Türkiye – Suriye savaşını kim ister?

Tarık Sezai Karatepe

 

Türkiye ile Suriye iki ayrı devletse sorun sorunuzu: Kim ayırdı sizi? “Kader ayırdı bizi!” diyecek birisi. Ama “Hak bela yazmaz ki, kul azmadıkça…”

 

Nato’yu kurtarıcı, Abd’yi barış havarisi, İsrail’i müttefik, ab’yi arabulucu kabul edince “Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar!” tam da oturur yerine.

 

Acı ama gerçek. Lozan’dan bu yana ‘kötü’nün yanında bir ülke Türkiye. Kore’ye Mehmetçik göndermek, haçlı ittifakının rüyalarını süsleyen bir gelişmeydi.

 

Osmanlı’nın yıkılışıyla sadece devleti kaybetmedik. İddiamızı da yitirdik. Artık savunulacak bir dava, gidilecek bir yol, yaşatılacak bir medeniyet, çıkılacak bir sefer kalmadı.

 

Yeni devlet, sorun üretti. Kürt, kimliğini; Türk, iradesini; Alevi, Ali’sini; Sünni, kaidesini kaybetti. Öte dünyada başa bela olacak üstünlüklere yapıştı. Putlar edindi kendine. Sonra sevdi arsızca.

 

Üzeri örtüldü İstiklal Mahkemelerinin, Dersim’in, akıl almaz kıyımın. Başörtüsü, ortaokul ve lisede hala yasak.

 

Chp’nin Suriye kolu Baas da boş durmadı. Ermeni lobisi, Yahudi finansı ile birleşince, baba Esad’a katliam yapmak düştü Hama’da, Halep’te, Humus’ta, Kamışlı’da… Müslüman Kardeşler Allah’a, Baasçılar saraya ve iktidara sığındı.

 

Tarihte gavura kılıç sallamamış İran, Şam’a desteğini esirgemedi. Kafası bir türlü durulmadı İran’ın. Esad olsa olsa Hüseyin’in Kerbela’daki katiliydi. Ne var ki, Esad’a kahraman rolü biçmek İran’a düştü. Şiilik, amacından bir kez daha saptı.

 

Bir asır sonra, kangren olmuş iki yapı oluştu iki ülkede. Golan tepeleri için İsrail’e tek kurşun sıkmayan Suriye, azman ordularını saldı, mazlum ve inanmış bir halkın üzerine. Afgan Yurdu’nun Rus çizmesiyle çiğnendiği yıllarda Moskova’nın kapıkuluydu Şam.

 

Suriye, katil sürüsü Pkk’lı Marksist gerillalara çiğnetti sahabe yurdu Cizre’yi, Mardin’i… Ateş düştü evlere, otuz küsur yıldır. Fitnenin kalbi, inkarın başkenti, zulmün adıydı Baas Genel Merkezi!

 

Oğul Esad, gülücüklerle geldi işbaşına. Saman altından su yürütüyor, hazırlık yapıyordu. Halid Meşal’i ağırlaması hedef saptırmaydı. Su uyur, düşman uyumazdı.

 

Bir sabah namlusunu doğrulttu şehit kent Hama’ya. 82’de toprağa düşen 70 bin canın oğulları ve kızlarıydı, bu sefer nöbet tutan.

 

Emperyal dünya elini ovuşturdu bir kez daha. Milyon milyon Cezayir’de, Irak’ta, Afgan’da katledilen ümmetin evlatları, şimdi bir kez daha topun ağzındaydı. Müslüman nüfusun azalması demografik bir plandı. Telaviv’in ve Vatikan’ın ortak aklıydı.

 

Korkulan oldu. Hatay’da uçak düşürüldü, dokuz Mehmetçik; Akçakale’ye top mermisi isabet etti, beş masum… Karşılıklı ölümler, tahrikler, savaş baronlarının iştahını kabartıyordu. İtidal çağrıları işe yaradı, şimdiye kadar.

 

Evet zulüm var, Suriye’de. Firavun artığı Esad, kentleri yaşanmaz hale getiriyor. Gün geçmiyor ki bin Suriyeli hayatını yitirmesin. Ama Türkiye – Suriye savaşını kim ister?

 

Cevabınız hazır: Abd ister, ab ister, nato ister, Çin ister, Telaviv ister, Hindistan ister… Yedi düvel ister. O halde Türkiye ile Suriye arasında bir savaş çıkmamalı!

 

Bir savaş çıkacaksa Türkiye, Abd’yi vurmalı, Telaviv’i dövmeli. “Türkiye, Abd’ye karşı savaşamaz, yenemez Vaşington’u!” diyorsanız, Mute’de 3 binlik İslam ordusunun 150 bin kişilik Bizans’ı püskürttüğünü unutmamalı. Siyer boşuna yazılmadı.

 

“Allah, her şeye kadirdir.” atasözü değil, özdeyiş değil, ayettir. “O, sınırsız güç, kuvvet, irade ve iktidar sahibi olan Allah’tır.”

 

Türkiye – Abd savaşı, dünyanın 300 yıllık onurunu kurtardığı gibi, Kızılderilinin ahı yerde kalmayacak, zenci köle gemileri Senegal’e dönecek. Bozulmuş İncil’i beyazlara bırakıp, bozulmamış topraklarını sürecekler yeniden. Vietnam, öcünü alacak Coni’den, Türkiye’nin eliyle.

 

Ortaya çıkacak manevi atmosfer, ülkenin kanını emen, iliğini kurutan, dermansız bırakan terörün de sonunu getirir. Türkiye, Pkk’dan kurtulur bir anda. Pkk’yı kuran, kurduran, irade yok olur, gider.

 

Dünya yeniden dizayn edilir, bu savaşın sonunda. Kıyamete kadar yeltenemez zalimler, mazluma el uzatmaya. Kırılır kol, kesilir nefes bir anda. Gelir dağılımı düzenlenir, Hak ölçüsünce!

 

 

Benden söylemesi!