Üç aylar Recep ayı ile başlayan, Şaban’la devam eden ve sonunda Ramazanla son bulan manevi iklimin adıdır.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz bu manevi iklim başlarken şöyle dua ederdi.
“Allahım Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur)”
İçerisinde sakladığı iki kandil Recep ayının değer ve kıymetini daha iyi anlamamıza vesile olmaktadır.
Recep ayını ilk Cuma gecesi Regaib kandili, 27. Gecesi ise Miraç kandilidir. Müminler bu manevi iklime Regaib kandili ile başlamaktadır.
Reğaib çok istenilen, arzu edilen sevap, rahmet, lutuf ve ihsan demektir.
·Bu geceye Reğaib denilmesinin sebebi
Allahın insanlara bol ata ve ihsanda bulunmasındandır.
Miraç ise inananlar beş vakit namazı emredildiği, bakara süresinin son iki ayetinin verildiği ve İman ile ölenlerin Cennete gireceğinin müjdelendiği bir gecedir
Hz. Aişe annemizin rivayetine göre peygamber efendimiz şâban ayını baştan sona oruçlu geçirir,çok az bir kısmında oruç tutmazdı. Peygamber efendimize Şaban ayında neden bu kadar çok oruç tuttuğu sorulunca;
1-“Şâban, amellerin Allah'a arzedildiği aydır. Ben, oruçlu iken amelimin Allah'a arz edilmesini istiyorum.”
2-“Şâban, ecellerin yazıldığı bir aydır. Ben, oruçlu iken ecelimin tayin edilmiş olmasını istiyorum.”
3-“Şâban, insanların büyük kısmının ramazan ile recep ayları arasında ihmal ettikleri bir aydır. Ben onu ihyâ etmek istiyorum” cevabını vermiştir. Şaban ayının fazileti hakkında sahabi şöyle anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâme): “Ramazandan sonra hangi oruç efdaldir?” diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: “Ramazanı ta'zim için şa'bân” Tekrar soruldu: “Hangi sadaka efdaldir?” “Ramazanda verilen!" cevabını verdi.”
Şaban ayının onbeşinci gecesinde yine çok kıymetli bir zaman dilimi yani Beraat Kandili bulunmaktadır. Beraat gecesinde melekler iner, dualar kabul olunur. Peygamber Efendimiz Beraat Kandilinin önemini bize şu şekilde anlatmaktadır. “Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim” Bir başka hadiste ise şöyle buyurmaktadır. “Allah Teâlâ, Şabanın on beşinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asî olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar.”
Ramazan ayının değer ve kıymetini hepimiz çok iyi bilmekteyiz. O onbir ayın sultanıdır. Onbir aydan daha kıymetlidir. Çünkü içinde bin aydan daha hayırlı olan ve o gecede Kuran’ın indirildiği kadir gecesi vardır. Yüce Rabbimiz Ramazan ayının önemini bizlere şöyle bildirmektedir.
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise, sizden ramazan ayına ulaşanlar idrak edenler onda oruç tutsun.”
Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz ise Ramazan ayının manevi değerini bizlere şöyle anlatmaktadı.
“Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.”
Yine Peygamber Efendimiz Ramazanın faziletini anlatırken şöyle buyurmaktadır.
“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”
Üçaylar diye bildiğimiz bu manevi iklimin kıymetini, değerini iyibilelim. Bu manevi mevsimi fırsat bilmek suretiyle karlı çıkanlardan olmayı başaralım.
Unutmayalım ki EBEDİ HAYAT şu kısacık dünya hayatında kazanılmaktadır. Bu vesileyle namazımızı, orucumuzu, sadakamızı artıralım. Bu manevi iklim bizim için bir dönüm noktası olsun. Bu bekli de yaşayacağımız son üçaylardır. Bir daha kavuşabilecekmiyiz bilmiyoruz. Öyleyse bu fırsatı kaçırmayalım. Bu dünyadaki yaşantımız cennete girmemize vesile olsun inşallah.
Bu münasebetle hepinizin üçaylarını ve Üçaylar içerisinde idrak edeceğimiz kandilleri tebrik ediyorum. Yüce Allah hayırlara vesile eylesin. Kandilleriniz mübarek olsun.