Şu sıcak Yaz günlerinde her gün onlarca vatandaşın dinlenmek, gezinti ve piknik yapmak için gittiği ‘Yeşil Çubuk Parkı’nda çevre düzenlemeleri ve temizliği konusunda titizlik gösterilmesi gerekmez mi?
Oysa bu havuzun temizliği sürekli olarak yapılsa, fıskiyeleri de zaman zaman açılsa daha güzel olmaz mı?
İlçemizin önemli mesire alanlarından, vatandaşların dinlenmek, gezinti ve piknik yapmak için gittiği Park’ta çevre düzenlemeleri ve temizliği konusunda titizlik gösterilmemesi sağduyulu vatandaşları üzüyor.
Bu sebeple şimdilerde parka ilgi oldukça azaldı.
Park’ın, Park Izgara ve Kafeterya güzergâhındaki kameli yeler genelde çöpten geçilmezken (üstelik her kameli yenin yanı başında çöp kovaları varken), Öğretmen Evi girişindeki güzergâhı Adliye’nin önüne kadar tertemiz...
Park’taki Kafeterya’nın önündeki kameli yelerde oturan çok az. Nedeni ise yanındaki havuzun içinin yosundan görülmüyor olması. Tabiri caizse çevre ve görüntü kirliliği had safhada. Ama bazı aileler yer bulamadıkları için buradaki kameli yelere oturmak zorunda kalıyorlar...
Bu yüzden Oyun Parkı’na gitmek için daha önceleri Kafeterya önünden geçen aileler şimdilerde çayın diğer güzergâhını kullanıyor.
BELEDİYE YEŞİL ÇUBUK PARKI’NI GÖZDEN ÇIKARTTI MI?
Bir atasözü vardır, “Yenisi yapılınca eskiye rağbet kalmaz”
Çubuk Belediyesi Çubuk Abad Parkı’nı hizmete açtıktan sonra Yeşil Çubuk Parkı’nı unuttu mu?
Şu sıcak Yaz günlerine rağmen havuzun temizliği neden yapılmıyor?
Yoksa Başkan’ın bundan haberi yok mu?
Her şeyi Başkan’ın görmesi ve bilmesi tabii ki mümkün değil. Bunu personel görecek ve Başkan’ı durumdan haberdar edecek. Başkan da havuzun temizlenmesi için ilgili birimlere emir ve talimatlar verecek...
Ne hikmetse Havuz’un bu durumundan hiçbir Belediye personelinin de haberi yok. Ya da gördüler, fakat önemsemediler. Hayret doğrusu...
(Aynı durum Kent Merkezi’nden geçen Çubuk Çayı içinde geçerli)
Havuz (1999-2004) yılları arasında Çubuk Belediyesi tarafından yaptırılmıştı. Havuz o günden bugüne Park’a ayrı bir güzellik ve hava veriyordu. Vatandaşlar çevresinde gezinti yapıyor. Banklarda oturuyor dinlenerek, stres atıyorlardı. Bazen de çocukları ile gelip kameli yelerde onlarla piknik yapıyorlardı.
Temizlendiğinde tekrar aynı görüntüleri görmek tabii ki mümkün...
Havuz şimdilerde ise hilkat garibesi bir manzaraya sahip. Bırakın oturmayı, havuzun durumunu bilenler buradan geçmiyor.
Belediye’den bir Allah’ın kulu buradan geçmiyor mu?
Park’ın yeşilliğine uymayan bir manzaranın ortaya çıktığını belirten vatandaşlar, Belediye görevlilerinin havuzların bakım ve temizliğini yaparak faaliyete geçirmelerinin Parkı canlandıracağını söylüyor.
Yer altı sularının bol olduğu bir bölgede havuzların faal tutulmamasını yadırgadıklarını belirten vatandaşlar, “Belediye bu havuzlarda bakım yapmayınca yosun birikintisi toplanıyor. Böyle olunca da buradan geçenler de ellerindeki çöpleri ve diğer atıkları hiç tereddüt etmeden havuza atıyor.. Suşehri Çubuk’a çöplük olan havuzlar yakışmıyor.” Şeklinde sitemlerini ifade ediyorlar.
Hele hele bu Havuz’un Çubuk Adliyesi’ne yakın oluşu da buraya ayrı bir önem kazandırıyor. Çünkü Adliye’ye ilçe dışından gelenler zamanlarının çoğunu burada banklarda ve kameli yelerde oturarak geçiriyor. Havuzun içler acısı durumunu görenler ise şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar...
