TARİHİ EV YIKILIP YENİDEN YAPILMALI...

Tarihi Ali Şükrü Bey Konağı, yıkılıp yeniden yapılmalı, restorasyonu kesinlikle yapılamaz.

 Şuayip YAMAN

Tarihi evde ciddi bir araştırma ve inceleme yapılsaydı, tamamen yıprandığı ve harabeye döndüğü görülebilirdi.

 

İlçemiz Yavuz Selim Mahallesi’nde bulunan ve 1936 yılında yapılan İzzet Korman Sokağı’ndaki tarihi Ali Şükrü (Bey) Yıldırım Konağı’nda restorasyon çalışmalarına geçtiğimiz hafta içersinde başlanmıştı.

 

Tarihi konak restorasyonunun (yenileme) ardından Çubuk Belediyesi tarafından sosyal tesis olarak hizmet verecekti.

 

Eski Belediye Başkanı Lokman Özden döneminde kamulaştırılan tarihi Ali Şükrü (Bey) Yıldırım Konağı, Ankara Valiliği tarafından restorasyonu için ayrılan (595 bin lira) kaynakla eski yapısı korunarak yepyeni bir görünüme kavuşacaktı.

 

Ankara Valiliği tarafından restorasyonu için 595 bin TL kaynak ayrılan ve ihalesi yapılan konakta, binanın yıpranan bölümleri özgünlüğü korunarak yenilenecekti.

1936 yılında yapılan ve Çubuk belediyesi tarafından 412 bin liraya kamulaştırılan, bölgesel Ankara evi mimari özelliğine sahip konak, toplamda 816 metrekarelik bir alan üzerinde 240 metrekare kapalı kullanım alanına sahip ve 2 katlı konakta, 6 oda, 2 sofa (çıkma), 2 banyosu bulunuyor. Yapının temelinde, çatısında, iç-dış duvar ve sıvalarında çalışmalar sürdürülürken, restorasyonun tamamlanmasının ardından bahçe peyzaj çalışmaları da yapılacaktı.

Çalışmalar kapsamında ilk olarak binanın içerisinin, çevresinin temizlendiğini ve ardından temel güçlendirmesi yapılıyordu. Restorasyon çalışmasının ise yaklaşık bir yıl içerisinde tamamlanması da planlanıyordu.

 Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu  tarafından alınan, “yıkılmadan yerinde tadilat”  kararı gereğince restorasyon çalışmalarına başlanmıştı.

Tarihi kerpiç evin takibi ise Çubuk Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılacaktı.

Evdeki hesap çarşıya uymadı. Binada güçlendirmeye rağmen, çatı alınırken göçük meydana gelmiş (7.07.2015), Şantiye Şefi Yusuf Ünsal (22) göçük altında kalmıştır.

Göçükten birkaç gün önce (25.06.2015) tarihinde tarihi evin çevresindeki çalışmalar yapıldığını gördüm. Restorasyonu yapan arkadaşlara tarihi evin neden yıkılıp, yeniden yapılmadığını sordum.

Bana, “Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarihi eve, “yıkılmadan yerinde tadilat” raporu verdi. Bizde güçlendirme ile restorasyon yapacağız” şeklinde cevap verdiler.

Ben de, “Çatı her an çökebilir dikkatli olun” dedim.

Onlarda, güçlendirme yaptık. Bir şey olmaz” dediler.

 Hayırlı işler dileyerek oradan ayrıldım.

Göçüğün olduğunu (7.07.2015)  Salı günü Atatürk Parkı’nda duydum. O anda Belediye Başkanlığı binasının önünde kepçe çalışıyordu. Göçük mahalline geldim. Yaralı şantiye şefi göçükten çıkartılmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Daha sonra kepçe geldi ve göçüğü topladı.

Aldığım bilgiye göre; Göçük altında kalarak yaralanan Yusuf Ünsal, o anda Kaymakamlıktan çıkan Akkuzulu İlkokulu Müdürü Ali Ağırkaya tarafından göçük altından çıkartılmış. İlk müdahalesi Müdür Ağırkaya tarafından yapılmış, 112 Acil Ambulansı ekibi olay mahalline nice sonra gelmiştir.

Ambulansla Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Yusuf Ünsal buradaki ikinci müdahalenin ardından Dışkapı Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmiş. Halen bu hastane de belinden ve ayağından tedavisi devam ediyor. Kendilerine acil şifalar diliyorum.

Tarihi eve hangi araştırma ve inceleme sonucu restorasyon raporu verildi?

 

Diğer tarihi evlerde olduğu gibi Ali Şükrü (Bey) Yıldırım Konağı’na da yaklaşılmaması için ikaz levhası asılmıştı.

 

Çubuk Belediyesi ise sadece bir önlem olarak tarihi evlerin ön duvarlarına;“ Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescilli bina olup,  Belediyemiz tarafından herhangi bir yıkım ve onarım işlemi yapılamamaktadır. Binaya yaklaşmak, girmek tehlikeli ve yasaktır.” şeklinde bir uyarı levhası asmıştır.

