Sosyal belediyecilik, kamu hizmetlerine sosyal karakter kazandıran, kentlilerin sosyal durumları ile yakinen ilgilenen ve onlara sosyal destek sağlayan bir anlayıştır.
Bu anlayış günümüz demokrasilerinde vatandaşların devlet kurumlarından ve yerel yönetimlerden beklentilerinin artmasının tabiî sonucudur. Bu bakış ile hizmet veren bir yerel yönetim, kentlilerin isteklerini sadece yol, su ve kanalizasyondan ibaret görmez. Bunların yanı sıra kent sakinlerinin sosyal, kültürel, sportif ve benzeri ihtiyaçlarını da mutlaka dikkate alır ve gerekli hizmeti sunar. Bugün genelde Türkiye"nin en önemli avantajı, ülkemizin bu anlayışa sahip olan AK Parti Hükümeti tarafından yönetilmesidir.
Sayın Başbakanın İstanbul Belediye Başkanlığı dönemindeki uygulamalarının belediyecilikte bir ekol haline geldiğini biliyoruz. Bugün de ülkemizin başbakanı olarak yaptığı yerel yönetim reformlarıyla başta İstanbul olmak üzere tüm şehirlerimizin önünü açmaya devam etmektedir.
AK Partili yerel yönetimlerin sosyal belediyecilik anlayışına bu kadar önem vermesi, sadece bu ekolün küresel gerçekleri kavramasından ve buna uyumlu politikalar üretmesinden kaynaklanmıyor. Bizler için bundan daha önemli bir başka husus ise ülkemizde sosyal belediyecilik anlayışının tarihî ve kültürel derinliğinden aldığımız ilhamdır. Bu tarihî ve kültürel derinliğin ne olduğunu anlamak için öncelikle Osmanlı şehirciliğinin Batı"dan farklı bir gelişim çizgisi izlediği görmek gerekiyor. Bizde belediye hizmetleri oldukça eski ve köklüdür.
Bu dönemden itibaren tarih boyunca kentlerimizde derin medeniyet izleri bırakan, garip gurebanın elinden tutan, birlik ve berberlik içinde toplum bilinci oluşturmaya önem veren sosyal belediyecilik anlayışının yeniden canlandığını ve kurumsallaştığını görüyoruz. Merkezi hükümet kadar yerel yönetimlerin de sosyal politikalar üretmesi kaçınılmaz bir durumdur.
Dünyanın her yerinde ekonomik sıkıntılar, aynı zamanda sosyal çöküntüye ve psikolojik depresyonlara da sebep olabilmekte; toplumsal düzeni tehdit eder boyuta gelebilmektedir. Yerel yönetimlerin bu duruma göre yeni politikalar geliştirmeli, sosyal niteliği ön planda olan çalışmalara ağırlık vermelidirler. Devlet ile toplum arasındaki bağın zayıflayabildiği durumlarda toplumun bir kaosa sürüklenmemesinde belediyelerin yürüttükleri çalışmaların önemli bir etkisi vardır. Belediyeler halk için bir ara korunak mekanizması olarak işlev görmekte, halkın gelecekten ümidini kesmemesi için bir teselli kaynağı olmaktadır.