Oyun Parkı’na giden aileler de çoğu zaman havuzun güzergâhını takip ederek transit geçiyorlar.
Kısacası havuz’un durumu hiç de iç açıcı değil...
“HAVUZA GİRMEK YASAK VE TEHLİKELİ”
Havuzun başında ve sonunda tahta üzerine yazılmış “Havuza girmek yasak ve tehlikelidir” şeklinde uyarı yazıları mevcut.
Allah aşkına böyle bir havuza kim girer!.. Vatandaş canını yolda mı buldu?
Havuzda bir temizlik yapılsa içinden neler çıkar?
KAMELİ YELERİN ALTI ÇÖPLÜK...
Park içindeki kameli yelerin yanı başında çöp kovaları olmasına rağmen oturma banklarının altlarında hala kuruyemiş kabuklarına rastlamak mümkün.
Park’ta temizlik işçisi yok. Olsa bir yerlerde belli olurdu.
Yeşil Çubuk Parkı içinde Park ve Bahçeler Müdürlüğü hizmet binası var.
Park’taki havuzların temizliği herhalde Ankara Büyükşehir Belediyesine ait olacak ki, Havuz’un temizliği yapılmıyor. Yoksa şimdiye kadar elli defa temizlenirdi. Ama ne olursa olsun, kimsenin eline yapışmaz; Görevleri olsun, olmasın birilerinin Havuz’u temizlemesi lazım. Çünkü bu bir insanlık görevidir. “Temizlik İmandandır.”
Yeşil Çubuk Parkı 7/24 saat Kamera Sistemi ile gözetleniyor. Peki, burada görevlilere sormak lazım; Kameli yelere ve Havuz’a çöp atanlar görülmüyor mu? Görülüyorsa bunlar hakkında neden işlem yapılmıyor?
HAVUZDA BAKIMSIZLIKTAN YOSUN OLUŞMUŞ...
Neredeyse Havuz’un Eylül 2018’den beri temizliği ve bakımı yapılmıyor.
Yeşil Çubuk Parkı’ndaki havuz; Bakımsızlıktan, sorumsuz/vurdumduymaz birtakım yaratıklar tarafından atılan çöpler yüzünden yosuna dönüşmüş durumda...
Havuzlarda çok sık görülen en önemli sorun yosundur. Tamamen bakım eksikliğinden kaynaklanan ve zamanında müdahale ile çabuk temizlenen bu sorun, acil önlem alınmadığı ve önemsenmediğinde kâbusunuz haline gelebilir. Şu anda da adeta bir kâbus...
VATANDAŞ GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİ DİNLEMİYOR...
Park’ta biri ATV’li olmak üzere 3 güvenlik görevlisi görev yapıyor. Koskoca Park’ın güvenliği için bu sayı çok az.
Park aynı zamanda 7/24 saat Güvenlik Kamerası ile de izleniyor.
Güvenlikçiler her türlü olumsuzluğa rağmen görevlerini hiç aksatmadan büyük bir özveri ile yapıyorlar.
Parka maskesiz girenleri ikaz ediyorlar, Kameli yelerde dip dibe oturanlara maskelerini takmalarını söylüyorlar. Kimisi maskeyi takıyor, birkaç adım uzaklaşınca tekrar çıkartıyormuş, kimisi de bize “korona morona bulaşmaz” diyormuş...
Başkan’ın buradaki güvenlik görevlilerinin sayısını artırması ve onların arkasında olduğunu ifade etmesi gerekir...
Ayrıca Yeşil Çubuk Parkı’na akşamları gidenler çok az... Eskiden kalabalıktan geçilmezdi...
ÇUBUK ÇAYI NE ZAMAN TEMİZLENECEK?
Yeşil Çubuk Parkı’nın ortasından geçen Çubuk Çayı yine kirlendi. Bakan gören de yok.
Bir zamanlar Çubuk Çayı’da koruma altında idi. O Hüviyeti de ortadan kalktı.
Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın; 14.11. 1981 tarih ve A-3165 sayılı kararında, “…İlçe Merkezinin ortasından geçen Çubuk Çayı’nın iki yanındaki ağaçlık kısımda yer alan her bir söğüt ağacının da tescil edilmesine ve bu bölgenin yeşil alan olarak değerlendirilmesine ve bahçelerinde korunmalarına” denilerek ilgili kararla Çubuk Çayı koruma altına alınmıştı.
Bir zamanlar Çubuk Çayı’nın Baraj’ın Savağı’ndan şimdiki Sanayi Bölgesi’ne kadar iki yanı söğütlerle bezenmişti. Şimdi onların yerinde betonlar var. Çay’ın her iki yanındaki bahçelerin olduğu yerde de beton yığınları (binalar) yükselmiş durumda.
