AB Bakanı ve Başmüzakereci olarak atanan Mevlüt Çavuşoğlu, görevi Egemen Bağış'tan devraldı.Kabine değişikliğinin açıklanmasının ardından AB Bakanlığı'nda bugün devir teslim görevi düzenlendi.
Törende konuşan eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, "Beni Başbakanımızla tanıştıran Mevlüt Çavuşoğlu'dur. Sayın Çavuşoğlu'nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı'na seçilmesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük bireysel diplomatik başarısıdır. Mevlüt kardeşime görevi devretmekten onur duyuyorum. Emanet ehlindedir. İçim rahat, gönlüm ferah" dedi.
Çavuşoğlu ile yol arkadaşlıklarının bundan sonra da aynı samimiyetle devam edeceğini vurgulayan Bağış, "AK Parti'yi tanımayanlar, AK Parti'ye ikbal penceresinden bakanlar elbet bu kader arkadaşlığını anlayamayabilir. Şahsi ikbali uğruna ülkenin ve milletin emanetini gözardı edenler, Sayın Başbakanımızın yol arkadaşı olmanın kıymetini anlayamamış olabilir. Ama biz bunun çok net farkındayız" diye konuştu.
AK Parti'nin çok büyük bir aile olduğunu kaydeden Bağış, şöyle konuştu:
"Bizi bölmek isteyen mihraklar, fitne sokmak isteyenler hep oldu, olacaktır. Bütün bu tuzakları inşallah birlikte hayal kırıklığına uğratacağız. Bizim Başbakanımızla yol arkadaşlığımız pazara kadar değil mezara kadardır. Bizim davamız ülkeye ve millete hizmet etme davasıdır. Saflarımızı çok daha sıklaştırmamız gerektiğinin farkındayız. Beddua edenlerle değil, hayır duası yapanlarla bu ülkeyi daha da yukarı taşımak için el birliğiyle çalışacağız."
"Görevi Bağış'tan devralmak hem zor, hem kolay"
Çavuşoğlu da konuşmasında, hem AB takımının kaptanlığını üstlenmenin gururunu hem de görevi Bağış'tan devralmanın verdiği burukluğu yaşadığını söyledi.
Yeni görevinin, Bağış'ın çıtayı çok yükseltmesi nedeniyle hem zor, hem de kolay olacağını ifade eden Çavuşoğlu, "İnşallah Türkiye'nin AB sürecini hep beraber daha da kolaylaştıracağız" dedi.
Tören, Bağış'ın "Bir çay ısmarlar mısınız Bakanım" esprisiyle sona erdi.
Başbakan yardımcılığına atanan İşler görevi Bozdağ'dan devraldı
Başbakanlık Merkez Bina'daki devir teslim töreninde konuşan Bekir Bozdağ da başbakanlık yardımcılığı sıfatıyla yürüttüğü bakanlık görevini donanımlı, başarılı, birikimli, disiplinli ve çalışkan bir milletvekili olan İşler'e devretmekten duyduğu onuru ifade etti.
Bakanlığına bağlı kuruluşlardan Diyanet İşleri Başkanlığını, Türkiye'nin yüz akı, birlik ve beraberliğinin çimentosu bir kuruluş olarak nitelendiren Bozdağ, TİKA'nın da Türkiye'nin yardım eli olduğunu söyledi.
TİKA'nın dünyanın neresinde darda ve zorda bir ülke ve topluluk varsa oranın imdadına koştuğunu belirten Bozdağ, "Nereye giderseniz gidin TİKA'yı, onun hizmetlerini, büyük başarılarını göreceksiniz" diye konuştu.
İşler'in bu alanlarda yapacağı başarılı hizmetlerle mevcutları daha da ileriye götüreceğine yönelik inancını dile getiren Bozdağ, "Kendisini tanıdığım için de bu güvençle bu rahatlıkla gönül huzuruyla görevimi teslim ederken biliyorum ki benden daha çok koşacak, benden daha çok çalışacak, benden daha çok netice almak için gayret edecek bir arkadaşıma emaneti bırakıyorum. O yüzden de gönül huzuruyla emaneti devrediyorum. Umuyorum ki çok büyük başarıları Emrullah Bey Başbakan Yardımcımız olarak yerine getirecektir" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı İşler
Görevi devralan Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği teveccühe layık olmak için elinden gelen gayreti göstereceğini belirtti.
