Sürekli 3 Temmuz 2011 kazındı hafızalarımıza nasıl başladığını bildiğimiz fakat nasıl sonuçlanacağını tahmin bile edemediğimiz.Ve bugünlere geldik geçen süre 7 ay.Bu süreçte süslendi yazıldı çizildi oynandı aralarda tekrar sahneleri oldu.Politikacısı askeri polisi memuru simitcisi kısaca ülkemin insanı neyi nasıl görmek istediyse öyle gördü.Bu arada ülkemizde ne kadar çok yönlü gazeteci ve yorumcu olduğunun farkına vardık.Bir anda sayıları arttı.
Yargı istatistiklerine göre şüpheli sıfatıyla tutuklanan yada tutuksuz yargılanan insanların yarısından fazlasının mahkeme sonunda beraat ettiği aşikardır.Kanunlara göre kimse peşinen suçlu ilan edilemez ve ceza verilemez ancak mahkeme kararıyla suçluluğu kesinleşir.Suçu sabitlenmemiş bir insanı suçlu göstermek ne kadar adildir anlamak lazım.3 Temmuz dan bugüne kadar buna dikkat eden insan sayısı maalesef çok az.(Buna taraf sayısı demek yanlış olmaz)
Asrın (şike davası !) mahkemece iddianamenin kabul edilmesinden sonra görülmeye başlandı.Söz şimdi savunmada bekleyip göreceğiz...
Şike davası bir tarafa bırakırsak bir Ankara'lı olarak asırlık bir takım Ankaragücü'nün bulunduğu durumdan üzüntü duyduğumu belirtmek isterim.Ankara'nın gücü olmuş bir takımın ne olduğu anlaşılamayan bir yapıda farklı yönetimlerce yönetilmesi sonucu geldiği yer açıkca ortadadır.Kişisel çatışmalar beceriksizlik ve sürekli ötelenen iyileştirme çabaları maalesef Ankaragücü için hiç iyi olmamıstır.Ankara'nın değerli insanları lütfen takımımıza sahip çıkalım bu yıl böyle geçti seneye tekrar ayağa kalkabiliriz.
Çubuk'ta başarılı futbol günleri sizinle olsun...