İslam dini yardımlaşma dinidir. Yardım eden yardım ettiği kişinin yüzünün, güldüğünü görünce, yardım edende, bu yardımından haz duyar. Yoksula yardım etme, Yaratanımızın emri olduğu gibi, vicdanen de bir borçtur. Yoksula verecek bir şeyin yoksa ona güzel söz söyle ve incitici davranışta bulunmama konusunda (Senin tebessümün bir sadakadır) (Tirmizi birr.36) hadisi şerifi de bu doğrultudadır.
Yoksula yardım etmenin yararları; Zengin ile fakiri birbirine kaynaştırır. Aralarındaki husumeti, hasedi ve düşmanlığı giderir. Sevgiyi artırır. Ve toplumda bir kaynaşma sağlar. Yapılan yardımlaşma ile fakirlerin yaraları da sarılmış olur.
İslam dini yoksula yardım etmeyi(Zekâtı) farz kılmıştır. Bu nedenle Kur’an-ı kerimde pek çok ayeti kerimelerde olduğu gibi, tövbe suresi 103 dede ‘Onların mallarından sadaka (zekât) al bununla onları temizlersin…’ buyurmaktadır.
Zekât ve sadaka vermemek için, şeytan insanı fakirlikle korkuttuğunu bakara süresi 268. Ayetinden öğrenelim. ‘Şeytan sizi fakirlilikle korkutur ve size cimriliği telkin eder. Allah ise, size katından bir mağfiret ve bir lütuf vadeler…’ buyrulmaktadır. Şeytan insana dürtüde (fiskosta) bulunur sen nasıl olurda malını yoksula veririsin der ve ‘mal canın yongasıdır’ düşüncesiyle insanı hayırdan va’z geçirmeye çalışır. Başarı bu düşünmeyi yenmektedir. Cimrilik karanlığa mum yakmak, Cömertlik ise aydınlığa çıkmak, olarak nitelendirilmektedir.
Yoksula yapılan yardım karşılığında iyi davranılmasıyla ilgili bakara süresi 263. Ayetin meali ‘Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir aceleside yoktur.’
Yaptığın iyilik karşısında, iyilik yaptığın kişiden, maddi ve manevi bir beklenti içinde bulunulmamalı. Yapılan iyilikler başa kakılmaması fakirin küçük görülmemesi gösterişten, riyadan, uzak kalınması, böyle yapılan iyiliğin, boşa gittiği, sahibine de bir yararının bulunmadığını, bakara süresi 264 ayetinde ‘ Ey iman edenler! Allah’a ve ahıret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi başa kakmak ve incitmek yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın…’ Beyanı yer almaktadır.
Kur’n-ı kerimde pek çok ayeti kerimelerde yardımlaşma (Ensar) dan bahsedildiği gibi Bakara süresi 148. Ayetinde de ‘…Siz hayır işlerinde yarışın’ beyanı yer almaktadır.
Yardımlaşma, maddi olur, manevi olur, ferdi olur, toplumsal olur; Yardımların uygun olanı, fıkha uygun yerlere sarf olunanıdır..
Manevi yardımlaşma ise; gönül almak, dargın olanların barıştırılması, hastayı ziyaret, müminlerin dinin, vatanın, saadet ve selameti için, dua yapmak, bildiğini, bilmeyene öğretme, Va’az ve nasihatte bulunma, öğrenmek isteyenlere bilmediğini öğretme, yolunu şaşırmış olanlara yol gösterme, sınıfını geçemeyenlere bilgisiyle yardımcı olma, insanlara karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmak gibi hususlarda manevi yardımlaşma cümlesinden sayılır.
İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır. Veren el alan elden hayırlıdır. Zenginin malında fakirin hakkı olduğu ve zengininde fakire borçlu bulunduğu. Zariyat süresi ayet 19 da şöyle yer almaktadır. ‘Onların mallarında, muhtac ve yoksullar için bir hak vardır. Buyrulmaktadır.
Allah’ım az verip gezdirme, çok verip azdırma duasını yaparken hatırıma alak süresindeki 6. Ayet geldi ‘Gerçek şuki, insan kendini kendine yeterli (zengin) görerek azar, …’ beyanı yer almaktadır. Karunda, malının zekâtın vermedi, azdı, inançsızlığı ve azgınlığı yüzünden helak olup gittiği Kasas süresi ayet 76 nın tefsirinde beyan edilmektedir.
Yoksula yardım konusunda Dr. İbrahim ateşin bir şiiri ile yazımıza son verelim.
Ne yoksul ol ne yoksun,
Yoksul olursan yoksun.
Aç kalsan da aç doyur,
Aç doyurursan toksun.
Az verdiğinle varsın,
Çok yediğinle yoksun.
Yarına yatırımı yap,
Bu gün var yarın yoksun.
Allah’a emanet olunuz.