Bozdağ'a kendisine yönelik iltifatlarından dolayı teşekkür eden İşler, "Değerli Bakanımız deneyimli bir siyasetçi. Özellikle bu görevi de böyle deneyimli bir siyasetçiden almaktan da ayrıca onur duyuyorum. İnşallah kendisinin tecrübelerinden yararlanacağım" ifadelerini kullandı.
Eski Bakan Ergün, görevi Fikri Işık'a devretti
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak atanan Fikri Işık, görevi Nihat Ergün'den devraldı.
Işık, Bakanlıktaki devir teslim törenindeki konuşmasına, Bakanlık görevini kendisine tevdi eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederek başladı.
Bakan Işık, Nihat Ergün'den ilkelerin hakim olduğu temiz siyaseti öğrendiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Çok şanslıyım. Bakanlığı aldığı günden bu güne kadar Bakanlıktaki kurumsal gelişimi, Bakanlığın başarılarını, çalışmalarını, icraatlarını yakinen takip eden bir kardeşiniz olarak, zannediyorum bu görevi devir alan en şanslı 10 bakan içerisinde kendimi addediyorum. Nihat Ergün beyden bu görevi devralmış olmak benim için hakikaten bir şans, bir onur. Bir de zorluğu var tabii bu işin. Bu kadar yüksek çıtayı daha da yukarıya taşımanın zorluğu var. Ama onu da sizlerle birlikte ve her zaman da sayın bakanımızdan gerekli desteği alacağımızı ümit ederek daha üst noktalara taşıyacağımıza inanıyorum."
Ergün: "Takdirle gelirsiniz, takdirle gidersiniz"
Devir teslim töreninde konuşan Ergün, bugünün, kendisi için çok yeni ve çok sevinçli bir gün olduğunu söyledi.
Bakanlıkların, takdirle gelinen ve takdirle gidilen makamlar olduğunu belirten Ergün, şunları kaydetti:
"Kimsenin şöyle bir düşünce içinde olması doğru olmaz. Hani, 'Gelinmesi takdir edilince iyi, gidilmesi takdir edilince kötü' olmaz. Çünkü bu makamların usulü budur. Takdirle gelirsiniz, takdirle gidersiniz. Bunlar bir hak değil, bir görevdir. Bu işler, bu makamlar hiçbirimizin hakkı olan makamlar değildir. Dolayısıyla bunu bir hak olarak algılarsa göreve gelenler, görevden giderken de haksızlık olarak algılamaya başlarlar. O nedenle bu tür makamlara bir takdirle gelindiğini, bunun bir hak değil, görev makamı olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla gelirken de iyi, giderken de iyi. Böyle görmek gerekir. Onun için bugün, giderken de bizim mutlu günümüz."
"İnsanları neyin yoldan çıkardığını biliyorum"
Ergün, bu değişikliklerin elbette bir takdir meselesi olduğunu ancak içinde bulunan konjonktürden dolayı farklı değerlendirmelerin de olduğunu söyledi.
Bunların da gayet normal olduğunu ifade eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı arkadaşlarımız belediye başkan adayı oldukları için bakanlığı bıraktılar. Bazı arkadaşlarımız birtakım iddialar ve soruşturmanın selameti açısından bıraktılar. Benim bir belediye başkanlığıyla alakalı bir rolüm olmayacak. Yani yeni dönemde herhangi bir şekilde belediye başkanlığı adaylığı nedeniyle bırakıyor değilim. Herhangi bir soruşturmanın konusu da değilim. Çok şükür öyle bir konuyla muhatap olmadık şimdiye kadar. İnsanları neyin yoldan çıkardığını biliyorum. İnsanları servet arzusu, şehvet arzusu, şöhret arzusu yoldan çıkarır. Bunların ne kadar yoldan çıkarıcı işler olduğunu biliyoruz. Allah'a şükür parayla pulla işimiz olmadı. Makamların, mevkilerin geçici olduğunu baştan beri biliyoruz. Diğer konularla da bir ilgimiz olmadığını herkes biliyor. Bu açıdan gönlümüz rahat. Sevdiklerimizin de gönlünün rahat olması lazım."
"Devletin içinde kendi kendini yöneten birimlerin olması kabul edilemez"
Bugünlerde birtakım "cemaat tartışmalarının" da söz konusu olduğuna işaret eden Ergün, tüm toplumlarda cemaatlerin, tarikatla, mezheplerin olduğunu ve olacağını ifade etti.
Bunların, toplumun önemli dinamikleri olduğunu ve toplumun inşasında önemli görevler de görebileceğini belirten Ergün, şunları söyledi:
"Ancak devletle ilişkilere gelince, bu ilişkilerin boyutu farklıdır. Çünkü devlet, herkesin ortak organizasyonudur. Tüm vatandaşların, tüm inanç gruplarının. inananların, inanmayanların, farklı ideolojilerde olanların ortak organizasyonunun adı devlettir ve devletin çalışma esasları bellidir. Anayasa, kanunlar ve diğer mevzuat hükümlerince çalışır. Devlet içerisinde her fikirden, her mezhepten, meşrepten insan kamu görevlisi olarak görev alabilir. Yalnız bu ortak organizasyonda çalışırken, insanlar kamu görevlisi olduklarını unutmadan mezheplerini ve meşreplerini dışarıda bırakmasını bilmelidir. Eğer onları dışarıda bırakamazlarsa işler karışır, devlet devlet olmaktan çıkar. Onun için devletle ilişkisi olan insanlar, buna hassasiyet göstermelidirler. Eğer bir yapı yönetilemeyecek kadar büyürse, orada kendi kendini yöneten birimler ortaya çıkar. Durumdan vazife çıkaran birimler ortaya çıkar. Dolayısıyla devletin içinde kendi kendini yöneten birimlerin olması da kabul edilemez. Devletin hangi esaslara göre çalışacağı bellidir. Devlet bunlara bakar, bunlarla hukuk içerisinde mücadele eder. Çünkü devletler bunu kabul edemezler. Cemaatlerde, diğer topluluklarda eğer buna dikkat ederlerse, yönetilemeyecek kadar büyük yapılar oluşmuş ve bunlardan bir kısmı kendi kendini yönetmeye, özerklik ilan etmiş, durumdan vazife çıkarıp başka işler yapmaya yönelmişlerse, onların da bunu dikkatle takip etmesi ve hem kendilerine hem topluma zararlı unsurlar haline gelmesinin önüne geçmelidirler. Bu konudaki kanaatlerim budur. Bu konuda da bazı değerlendirmeler yapıldığı için bunu da ifade etmek istedim. Bu değerlendirmeler gerçeği yansıtmayan değerlendirmelerdir. Bu konuya bakış açım, bu istikamettedir ve bundan sonra da bu istikamette olmaya devam edecektir."
Adalet Bakanlığına atanan Bozdağ görevi Ergin'den devraldı
Devir teslim töreninde konuşan Sadullah Ergin, görevini siyasette hep yol arkadaşlığı yaptığı "kardeşim" dediği Bekir Bozdağ'a bırakmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin AiHM'de en çok ihlal alan ülke konumundan ikinciliğe, en çok şikayet edilen ikinci ülke konumundan da beşinciliğe gerilediğini, Türkiye aleyhine yapılan başvuruların da azalmaya başladığını anlatan Ergin, şunları kaydetti:
"Bugün bu görevi inşallah bizden sonra bu gelişmeleri daha da ileriye taşıyacak bir arkadaşıma devretmenin hazzını yaşıyorum. Özellikle yargı sisteminde yapılan değişimlerin sonuçlarının vatandaşa ulaşması noktasında bir beklentimiz var. Çünkü alınan tedbirler, değişimler orta ve uzun vadede sonuç ortaya koyacak değişimlerdi. Bundan sonra artık uzun yargılamadan kaynaklı şikayetlerin azalmasını beklediğimiz bir döneme giriyoruz. Bundan sonra Türkiye artık AİHM'deki ihlal sıralamasında klasmanda yer almak istemiyor. 4.5 yılı aşkın süre içinde yaptıklarımız, yapamadıklarımız konusunda bir muhasebeye gittiğimde gerçekten yapılan önemli işler oldu ama yapılan çalışmaların sonuçlarının alınması önümüzdeki dönemde olacak diye ümit ediyorum. Atılması gereken daha çok adım var."
Ergin, özellikle hukuk eğitimi, hakimlik, savcılık ve avukatlık mesleğine geçişte süreç ortaya konulması ve görev yapacakların donanımlarının güçlendirilmesi konusunda başlattıkları çalışmaların hayati önem taşıdığını vurgulayarak, "Önümüzdeki süreçte inşallah arkadaşlarımız, görevi devralan kardeşim bu çalışmaları tamamlayacak ve güven veren adalete erişme noktasında eksik kalan hususları tamamlayacaklar. Çalışma arkadaşlarıyla beraber, 76 milyonun beklediği güven veren adalete ulaşma noktasında hayırlı icraatlarını da dört gözle beklediğimizi ifade ediyorum" dedi.
Bozdağ: "Ergin'den çok şey öğrendim"
Bekir Bozdağ da Ergin ile her zaman birlikte çalıştıklarını, kendisine büyük saygı duyduğunu belirtti. Sadullah Ergin'den çalışmaları süresince bilgi ve tecrübe olarak çok şey öğrendiğini anlatan Bozdağ, "Böylesine değerli bir arkadaştan Adalet Bakanlığı görevini devralmanın şerefini ve bahtiyarlığını yaşıyorum" dedi.
Ergin'in bilgi ve tecrübesinden her zaman istifade edeceğini kaydeden Bozdağ, "Zor bir sorumluluğu devraldığımı biliyorum, altına girdiğimiz yükün ağırlığının da farkındayız. Ama bunun altından kalkacağımızı ve ülkemize bu alanda hayırlı hizmetler yapabileceğimizi düşünüyorum. Cenab-ı Allah yardımcımız olsun. Adalet Bakanlığı çok güçlü bir teşkilat, burada çok donanımlı kadrolar, bilgi, tecrübe var. Onlarla hayırlı, yararlı hizmetleri sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
İçişleri Bakanlığında devir teslim töreni
Muammer Güler, devir teslim töreni için Bakanlığa gelen İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı girişte karşıladı.
Muammer Güler, makam odasında yapılan törendeki konuşmasında, her kademesinde çalışmaktan onur duyduğu İçişleri Bakanlığında bu görevi yapmanın huzur ve mutluluğunu yaşadığını ve bu duygularla bakanlık görevinden ayrıldığını belirtti.
Devlette hizmette devamlılığın asıl olduğunu belirten Güler, kendisinin hukukun her zaman egemen olmasını ve herkesin de buna uymasını özellikle beklediğini bildirdi.
Güler, "Son sözüm de şudur, keşke bu yanlış hareket başka yerden gelmiş olsaydı, keşke bu hançeri başkaları vurmuş olsaydı. Benim üzüntüm odur ancak o yapanları bir tarafa bırakıyor, onlara hakkımı helal etmediğimi söylüyorum. Bütün bağlı kuruluşlarımızdaki arkadaşlarımızı, bu mesleğin fedekar mensuplarını bundan ayrı tutarak onlara teşekkür ediyorum, onlardan haklarını helal etmelerini diliyorum. Varsa benim hakkım ben de onlara hakkımı helal ediyorum" dedi.
Ala: "Türkiye'nin kalkınması, istikrarı ve gelişmesi için bize düşeni fazlasıyla yapacağız"
İçişleri Bakanı Efkan Ala da kalkınma ve iyileşmelerin çoğaldığı, yoğunlaştığı dönemlerin hemen ardından birtakım olayların ard arda gelmesinin ve siyasal istikrara yönelik müdahalelerin artmasının tesadüfi olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Biz bundan önce de çok sorunu aştık. Daha güçlü sorunları daha şık çözümlerle giderdik. Şimdi karşılaştığımız sorunları da bundan sonra karşılayacağımız sorunları da aşabilecek, aşacak durumdayız. O kadroya, o bilgi birimine sahibiz ve milletimizin desteği de kendilerine yönelik sevgi besleyen insanlarla beraberdir. Bizim üzüldüğümüz şey milletimize ödettirilen gereksiz maliyetlerdir bundan çok üzüntü duyuyoruz. Yoksa Türkiye gerçekten hak ettiği, tarihine yakışır bir ivmeyi yakalamıştır, bir gelişmeyi göstermektedir. Bundan bütün milletimiz kendine düşen payı almaktadır. Sorunlarımız yok mu? Oluyor. Çözeceğimiz problemlerimiz yok mu? Olacak, çözeceğiz o irademiz de var. Yolumuza devam edeceğiz. Biz sorunsuz bir Türkiye vadetmedik ama sorunlarını çözebilen bir yönetim vadettik sayın liderlerin öncülüğünde ve biz bunu gerçekleştiriyoruz."
Konuşmanın ardından Efkan Ala, Güler'e porselen tabak ve çiçek hediye etti. Ala, daha sonra Güler'i Bakanlıktan uğurladı.
Çağlayan: "Er ya da geç tüm gerçekler ortaya çıkacak"
Zafer Çağlayan, Ekonomi Bakanlığı görevini AK Parti Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci'ye devretti. Ekonomi Bakanlığındaki devir teslim töreninde konuşan Çağlayan, Zeybekci'ye yeni görevinde başarılar diledi.
Türkiye'nin çok hassas ve kritik bir dönemden geçtiğini ifade eden Çağlayan, ülkenin son 11 yılda büyük devrimler gerçekleştirdiğini kaydetti.
Söz konusu başarıların bazı şer odaklarını ve Türkiye düşmanlarını rahatsız ettiğini anlatan Çağlayan, "Ben biliyor ve inanıyorum ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kadrosu bizler, bunları daha fazla rahatsız etmeye devam edeceğiz Allah'ın izniyle" diye konuştu.
Bulunduğu mevkilere "doymuş" olarak geldiğini belirten Çağlayan, şöyle devam etti:
"Şükürler olsun, ben, ailem ve çalışma arkadaşlarım hiçbir yanlış içinde olmadık. Çok çalışmaktan başka hiçbir hatamız yok. Bunu da şeref ve gururla yaptık. Bu iş er ya da geç tüm yönleriyle, tüm gerçekler ortaya çıkacak. Hayatında karakol yüzü görmemiş oğlum maalesef şu anda tutuklu ama daha fazla güçlendik. Çeliğe su verilir. Çelik, dövülerek su alır.
Allah'a şükür, bu konuda eskisinden daha güçlü olduğumu, psikolojik ve moral olarak çok daha yüksek seviyede olduğumu bana düşmanlık yapanlara haykırıyorum. Allah'ın izniyle göreceksiniz, her şey gün gibi ortaya çıkacak. Olay tamamen hükümetimize yöneliktir. Olay, Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en cesur, en babayiğit, en çalışkan Başbakanı'na karşı bir olaydır. Milletimiz, bu tuzağa düşmeyecektir. Milletimiz, bu tuzağa düşmedi ve bilin ki Allah'ın izniyle bundan daha da güçlenerek çıkacağız."
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de İhracatçılar Birliği Başkanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üyeliğinden geldiklerini vurgulayarak, "Buralardan dünyayı adım adım dolaşarak geliyoruz. Zafer Bey'le birçok açıdan birbirimize benziyoruz. İkimizde amelelikten geliyoruz, amele çocuğuyuz ama Rabbim nasip etti, bugün milletimize hizmet etme noktasında buralardayız" diye konuştu.
Zafer Çağlayan'ın dünyada Türkiye'nin mal satmadığı, ihracat yapmadığı ülke bırakmadığını belirten Zeybekci, "Onun için, benim için çok kolay. Hedefimiz bundan sonra dünyada hemen hemen her şehirdeki her mağazada Türk ürünlerinin olması" ifadelerini kullandı.
Zeybekci, Türkiye'nin artık başka bir boyuta, markalaşmaya, inovasyona, kilogram başına daha fazla katma değere geçiş yaptığını belirtti.
Türkiye'nin ekonomik olarak da gelişmiş ülkeler seviyesine yaklaştığına işaret eden Zeybekci, şunları kaydetti:
"Türkiye, yüzde 7 bin faiz oranlarını görmüş, bir gecede servetlerinin yarısını kaybeden, iki günde tüm bankacılık sistemi darmadağın edilmiş bir ülke. Oralardan bugünlere 11 sene içerisinde geldik. Şu anda yaşananların Türkiye için hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ben son dönemlerde oynanan bu oyunlarda, suçtan en büyük menfaati temin edenin asıl suçlu olduğuna inanıyorum. Bugün Türkiye'nin yaşadığı birkaç günlük dalgalanmada en büyük menfaati kim sağladıysa, herkesin gözünü oraya dikmesi gerektiğine inanıyorum."
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında devir teslim töreni
Binali Yıldırım, bakanlıkta düzenlenen devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, 11 yıldır yürüttüğü bakanlık görevini bugün Lütfi Elvan'a devrettiğini söyledi.
Türkiye'nin bugün dünyanın en çok noktasına uçan bir havayolu markası olduğunu belirten Yıldırım, Türk havacılığının da rekordan rekora koştuğunu kaydetti.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan da kendisine güvenerek bu görevi veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
Yıldırım'ın bıraktığı yerden geceli gündüzlü çalışarak, projeleri sürdüreceklerini belirten Elvan, şöyle konuştu:
"Halkımız şundan emin olsun; Türkiye büyümeye ve güçlenmeye devam edecek, kimsenin tereddütü olmasın. Sayın bakanımıza ve tüm bürokrat arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Tarihte İzmir, Türkiye'nin en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur ama yıllar itibariyle İzmir'in sürekli olarak güç kaybettiği ve eski dinamizmini kaybettiği görülmüştür. Ben şuna inanıyorum, gerçekten Türkiye'nin altyapısında çok önemli reformlar yapan ve ilklere imza atan sayın bakanımız inşallah İzmir'i de sadece Türkiye ile değil, bütün dünya ile buluşturacağını düşünüyorum. İzmir, yeni bir güç, yeni bir ticaret merkezi haline gelecektir. Belediye başkanlığı adaylığı seçim sürecinde de sayın bakanımıza başarılar diliyorum."
Gençlik ve Spor Bakanlığında devir teslim
Gençlik ve Spor Bakanlığına atanan Akif Çağatay Kılıç, görevi Suat Kılıç'tan devraldı.
Bakanlık binasındaki törende konuşan Suat Kılıç, "Bugün güzel bir devir teslim merasimi gerçekleştireceğiz. Dün gece itibarıyla bu göreve, yine benim gibi Samsun milletvekili olan Akif Çağatay Kılıç kardeşim atanmış bulunmaktadır. Kaderin bir güzelliği, iki Samsun milletvekili arasında bir görev teslimi olacak" dedi.
"Kabinenin en genç bakanı" unvanının kendisinde bulunduğunu, bu unvanı da göreviyle teslim edeceğini ifade eden Suat Kılıç, soyadlarının aynı olmasından ötürü akraba zannedildiklerini ancak böyle olmadığını belirtti. Kılıç, "Akraba değiliz ancak dava kardeşiyiz, siyaseten kardeşiz, hemşehriyiz" diye konuştu.
Bakanlık görevini devralan Akif Çağatay Kılıç da "Sayın Başbakanımızın bize layık gördüğü görevin aslında ne kadar büyük ve zor olduğunu bize hatırlattı. Bunun için kendisine teşekkür ediyorum" dedi.
Bugünün, kendisi için çok duygusal ve onurlu bir gün olduğunu dile getiren Kılıç, Samsun'a 20 yıl aktif siyaseten hizmet etmiş bir ecdadın torunu olduğunu, bu yıl kaybettikleri büyükbabasının ve amcasının da bugünü görmelerini istediğini belirtti.
2002 yılından bu yana AK Parti hükümetlerinde devlet bakanı göreviyle spora hizmet etmiş bakanlara, hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Kılıç, 2011 yılından bu yana da Suat Kılıç'ın Türk gençlik ve sporuna yaptığı hizmetlere bizzat şahit olduğunu anlattı. Kılıç, şunları kaydetti:
"Sayın bakanımızın yaptığı çalışmalar, Gençlik ve Spor Bakanlığının hem marka değerini, hem prestijini yükseltmiştir, hem de uluslararası camiada algısını, gücünü ve her şeyden önemlisi Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve AK Parti hükümetlerinin ve onun başındaki liderinin, Başbakanının, genel başkanının, yani Recep Tayyip Erdoğan'ın temsilcisi olmuştur ve en iyi şekilde temsil etmiştir. Bundan dolayı da kendisine teşekkür ediyorum.
Zor bir görevi devraldığımın farkındayım. Şu anda bizimle burada olan bütün çalışma arkadaşlarımdan şunu rica ediyorum: Suat Kılıç ağabeyimize nasıl destek olduysanız lütfen bana da destek olun. Bizler burada makam için, koltuk için bulunmuyoruz, bizler burada milletimize, devletimize hizmet için bu sevdayla buradayız. Bizler burada hizmetkarız. Kalıcı olan, milletimizdir, devletimizdir. Allah güç verir ise sizlerin dualarıyla ve desteğiyle ülkemizin gençliğini, geleceğini muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşımak için gece gündüz bu kardeşiniz çalışacak.
Allah hepimizin yardımcısı olsun, mahcup etmesin. İnşallah günü geldiğinde nasıl dün geceki talimatla bu görevi devraldıysak gün gelecek bu görevi yine devredeceğiz. Allah bana da Sayın Bakanım gibi onur ve şerefle bu makamı devretmeyi nasip etsin. Yine ümit ediyorum ki AK Partili bir milletvekiline bu bakanlığı aynı şekilde devretmeyi nasip etsin. Hepimiz için bu görev hayırlı olsun. Samsun gurur duyabilir. Bakanlığı bir Samsun milletvekilinden diğer bir Samsun milletvekiline devretme gücünü ve bu olasılığı yerine getiren yine Samsun halkı olmuştur. Allah mahcup etmesin."
Konuşmaların ardından Suat Kılıç ve Akif Çağatay Kılıç, birbirlerine çiçek takdim etti. Suat Kılıç, çiçek verirken, "Çiçek gibi bakanlığı çiçeklerle teslim ediyoruz. İnşallah çiçek gibi bir kardeşimiz aynı şekilde hizmetlerine devam edecek. Bu çatı altında en tepeden tırnağına kadar emek ve pay sahibi bütün kardeşlerim bu başarı hikayesinin mimarlarıdır. Hepsine yürekten teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Törende, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Spor Toto Teşkilat Başkanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürü Recep Kaymakcan, bakanlık çalışanları ve bazı federasyon başkanları da hazır bulundu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda devir teslim
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam da görevi Fatma Şahin'den devraldı.
Bakanlıktaki devir teslim töreninde konuşan Şahin, 12 yıl önce eşiyle Gaziantep'te AK Parti'nin kurucusu olarak yola çıktıklarını belirtti. Millete hizmet etme yolculuğunun çok onurlu ve şerefli olduğunu dile getiren Şahin, şöyle konuştu:
"En büyük makam bu partinin, bu takımın parçası olmaktı. Demokrasi faziletli insanların rejimidir, bu koltuklar da milletin koltuğudur. Bize düşen bu emanetin hakkını vermek, sorumluluğu yerine getirmek, oturduğun koltuktan kalkarken de itibarla şerefle hakkını vererek kalkmaktı. Hep bu bilinçle bu şuurla ben ve arkadaşlarım büyük bir gayretle çalıştık. Önce bize güvenen Sayın Cumhurbaşkanım, Başbakanım bütün kabine üyesi arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum."
Gözyaşlarını tutamadı
Çalışma arkadaşlarından helallik isteyen Şahin, "Eksiğimiz, yanlışımız olabilir ama inanın büyük bir gayretle cesaretle samimiyetle bu yolculuğa devam ettik. İnanıyorum ki en büyük makam milletimizin gönlünde yer alabilmek. Bu amaçla bu şuurla bu hizmet yolculuğu Başbakanımızın liderliğinde devam edecektir" dedi.
Devir teslim töreninde gözyaşlarını tutamayan Şahin, yoğun temposunda yanında olan basın mensuplarına da teşekkürlerini sundu.
Bayrağı çok yukarılardan devralıyorum
Bakan İslam ise günün önemine değinerek bayrağı çok yukarılardan devraldığını söyledi. İşinin bu manada çok zor olduğunu ifade eden İslam, "Bayrağı teslim aldığımız yerden çok daha yukarılara çıkarmak için elimizden gelen gayreti sarf edeceğimize söz veriyorum" dedi.
Ayşenur İslam, Türkiye, hükümet ve kendisi için çok değerli olan Bakan Şahin'in, ülkenin en çalışkan ve başarılı insanlarından olduğunu kaydetti. Yıllardır birlikte çalıştıklarını, çok güzel birdevir teslim töreni olduğunu ifade eden İslam, şunları belirtti:
"Türkiye'nin en önemli kadın bakanlarından birini, ilk kadın büyükşehir belediye başkanı olarak inşallah uğurluyoruz. Şerefli bir yerden çok şerefli bir yere uğurluyoruz. Bu değiş tokuş bize gurur veriyor, bundan çok memnunuz. Ona layık olmaya, bıraktığı esere layık olmaya çalışacağız. Bundan sonrasını çok daha onun ideallerine uygun biçimde yükselterek devam etmeye çalışacağız. Sayın Bakanım, evlatların benim evlatlarım."
Konuşmaların ardından İslam ve Şahin, birbirlerine çiçek ve hediye verdi.