2016 yılı ekonomik raporu (4)
Eylül 2016’da (6 Eylül 2016) motorine ve benzine yapılan ÖTV zamları;
Petrol ürünlerinden motorine ve benzine yıllardan beri küçük oranlarda ama sürekli zam gelmiştir. Bu zamlar 2015 yılından önce uluslararası piyasalarda petrolün varilindeki artıştan ve dolardaki artıştan kaynaklanmaktaydı. Ocak 2015’de Dünyada petrolün varil fiyatı 115 dolardan 50 doların altına gerilemiştir. Hatta 2016 yılı başında 40 doların altına düşmüştür. Şu günlerde 50 dolar kadardır. Kısaca petrolün varil fiyatında %50’den fazla düşme olmuştur. Ham petrol fiyatındaki bu ucuzlama Türkiye’de tüketiciye aynı oranda olmasa da yansımış ve zaman zaman benzin ve motorin fiyatlarında düşmeler olmuştur.
6 Eylül 2016’da akaryakıt ürünlerinden motorin ve benzin ile oto gaz ve solventlerin ÖTV’sine zam geldi.
Yeni zam miktarı 95 oktan benzin ile motorinin litresinde 20 kuruş, LPG’nin de kilogramında 20 kuruş oldu. Bu zamlarla 95 oktan benzinin litresindeki ÖTV 218 kuruştan 238 kuruşa, motorinin litresindeki ÖTV 159 kuruştan 179 kuruşa, LPG’nin kilogramındaki ÖTV de 158 kuruştan 178 kuruşa yükseltildi.
Bilindiği üzere, petrol ürünlerine yapılan zam otomatiğe bağlanmıştır.
Dünya piyasalarında ham petrol fiyatları yükseldi, hemen benzine, motorine ve LPG’ye aynı oranda zam yapıldı. Dolar kuru yükseldi, haydi benzine, motorine, LPG’ye aynı oranda zam.
AK Parti hükümetlerinin en iyi yaptığı iş budur. Ama petrolde ucuzlama olunca benzin, motorin ve LPG fiyatlarında aynı oranda ucuzlama olmamaktadır. Benzine ve motorine zam gelince, şehirlerarası ve şehir içi ulaşım ücretleri dahil tüm taşımacılık ücretlerinde ve petrolün girdi olarak kullanıldığı tarım ürünleri ile diğer tüketim mallarının fiyatlarında artış meydana gelmektedir.
Türkiye kendi ihtiyacını karşılayacak kadar petrol üreten bir ülke değildir. Tüketilen petrolün büyük bir kısmını yurt dışından satın alıyoruz. Ham petrole zam gelmesi benzin ve motorin fiyatlarını etkiler. Ama hiç unutulmamalıdır ki, satın alınan benzinin de, motorinin de % 60 kadarı vergidir. Bu vergilerin oranı düşürülerek benzin ve motorin zamları yapılmayabilir.
Ama hali vakti yerinde olanlardan, kazanan kesimden alınması gereken gelir vergisini alarak bütçe gelirlerini oluşturamayan iktidar, tüm toplum kesimlerinin ödediği dolaylı vergilerle bütçe gelirlerini oluşturmaya çalışıyor.
Türkiye’de toplam vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin payı % 68-70, doğrudan vergilerin payı ise % 30-32 kadardır. Bu oran ABD, Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerde tam tersi durumdadır. Yani endüstrileşmiş dediğimiz, gelişmiş dediğimiz ülkelerde dolaylı vergilerin oranı düşük, doğrudan vergilerin oranı yüksektir. Bunun anlamı Türkiye’deki vergi sistemi yapısal bir hata içermektedir. Bu hatalı yapı sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın ekonomik yönden sıkıntı çekmesine sebep olmaktadır.
Diğer Vergi (ÖTV) Zamları;
2011 yılı Ekim ayı içerisinde, ÖTV motorlu araçlarda motor hacmi;
1.600-2.000 Lt. arası olanlarda %60’dan %80’e,
2.000 Lt.’nin üzerinde olanlarda %84’den %130’a ve
Ticari araçlarda da %10’dan %15’e yükseltilmişti.
2016 yılı Kasım ayında (24 Kasım 2016) motorlu taşıtların ÖTV’sine yeni zamlar geldi. Bu arada 30 Kasım 2016 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 9561 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile sigaradaki ve alkollü içkilerdeki ÖTV oranları yükseltildi, sigaradaki maktu vergi miktarı ile alkollü içkilerdeki maktu vergi miktarları da artırıldı.
Benzine, motorine ve LPG’ye zam yaparken bu malların yurt dışından ithal edildiğini, uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatlarında meydana gelen artışların tüketiciye yansıtıldığını ifade eden yetkililer 2011 yılı Ekim ayında ÖTV ‘ye yapılan zamları açıklamakta sıkıntı çektiler ve Sayın Maliye Bakanı bu yolla cari açığın sınırlanmasının hedef alındığını beyan ettiler. 2016 yılının Eylül ve Kasım aylarında yapılan zamlarda ise bütçe açığının azaltılması gözetilmiş olsa gerek. Hatırlanacağı gibi 2011 yılında yapılan ÖTV zamları için dönemin Başbakanı da “zam yapmayalım da Yunanistan gibi mi olalım” demişlerdi. Sanıyoruz bu ifadeler Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumu çok iyi açıklamaktadır.
Yunanistan gibi olmak, yani iflas etmek. Evet, biz bu iktidarı eleştirirken bu ekonomik politikalarla, bu borçlanma ile Türk ekonomisinin bir çıkmaza sürüklendiğini hep ifade ettik ve halen de ediyoruz. Son zamanlarda AK Parti iktidarının Başbakanı da, Maliye Bakanı da diğer Bakanları da Türk ekonomisinin sıkıntıda olduğunu söylüyorlar. Demek ki uyguladıkları ekonomi politikalarının hatalı olduğunu görmeye başladılar.
İktidara sesleniyoruz. Satılan mallara zam yapmakla, yeni vergiler koymakla veya vergi oranlarını artırmakla, işçiye, memura, emekliye, çiftçiye, dul-yetime verirken cimri, faizciye verirken bonkör davranarak ekonomi düzelmez, düzeltilemez.
Kaynak: Prof. Dr. Latif Öztek ve TUİK