Terör örgütünün, çeşitli pusu ve tuzaklarla güvenlik güçlerimize büyük zâyiat verdiği görülmektedir. Zaten düşman, çoğu zaman sinsi metotlarla, çeşitli hile ve tuzaklarla arkadan vurmak suretiyle kahpece saldırır, böylece büyük tahribata yol açar. Çünkü düşman namerttir.
Namuslu, inançlı dürüst kimseler genellikle hilekâr ve sinsi olmadığından, düşmanın tuzağını bilmez ve tedbir almazlar. Halbuki Müslüman her zaman uyanık ve tedbirli olmak zorundadır. Nitekim Hz.Peygamberimiz: “Harp hiledir” buyururken, “Müslüman bir delikten iki kere ısırılmaz” diye uyarmıştır.
İstikbalimizi emanet edeceğimiz, evlatlarımıza da çok sinsi ve tehlikeli tuzaklar kurulmuş bulunmaktadır. Onları ağlarına düşürüp körpe dimağlarını zehirlemek suretiyle, menfur emellerine alet etmek için fırsat kollayan düşmanlar mevcuttur. Terör örgütleri, sapık cereyanlar, fitne odakları, zehir tacirleri, namus düşmanları ve daha bir yığın gizli-açık düşman pusu kurmuştur. Hepsinin ortak hedef kitlesi çocuklarımız ve gençlerimizdir.
Evlatlarımızı elde edebilmek için, tuzak olarak çeşitli imkân ve oltalarına yemler kullanan bu şer odakları; yayınlar, burslar, okullar, yurtlar, sanal örgütlenmeler, paneller vs. ile kapan kurmuş durumdalar. Gençler ve aileler, maalesef gafletinden ya da imkânsızlıktan bu ağlara takılmaktadır.
Düşmanlar gerçek yüzünü gizlemek için: Barışçıl, hümanist, cumhuriyetçi, yardımsever hatta dindar maskesi altına saklanarak, çeşitli ajanlar, maşalar, kuklalar, provokatör münafıklar kanalıyla gençleri zehirleyerek, milletimizi ve ülkemizi karıştırmaktadırlar. Daha açık bir ifadeyle; soğuk savaş yöntemleri ile büyük bir taarruz başlatılmıştır. Hatta iç ve dış düşmanların koordineli saldırılarını düşünürsek, gizliden gizliye üçüncü dünya savaşının başladığını anlarız.
İşte bu açıdan, aileler ciddî sorumluluk altında, çok uyanık ve tedbirli davranmalı. Tuzağa düşmemeli. Hz.Peygamberimiz: “Hepiniz çobansınız, güttüklerinizden sorumlusunuz.” Buyurmuş, Cenab-ı Hak:"Ey mü'minler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun.” Buyurmuştur. Bütün bunlar “Ağaç yaşken bükülür” atasözünü hatırlatıyor.
Yeni eğitim ve öğretim yılı başlamıştır. Eğitim, öğretim ve kültür alanında gereken her gayret ve fedakârlık gösterilmeli. Ancak neslimizin doğru yerde, doğru ortamda doğru eğitim alırken, millî mânevî değerlerle teçhiz edilmeleri gerekir. Bu alanda gençleri ve aileleri bekleyen tuzaklara dikkat etmelidir. Özellikle gençleri bekleyen üç ciddi tehlike vardır: 1- Kötü arkadaş, 2- Kötü alışkanlıklar, 3- Sakıncalı örgütler. Bunları irdeleyelim:
1- Samimi arkadaş görüntüsü altında kuzu postuna bürünmüş kurtlar, gençlerimizi her felakete sürükleyebilir. Arkadaş ortamında zararlı telkinlerle birlikte, gezip eğlenme ve zaman öldürme riskleri ortaya çıkabilir. Yani arkadaş seçimi son derece önemlidir. Elbette iyi arkadaş da o nispette yararlı ve lüzumludur.
2- Kötü alışkanlıklar maal’esef çok erken yaşlarda başlamakta ve artık önlenememektedir. Sigara başta olmak üzere, okul önlerinde ve üniversite kampüslerinde pusu kuran uyuşturucu tacirleri gençlerimizi zehirlemek için fırsat kollamaktadır. Tiryakilik ve bağımlılık durumunda İnsan hayatını karartan, dengeyi bozan, sigara, alkol ve tüm uyuşturucular herkese olduğu gibi bil’hassa genç dimağlara çok zararlıdır.
3- Devlet ve Din düşmanı yıkıcı örgütler yıllardır, okul, yurt, dershane, öğrenci evi gibi ortamlarda, genç beyinleri zehirleyerek taraftar toplamakta ve örgüt militanı yetiştirmektedirler. Temiz aile çocukları onların ağına düşünce artık ailelerini terk etmekte ve elden çıkmaktadır.
Sonuç olarak tuzaklara dikkat etmeli: Neslimizi korumak için, dînî ve millî eğitime ağırlık veren okul, yurt ve mekânları tercih etmelidir. Çocuklarımızın ve tüm gençlerimizin eğitim sezonu boyunca sıkı kontrolü ve mâ’nevi terbiye sürdürülmelidir. Yeni eğitim yılının hayırlı ve uğurlu olması umuduyla öğretmen ve öğrencilerimize başarılar dilerim.