Tahtayazı Mahallesi’nde dedesi ve babasının ardından mesleği sürdüren 58 yaşındaki Süleyman Çayır, önceleri sadece buğday öğütülen taş değirmenin kapasitesini artırdı. Köylünün yıkayarak getirdiği buğdayı öğüterek bulgur ya da un yapan dede ve babasının aksine Çayır, oluşturduğu tesiste geleneksel yöntemleri kullanarak buğdayı yıkıyor, kurutuyor ve öğüterek buğday üretiyor.
Çayır, yaptığı açıklamada, 11 yaşından beri değirmende çalıştığını söyledi. Bölgenin en büyük taş değirmenini işlettiğini ifade eden Çayır, şöyle devam etti:
“Bu meslek babamın dedesinden babama, babamdan da bana nasip oldu. Babamın dedesinin Çubuk Barajı yapılmadan önce barajın olduğu yerde su değirmeni varmış. Babam baraj yapıldıktan sonra köyümüzde bu işi sürdürmeye başladı. Aile olarak yaklaşık bir asırdır bu mesleği sürdürüyoruz. Babamın yanında başladığım mesleği babamın ölümüyle ben sahip çıkarak sürdürmeye başladım. Eskiden insanlar kendi mahsullerinden buğdaylarını kaynatır, kurutur ve bize öğütmeye gelirlerdi. Şimdi ise köylerde genç kalmadı ve nüfusu yaşlılardan oluşmaya başladı. Şehirde ise bulgur kaynatacak imkan olmadığı için herkes satın almaya başladı. Bu nedenle de her geçen yıl kapasite artırarak üretime devam ediyoruz.”
Çayır, 1995 yılında, “Bir iki yıl içinde bu meslek ölür” diye beklediğini ama değirmende bulgur yıkama ve kurutma bölümleri oluşturarak üretime başladıklarını vurguladı. Yıllık 500 kilogram ile başladıkları üretimi 70-80 tona çıkardıklarını aktaran Çayır, şunları söyledi:
“Eskiden ilçede 7-8 tane değirmen vardı. Şimdi ise sadece 2 veya 3 tane değirmen kaldı. Eskiden yapılan bulgurun çoklu şekliyle üretimini yapıyoruz. Sistemi tamamen kendi deneyimlerim ve tecrübelerimle tasarladım. Önce buğdayı bol suyla yıkarız, kazanlara koyarız ve büyük ocaklarda pişiririz. Kurutmak için özel cam çatılı yer yaptık ve savurmak için de hava üfleme makinesi yaptık. Eskiden elle yaptığımız bazı şeyleri şimdi makineler yardımıyla yapıyoruz. Kaynatılıp, kurutulan buğdaylar tavlama makinesinden geçirilerek taş değirmende öğütülüyor. Değirmenden çıkan bulgurlar helezonlar yardımıyla çatıya çıkarılıyor orada savruluyor. Daha sonra çatıya serilerek cam çatının altında kurutuluyor. Kuruyan bulgurlar tekrar eleme makinesine konularak pilavlık, çorbalık, köftelik gibi 4 sınıfa ayrılıyor. Ondan sonra da çuvallayarak satışa hazır hale geliyor. Gelenekselliği bozmadan yaptığımız üretim biraz zahmetli oluyor ama lezzetli oluyor.”