Burada çelişkiler söz konusu idi. Binaya yaklaşmak, girmek tehlikeli ve yasaksa; Binanın tehlikeli olduğu yetkililer tarafından da tescil edilmesine ve hatta bazılarının projeleri onaylanmasına rağmen bu binalar neden yıkılmıyordu? Neden kalıcı önlemler alınmıyordu?

 

Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu;  yana yatmış, her yönüyle yıpranmış harabeye dönmüş tarihi eve, “yıkılmadan yerinde tadilat” raporunu nasıl vermiştir?

 

Bekirağalar Konağı, rölöve ve restorasyon projesi yapıldıktan sonra yıkılmış ve yapılmıştır.

 

Tarihi Hamdi Ağa (Gedikoğlu) Konağı, röleve ve Restorasyon projesi çizilerek yıkımına karara verilmiştir.

 

Terzi Musa Ünsal Konağı ise kendiliğinden yıkılmıştır. Allah’tan altında kimse kalmadı.

 

Keza bir müddet öncede Ali Şükrü (Bey) Yıldırım Konağı ile aynı sokakta olan tarihi İzzet Korman Konağı da Belediye tarafından yıkılmıştır.

 

Peki, İzzet Korman Konağı’ndan daha harabe konumundaki Ali Şükrü (Bey) Yıldırım Konağı neden yıkılmamış ve alelacele restorasyonuna başlanmıştır?

 

Belediye yetkilileri bu konuda şüphesiz, “Kültür Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün kararını esas aldık” diyeceklerdir. Ama bu tarihi eve dışarıdan bakan herhangi bir insan bile bu kerpiç evin herhangi bir harekette yıkılacağını bilirdi. Burada ehil olmaya gerek yok. Üstelik evin üzeri açıktı, aylarca da yağmur yağmıştı.

 

Hatta burada olduğum günlerde tarihi evin altından geçen öğrenci ve diğer vatandaşları, binanın altından geçmemeleri için sürekli uyarırdım. Çünkü tarihi evin çatısı tabiri caizse emanet gibiydi ve her an yıkılabilirdi.

 

Bu tarihi kerpiç evin de yıkılıp yapılması gerekirdi. Bu tarihi eve daha önceleri birkaç defa fotoğraf çekmek için girdim. İçeride zor durdum. Burada çalışan şantiye şefi ve çalışma arkadaşları hangi cesaretle çalışma yaptılar? Neyse ki, Allah esirgemiş...

 

Binanın maliyet bedeli 595 bin lira. Bu paraya bu tarihi ev üç defa yıkılıp, yeniden yapılır. O halde bu tarihi ev neden yıkılıp yapılmıyor. Bina da kesinlikle restorasyon yapılmaz. Tarihi evin büyük bir titizlikle bir kez gözden geçirilmesi gerekir. 

 

Çubuk Belediyesi işin reklam bölümünde mi?

 

Tarihi evin önünde emniyet şeridi var. Şeridin önünde de Belediye’nin iki tabelası var:

 

Bunların birinde, “2863 sayılı karar kapsamındaki bu taşınmaz Kültür varlığının Çubuk belediyesince Ankara ili Kültür Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü katkıları ile gerçekleştirilmektedir” yazıyor.

 

Diğerinde ise, Çubuk Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü yazıyor. Ayrıca; İşin adı, Yüklenici firma, Ada/Parsel, Şantiye şefi, İşin süresi ve İhale bedeli bilgileri var.

 

Belediye binanın bir an önce yapılıp, sosyal tesis olarak kullanmak istiyor.

 

Hani ne demişler, “Koyun can derdinde, kasap et derdinde.”

 

Belediye işin reklam tarafında mı?

 

Belediye Fen İşleri ve Şehircilik ve İmar Müdürlüğü ekipleri, restorasyon işlemine başlanmadan önce bu tarihi evin durumunu hiç mi incelemedi?

 

İnsanoğlu olarak köklü bir çözüm için; Başımıza ille de bir deprem, bir yangın ve bir sel felaketinin mi gelmesi lazım.  Normal zamanlarda neden gerekli önlemleri almayız?

 

Toplum olarak ne zaman akıllanacağız?

 

Tarihi ev şu anda önden arkaya doğru yatık vaziyette.. Güçlendirme ile kesinlikle restorasyon yapılamaz. Binada sil baştan yeni bir çalışma yapılması gerekir. Bina yıkılıp rölöve ve restorasyon projesi yapılarak yıkılıp, yeniden yapılmalıdır.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Çubuk'ta Taş Fırın Hizmete Açıldı
11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Etkinliği
Çubuk'ta Otluk Alanda Yangın Çıktı
Uluağaç Mahallesi'nde Yaptırılan Taş Fırın Hizmete Açıldı
CUMHURİYETİMİZİN 101. YILDÖNÜMÜNÜ ÇOŞKUYLA KUTLADIK...