SOMA’NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

ŞEVKET TANDOĞAN

            Soma’da çok büyük bir felâket meydana geldi. Milletimizi saran bu facianın acısı tüm dünyaya yayıldı. Yerin yüzlerce metre altında rızıklarını ararken eli-yüzü kömür karasına bulanan, ancak yüreği tertemiz Anadolu çocuğu 301 madenci kardeşimizin ölmüş bedenlerini toprak altından çıkardık ve yine dualarla toprağa verdik.

          Madende toprak altında can veren bu canlarımız inşallah şehit olmuşlardır. Hz.Peygamberimiz onların şehadet mertebesine eriştiklerini müjdeliyor. Cenab-ı Hak:”Onları ölüler sanmayın. Hayır onlar Rableri katında diridirler, rızıklandırılmaktadırlar” (Ali-imran 169) buyuruyor.

          Hayır ve şer hepsinin Allah'tan olduğu ve bu felâketin de bir takdir-i ilâhî olduğu mâ'lümdur. Kadere inanıyoruz. Tek veya toplu musibet ve ölümlere sebebi ne olursa olsun sabretmek ve Allah'ın hükmüne boyun eğmek zorundayız. Gelecek umudumuzu yitirmeden Rabbine kavuşan şehitlerimiz için rahmet dilemek ve ebedî ni'metlerin bulunduğu cennet hayatını onlara nasip etmesi için bolca dua etmek lazımdır.

          Hayat risklerle dolu olduğu gibi, özellikle maden sektörü doğasında var olan ciddi zorluk ve riskler taşımaktadır. Geçmişte de pek çok felâket yaşanmıştır. Gelecekte de muhtemel ölümcül kazalar vuku bulabilir. Ancak tetbirde kusur etmemeliyiz. Allah (c.c.) "Kendi elinizle (tetbirsizlikle) tehlikeye düşmeyin." buyuruyor. Nitekim dünyada bazı ileri ülkeler aldıkları gelişmiş güvenlik önlemleri sayesinde bu tip kazaları en aza indirmiş durumdalar.

          Bir işçimizin burnunun dahî kanamaması için, bu günlerde hemen yasal ve fiilî çalışmalar yapılmalı, iş güvenliği ve iş sağlığı konuları tüm detaylarıyla masaya yatırılarak derhal uygulamaya sokulmalıdır. Bu arada Soma faciasının faturasını hükümete kesmeye çalışmak yerine, onlara yardımcı olup yön verip yol göstererek güvenlik tetbirlerini belirleyip hayata geçirmelerine destek olmalıyız.

          Bu cinayet derecesindeki faciadan sorumlu olanlar kendilerini kurtaramayacaklardır. Onlara ibret-i âlem için gereken cezalar verilmeli, hiç bir müsamaha gösterilmeden canların diyeti ödetilmelidir. Buna inanıyorum. Zaten savcılık olayı soruşturuyor, delilleri topluyor, tespitler yapılıyor, her ayrıntı gün yüzüne çıkarılacaktır.

          Provokatif yalan haberlerle acılar kaşınarak ülkemiz kaosa sürüklenmek isteniyor. Siyasî polemiklerle birlikte sinsi planlar ve tuzaklar hazırlanıyor. Yıkıcı ve yakıcı vandallar sahneye sürülüyor. Madenci mütedeyyin kardeşlerimizin acısı üzerinden, onlara hiç bir faydası olmayacak eylemler ve ayaklanmalar tezgahlanıyor. Bütün bunların hiç bir yararı olmadığı gibi, dış dünyada ülkemizin imajına zararı dokunmaktadır.

          Soma bana üç şeyi düşündürmektedir: Birisi geçmişte, ikisi günümüzde cereyan etmiştir. Geçmişte sanırım 1979 yılında Soma'da büyük bir sinema salonunda CEMİYETİN TEMELİ AİLE konulu bir konferans vermiştim. Akşam saat 20.00 de başlayan bu konferansa gelenler salonu hınca hınç doldurduğu gibi dışarıya taşan yoğun kalabalığa hoparlör çekilerek konuşmayı dinlemeleri sağlanmıştı. Aralıksız iki saat konuştuktan sonra "sözlerimi toparlıyorum" dediğim vakit, salondan yüksek sesle "devam et, devam et" haykırışları hâlâ kulağımda çınlamaktadır.

          Anadolu kültürüyle bezenmiş bu imanlı Somalı kardeşlerimizin yaralarının sarılması için milletçe gereken her fedâkârlık yapılmalı, onların hayatlarını kolaylaştıracak ve acılarını dindirecek tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır.Zira onlar bugün bize iki şeyi düşünmeyi sağlamışlardır. Birincisi: Yer altından çıktığı halde tekrar yakın arkadaşlarını kurtarmak için ocağa girip orada şehit düşen madenci kardeşlerimiz, sahabe benzeri bir dayanışma ve yardımlaşma örneği sergilemişlerdir.

          Soma'da yıldızlaşan sembol bir diğer anadolu delikanlısı da, maden ocağından toz ve çamur içinde çıkarılan işçi kardeşimizdir. Sedyeye bindirilirken çamurlu çizmelerini çıkarmaya çalışarak, millet malına saygıyı ve diğergamlığı bizlere düşündürmüştür. Aileden gelen Osmanlı terbiyesi almış bu madenci kardeşimiz ve benzerleri milletimizin omurgasını teşkil etmekte ve hepimizi düşündürmektedir. Bu vesileyle şehitlere Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerim.