ÜNİVERSİTE VE GECEKONDULAŞMA İÇ İÇE...

Şuayip Yaman Görünen Köy

 

 

 

Üniversite, 3 Ekim 2016 tarihinde 4 fakülte ve 4500 öğrencisi ile birlikte Esenboğa Kampusu’nda Eğitim ve Öğretime başlayacak..

 

Üniversite Kampusu, Türkiye'nin yüz aklarından birisi olmaya aday. Son derece çağdaş bir üniversite oluşturulmuş... Ama Kampus dışındaki çevre kirliliği ve görüntü kirliliğini kim ortadan kaldıracak? Çubuk Belediyesi mi yoksa dün olduğu gibi bugün de Çubuk Belediyesi’nin tüm asli görevlerini üstlenen Büyükşehir Belediyesi mi?

 

Üniversite sözde Çubuk İlçesi’nin... Ama şimdiye kadar bu konuda hummalı bir çalışma yapılmadı. Bir başka ifade ile Üniversite çevresinde Çubuk ilçesi tarafından yapılan bir çalışma yok. Bilakis Kampus’un çevresi gecekondularla doldurulmuş...

 

Çubuk Belediyesi sanki asli görevlerini tamamlamış da; Mangala Kursu, Dernekçilik, Çubuk Agat Taşı İşletmeciliği, Kay Kay Pisti, Müzik Korosu Kurma, Uluslar arası Satranç Turnuvası düzenleme, Spor Kulübü kurma, havuz yapma, Cafe açma, açılışlar yapma v.s. işlerle uğraşıyor.

 

ilçe halkının tabii ki bu tür sosyal ve kültürel hizmetlere de ihtiyacı var. Ama önce sıradağlar gibi birikmiş (alt yapı, çevre temizliği ve hijyen gibi) asli görevlerin yapılması gerekmez mi?

 

Anlaşılan Üniversite’nin bu dönem İlçe Halkına faydası dokunmayacak...

 

Üniversite’nin çevresi ne hazindir ki; gecekondularla, konteynırlarla ve hobi bahçeleri ile dolmuş durumda. Belediye yetkililerinin bundan haberi yok...

 

Eğer, gerekli önlemler ve denetimler zamanında yapılmazsa korkarım ki burası, tamamen gecekondulaşmış olacak...

 

Kampus sınırının birkaç metre ilerisinde gecekondulaşma başlamış... Bunlara kim ve nasıl izin vermiş?

 

Çevre mahallelerden Dumlupınar, Kızılca, İkipınar,  Melikşah ve Kutuören’da hobi bahçeleri mantar gibi çoğalmış? Bunlara nasıl ruhsat verildi?

 

Üstelik bu mahallelerin yolları bozuk, yol kenarlarında yükselen yabani otlar, çöp ve inşaat tadilat molozları var.

 

Başkan Dr. Tuncay Acehan geçtiğimiz Ağustos ayında yaptığı bir açıklamada  "Bize gelen hobi bahçeleri ihtiyacı ile ilgili taleplerin gerek ilçe gerekse Büyükşehir Belediye Meclisince değerlendirilerek planlama çalışmaları ile karşılanabileceği bildiriliyordu.

 

Hâlbuki Büyükşehir Belediye Meclisince değerlendirilip onaylanmayan imar faaliyetlerine yönelik bir ilçe meclis kararı uygulama anlamında yok hükmündedir.

 

Bu konuda Tarım Bakanlığı gibi Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından da gelen yazıda, kaçak yapıların tespit edilerek 3194 sayılı İmar Kanunu, Türk Ceza Kanunun ‘İmar Kirliliğine Neden Olma’’ başlıklı 184. maddesi ve ilgili tüm mevzuat kapsamında gerekli işlemlerin yapılması istenmektedir.

 

Bu nedenle ben tüm vatandaşlarımızı hobi bahçeleri adı altında satılan bu yerleri almamaları ve bu alanlara imar yasasına uygun olmayan yapılar yapmamaları konusunda uyarıyorum."

Demişti.

 

‘Hobi Bahçesi’ yapmak Çubuk’ta yasak.

 

Ama Üniversite çevresinde hobi bahçesi, gecekondu ve konteynır serbest...

 

Belediye bu konuda çifte standart uygulamış olmuyor mu?

 

Çubuk eşrafının atalarından miras kalan arazilerine (üstelik bu arazilerin 1/5000’ liği yapılmış olup, aynı zamanda da “Az Yoğunlukta Gelişme Konut Alanı”  içinde olmasına rağmen)  imar izni vermeyerek, mirasçıların arazilerini çok cüzi paralara satmaları sonucu onların mağduriyetine neden olan Belediye, Üniversite çevresindeki Dumlupınar, Kızılca, İkipınar, Melikşah, Kutuören mahallelerinde yapılan hobi bahçesi, gecekondu ve konteynıra hangi kıstaslara göre izin veriyor?   

 

Üniversite gelen bir kente gecekondulaşmaya, hobi bahçelerine, konteynırlara kim veya kimler göz yumuyor? Bu Üniversiteyi baltalamak değil de nedir?

 

REİS ilçeye “Üniversite” getirdi. Belediye Başkanı da çevresinin gecekondu, konteynır ve hobi bahçeleri ile doldurulmasına göz yumdu...

 

İşte REİS’in vizyonu... İşte Belediye Başkanının vizyonu...

 

Oysa üniversite’nin Çubuk’a gelmesi için ne mücadeleler verilmişti.

 

Hatırlarsanız; Eski belediye başkanlarından Lokman Özden; Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan ve yardımcısı, dönemin AK Parti İlçe Başkanı Dr. Tuncay Acehan ile birlikte Çubuk Platformu, Çubuk Kent Konseyi, ÇUDEF, Meslek Odaları temsilcileri ve yerel basın mensuplarının da bulunduğu yemekli toplantıda yaptığı konuşmada; “Gölbaşı, Kazan, Mamak, Keçiören, Pursaklar ilçeleri de Üniversite’yi istediler. Esenboğa’daki, ovadaki insanlar mutlu.. Biz ne kadar mutluysak Rektör’ümüzde mutlu..

Üniversite yüzyıllık değil, bin yıllık proje.. Bizler Üniversite’yi Çubuk’a getiren bir iktidarın ilçe Başkanı ve Belediye Başkanlarıyız.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türkiye’de kurulacak yedi üniversiteden birisi..  En hızlı, en dinamik üniversite Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’dir.

Üniversite Çubuk’un Kuzey’inde olursa daha mutlu olurduk. Gölbaşı’nda olursa kahrolurduk. Kazan’da olursa mahvolurduk. Bakın yemin ediyorum. Bağlum’da olursa hüngür hüngür ağlardım. Verilen sözler yerine gelmedi diye açıkçası..Çubuk’taki Ahmet Ağa, Mehmet Ağa siyaseti neyse o olurdum. Bunu defalarca söyledim.

Güneş balçıkla sıvanmaz. Ortada bir gerçek var.. Dumlupınar, İkipınar, Kızılca mahalleleri bende değil de Pursaklar da olsa idi, Ben ne yapardım?.  Çubuk Ovası’nın Şabanözü’nden bir farkı olur muydu, Güdül’den ne farkı olacaktı?” demişti.

Ve o dönemde yine Başkan Lokman Özden’in tabiriyle, Çubuk İlçesi makûs talihini yenmişti. Ve Yıldırım Beyazıt Üniversite’nin temeli atılmıştı. Şimdilerde ise bitmek üzere...

Görüldüğü gibi Üniversite kolay kazanılmadı...

Üniversite’nin Bağındaş Mevkii’ne ve hatta Yukarı Çavundur, Ovacık veya daha Kuzey’de kurulması için çok yazılar yazmıştım. Çünkü Çubuk’a gelecek bir hizmet ilçenin ne kadar Kuzey’ine giderse daha çok kitleye faydası olacağına inananlardandım. Bu fikrim halen de değişmiş değil.  Ama olmadı...

Benim için tek teselli, Üniversite’nin ilçe sınırları içersinde kalması idi. O da oldu.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin ilçemiz sınırları içerinde kurulmasında emeği geçen Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, dönemin belediye başkanı Lokman Özden’e, siyasilere ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ederim.

Yalnız burada çok uyanık olmak gerekir. Şöyle ki;

  • Üniversite çevresindeki mahallelerin alt yapı ve imar çalışmalarını Çubuk belediyesi tarafından hemen tamamlaması gerekir.  Bu çalışmalar gecikirse şimdiye kadar üniversite konusunda diğer ilçelere nazaran sessiz kalan ve zula da bekleyen Pursaklar hemen harekete geçer, bir anda Üniversiteyi sahiplenebilir.
  • Nasıl mı? Çubuk ilçesinin sahip çıkamadığı çevre mahalleleri kendine bağlayarak.. Böyle bir konumda Sirkeli örneğinde olduğu gibi çevre mahalleler de  kendi istekleri ile Pursaklar’a bağlanırlar. Hem de koşarak giderler.

Geçmişi hatırlarsak; Sirkeli’den sonra Esenboğa ve Dumlupınar da Pursaklar’a bağlanacakken direkten dönmüş Çubuk’ta kalmışlardı. Bu defa iş ciddi gibi!!!

  • Kampus’taki akademisyen ve öğrencileri Çubuk’a nasıl çekeriz? Onlar için ilçeyi nasıl cazibe merkezi yaparız, sosyal aktiviteleri nasıl çoğaltırız bunları hayata geçirmemiz gerekir.

Yine üniversite çevresinde gecekondular değil, çağdaş ve modern yapılaşmalar başlatılmalı..

Konuyla ilintili olarak müteahhitlerle masaya oturulup, akademisyenler için villa tipi evler, öğrencilere yönelik 1+1 ve 2+1 şeklinde apart pansiyonlar yapmaları için yönlendirmeli ve teşvik etmeliyiz. Bunun da tabii ki Çubuk Belediyesi’nin önderliğinde yapılması gerekir..

Yoksa Üniversite kampusu çevresindeki  mahalleleri kuş gibi elimizden uçururuz..

Böylece Çubuk İlçesi mücavir alanı da Yazır Mahallesi yoluna kadar geriler...

Üniversite çevresine gecekondu yapılırsa, öğrenci buraya (Çubuk’a)  gelmez.

 

Oysa Üniversite, Çubukluların dört gözle beklediği bir yatırım ve hayati bir gelecektir. Çubuk halkının son şansıdır.

 

Çünkü ilçede tarım bitirildi, hayvancılık bitirildi, turizm bitirildi... Oysa üniversiteler bulunduğu yöreleri canlandırır. Ama o da koltuğa yapışıp, oturduğuz yerden böbürlenmekle, ahkâm kesmekle olmaz.

 

Çubuk esnafı dolaysıyla Çubuk Halkı, Kampus’taki akademisyenler ve öğrenciler Çubuk’a gelip para basacaklar diye boşuna umutlanmasınlar... Bunu ancak bundan sonra rüyalarında görürler. İlçe halkının tek beklentisi ve umudu bir Üniversite kalmıştı. Bu zihniyetle, o umut da tükenebilir...

 

Korkarım ki; bu gidişle Üniversite’nin Çubuk’a hiçbir katkısı olmayacak...

 

Sonuçta; İlçemiz birtakım siyasetçilerin hataları sonrası kaçırılan büyük fırsatlardan sonra, Üniversite’nin de adı bizim, tadı başkalarının olacak...

 

YAZARIN ÖZEL NOTU: Bayramlar, dargınlıkların unutulduğu, insanların barıştığı, kardeşçe kucaklaştığı günlerdir. Bayramlar, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir.

 

Başta ülke halkımız olmak üzere tüm İslam Âlemi’nin Mübarek ‘Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutlar; Sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimle her türlü terörden uzak, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle…

 

Sonsuz Selamlar ve Saygılar...