Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (KÖGEM) Müdürü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kök Hücre Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdal KARAKÖZ önderliğindeki ekip tarafından deney hayvanları üzerinde başarıya ulaştığı çalışma, dünyanın sayılı bilim dergilerinde yayımlanarak tıp literatürüne girdi.
TÜBİTAK desteğiyle yürütülen çalışmanın gelecekte insüline bağımlı şeker hastalığının tedavisinde uygulanabilir olacağı belirtiliyor. Prof. Dr. Karaöz, yaptığı açıklamada, tip 1 diyabetin vücudun bakteri, virüs gibi vücuda yabancı organizmalarla savaşmak üzere programlanmış bağışıklık sistemi hücrelerinin herhangi bir nedenden dolayı insülin üreten hücreleri yabancı olarak algılayıp öldürmesi sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu olduğunu anlattı.
Tip 1 diyabetlilerin yaşamlarını dışarıdan insülin alarak devam ettirebildiklerini vurgulayan Karaöz, modern tıbbın mevcut olanaklarıyla total
pankreas nakli dışında tip 1 diyabetin kesin tedavisinin mümkün olmadığını anımsattı.
Karaöz, son yıllarda kadavra pankreaslarından ayrıştırılan adacıkların naklinin denendiğini ancak, sonuçların bekleneni karşılamaması nedeniyle bu sağlık sorunu bulunanlar için şimdiye kadar kesin bir tedavinin bulunamadığını ifade etti.
Günümüzde bu hastalığı olan bireylerin insülin üretimi için yeni kaynaklar bulunması konusunda, kök hücrelerden bu hücreleri üretip hastaya nakletmenin en dikkati çeken uygulama olduğunu dile getiren Karaöz, bu amaçla başta ABD olmak üzere pek çok araştırma grubunun son on yılda yoğun bir çaba içine girdiğini söyledi.
“KEMİK İLİĞİNDEN İNSÜLİN HÜCRESİNE”
Prof. Dr. Karaöz, Kocaeli Üniversitesi KÖGEM araştırmacılarının TÜBİTAK desteğiyle yürüttükleri proje kapsamında, tip 1 diyabet olarak bilinen insüline bağımlı şeker hastalığının ortaya çıkış nedeni ve tedavisine yönelik önemli kanıtlar elde ettiğini bildirdi.
Kemik iliğinden izole edilen kök hücrelerden, “insülin üreten hücre” elde eden bir yöntem geliştirildiğini açıklayan Karaöz, çalışmalarında, şeker metabolizmasının kontrolünü sağlayan hücreleri barındıran pankreasta “yerleşik adacık” olarak adlandırılan yapıları, deney hayvanlarından elde ettiklerini bildirdi.
Karaöz, şunları kaydetti: “Çalışmamızın sonraki aşamasında, aynı deney hayvanlarının kemik iliklerinden kök hücreleri ayrıştırdık ve kök hücrelerle adacıkları laboratuvarda aynı kültür kaplarına yerleştirerek yaşamalarını sağladık. Böylece, insülin üretmekten sorumlu hücreleri içeren bu adacık dediğimiz hücre kümelerinden kaynaklanabilecek sinyallerle kök hücrelerin genetik programını etkinleştirerek insülin üreten hücreler yönüne dönüşmelerini sağladık.
Yaptığımız ayrıntılı incelemelerde bu hücreler hem yapısal hem de işlevsel olarak insülin üretmekten sorumlu hücrelerle özdeştiler. Gelecekte diyabetik hastalardan elde edilecek kök hücreler, kadavralardan elde edilecek adacıklarla benzer yöntemlerle ortak kültür sistemi kullanılarak insülin üreten hücrelere dönüştürülebilir ve hastalara nakledilebileceğini düşünmekteyiz.”
“PANKREASTAN KÖK HÜCRE ÜRETİLDİ”
Prof. Dr. Karaöz, projeleri kapsamında Türkiye’de ilk kez ve dünyada az sayıda laboratuvarın başarabildiği pankreas adacıklarından kök hücre elde etmeyi başardıklarını ve bir süre önce “Cytotherapy” dergisinde yayımlanan çalışmalarının bu alanda literatüre önemli katkılar sağladığını bildirdi.
Bu hücreler üzerinde yaptıkları ayrıntılı moleküler düzeydeki çalışmalar ile çok ilginç ve yeni bilgilere ulaştıklarını anlatan Karaöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çalışmalarımız sürecinde adacıklardan elde ettiğimiz kök hücrelerin, aslında sadece bulundukları adacıklarda herhangi bir nedenden dolayı hasarlı hücrelerin yerine konmasında görev almayıp, şartlara göre insülin üreten hücrelerin savaşçı hücrelerce öldürülmesini kolaylaştırabildiğini ya da korunmasını sağladığına ilişkin dünya literatüründe şimdiye kadar tanımlanmamış fonksiyonlarını tespit ettik.”
Karaöz, bu kök hücrelerin şeker hastalığının ortaya çıkmasında önemli rolleri olabileceğini düşündüklerini de ifade ederek, şimdiye kadar bu konuda dünyada gerçekleştirilmiş her hangi bir araştırma olmadığını söyledi.
Pankreastan üretilen kök hücreler üzerinde yoğun olarak çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Karaöz, bu konuya ilişkin hazırladıkları yeni projenin de yine TÜBİTAK tarafından desteklendiğini belirtti.
Yaklaşık iki yıl süren çalışmaları süresince 13 araştırmacının çalıştığını, çalışma verilerinin bir kısmının üç uluslararası dergide
yayımlandığını kaydeden Karaöz, beş ayrı makalenin de yayımlanmak üzere olduğunu bildirdi.
Karaöz, çalışmalarının önemi şöyle anlattı:
“Geliştirdiğimiz yeni metodolojik yaklaşımlar tıp literatürü için önemli. TÜBİTAK desteğinde yürüttüğümüz projeler kapsamında elde ettiğimiz bulgularımızın gelecekte insüline bağımlı şeker hastalığının tedavisine yönelik geliştirilebilir ve uygulanabilir olduğunu düşünüyoruz. Bu konudaki çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz ve verilerimiz evrensel bilim otoritelerince ilgiyle izleniyor.”
KÖK HÜCRELER PANKREAS ADACIKLARINI DA KORUYOR
Prof. Karaöz, dünyada yaklaşık olarak 44 merkezde diyabet hastalarına kadavradan adacık naklinin halen yapıldığını, ancak nakledilen adacıklarda önemli hücresel kayıpların oluşması nedeniyle bir süre sonra bu hücrelerin işlevlerini tamamen yitirdiğini belirtti.
Bu kapsamda yürüttükleri başka bir çalışmadan da söz eden Karaöz, kök hücrelerden, insülin salgılayan hücreleri içeren pankreatik adacıkların canlılığını uzun süreli korumayı da dünyada ilk kez denedikleri yöntemle başardıklarını bildirdi.
Prof. Dr. Karaöz, araştırmada elde ettikleri verilerin Nature grup dergilerinden Cell Death&Disease dergisinde Mayıs ayında yayımlanacağını da sözlerine ekledi.