeter diye düşünüyorum.Ayrıca benimle ilgili iki gündür yapılan ve yalan olduğu kasten görmezden gelinen haberler.
Yetiştiğimiz, serpildiğimiz topraklara vefa borcunu ödemek adına ilgi duyduğumuz, bunun içinde 2005’yılından bu yana gelişmesine yardımcı olduğum www.cubukhaber.com sitesinde çok uzun zamandır yazıyorum. Bize karşı, Çubuk’ta görev almış dostlara karşı yapılmaya çalışanlara bakıyorum da bizim bizden başka düşmanımız yok. Kendi değerlerimizi yukarı taşıyacağımız yere, hep acaba yukarıdakileri nasıl aşağı çekeriz fesatlığındayız.
Değil bir yazıyı, bir cümleyi dahi doğru okuyup anlayamayan bu insanlara karşı, Mevlana’nın “ cahil insanlara karşı kitap gibi sessiz ol” tavsiyesini yerine getirmediğimiz, “nehy-i an-il münker” ilkesi üzeri hareket ettiğimiz için belki sosyolojik olarak hatalı olabiliriz. Ne demişler atalarımız “Basma cahilin izine, gitme şeytanın sözüne”; zira “boş kap, dolu fıçıdan çok ses çıkarır”.
Bu konuda zorunlu olarak yaptığım işbu açıklama ilk ve son olacak. Şahıslar, Çubuk’taki devlet görevlileri hakkında bürolarda, büfelerde, kafelerde bir araya gelerek; yayınlarıyla açıkça itiraf ettikleri gibi görev paylaşımı yaparak, sürekli olarak gerçek dışı ve hakaret içeren yayınlar yapmak suretiyle mevzuatın suç sayılabileceğini değerlendirdiğim fiilleri organize bir şekilde işleyen kişileri önce Allah’a, sonra yetkililere havale ediyor; şahsi haklarım içinde hukuki süreci en kısa zamanda başlatacağımı kamuoyuna saygı ile duyururum. 04/10/2015
ŞAKİR ARIKAN