Bir zamanlar o güzel Çubuk Çayı’nın eski halinden bir eser kalmadı.
Kısacası, ilçede koruma altına alınması gereken yerlerin ekolojik (çevre) dengesi büsbütün bozulmuş durumda...
Ayrıca Çay kenarlarının belirli bir mesafesine kadar inşaat izni verilmemesi gerekirdi. Çubuk Çayı, Metropol İlçe oluncaya kadar DSİ’ye aitti. DSİ yetkilileri, bir zamanlar Çay’ın her iki yanında 30 m. mesafeye kadar inşaat izni vermezlerdi!..
23 Temmuz 2004 tarihinde “Metropol İlçe” olduktan sonra Çubuk Çayı ve çevresinin kontrolü Büyükşehir’e geçti.
Hangi akla hizmet edildi ise; Çay yatağı ve yan çeperleri betonlaştırıldı. Bu nedenle Çay’ da su birikmiyor, akıp gidiyor.
Ayrıca betonlaşma sonucu Çay’daki suyun çevreye giden damarları da betonlaşma sonucu kesildiği için, Atatürk Parkı’ndaki ağaçlar bile kurumaya başlamıştı. Bir başka ifade ile artık Çubuk Çayı’ndaki suyun yanı başındaki bir ağaca bile faydası yoktu.
Betonlaşma sonucu Çubuk Çayı’nın eski doğal görüntüsü de kaybolmuştu. Çünkü eskiden Çay kenarları yemyeşil bir bitki örtüsü ile kaplanmıştı. Çay kenarında iğde ağaçları vardı. Mis gibi kokardı. Çay çevresi her yönüyle doğaldı.
Koruma kalktıktan sonra da Çubuk Çayı’nın 10-13 metre yakınına bile binalar yapıldı veya yapılabiliyor. Yetkililerin ise bu uygulamaya sesi-soluğu hiç çıkmadı!..
Çubuk Belediyesi bile dere yatağına Hizmet Binası yaptı...
Allah esirgesin, Çubuk Çayı’nın taşması sonucu (geçtiğimiz yıllarda birkaç defa taşmıştır); Çubuk’ta bir sel felaketi olsa, Çay yatağına yapılan binaların ve içinde oturanların başına neler gelir, hiç düşündünüz mü?
Oysa ülkemizde konuyla ilgili olarak ibretlik ve ders alınacak yüzlerce olay var. Samsun, İstanbul-İkitelli, Ordu ve en son İstanbul, Artvin ve Rize’de meydana gelen sel felaketleri buna en çarpıcı örnekler...
Bir zamanlar şarıl şarıl akarken, sularında ördek ve kazlar yüzerken, hatta biriken sularda gençler yüzüp, balık tutarken, Gökçek döneminde Büyükşehir’in ıslah çalışmaları kapsamında Çubuk Çayı’nın dere yatağına hasır beton atılarak taşlaştırıldı. Ve burada yaşamını sürdüren börtü böcek ortadan kayboldu.
Şimdilerde de Çubuk 2 Barajı’ndan bir damla su bırakılmıyor... Önceleri Baraj dolduğunda bırakılırdı. Şimdi o günler mazide kaldı. Çay yatağında biriken su ise şimdilerde simsiyah. Kuşlar zaman zaman Çay’a konarak bu mikroplu sudan içiyor...
VATANDAŞLAR SORUMSUZ VE DUYARSIZ...
Hadi yetkililer o kadar meşgul ki Çubuk Çayı’nın o kötü durumunu göremiyor.
Çubuk Çayı’nın Köprü ayağına yakın yerde iki ‘Çay Bahçesi’ var.
Vatandaşlar Çay’a nazır masalarda oturup sohbet edip çay içiyor. Çay’ın içler acısı durumunu seyrediyor. Ama içlerinden bir duyarlı vatandaş çıkıp da Çubuk Çayı’nın bu durumunu yetkililere iletemiyor, soramıyor...
Bu ne sorumsuzluk ve vurdumduymazlıktır...
SONUÇ:
Yeşil Çubuk Parkı içindeki Havuz ve Çubuk Çayı maalesef kaderine terk edilmiş durumda...
Yeşil Çubuk Parkı’ndaki Havuz ile Çubuk Çayı yatağının temizliğini Büyükşehir’in yapması mı bekleniyor?
Yetkililere ve etkililere önemle duyurulur...