SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİRKEN ÇUBUK
Sanarsınızki Türkiye’yi Bahçeli yönetiyor.
Başkanlık sistemi için mızrak çuvala sığmıyor deyip referenduma yapılsın diyen Bahçeli.
OHAL’i isteyen de devam etsin diyen Bahçeli.
El-Bab, Afrin operasyonlarının ilk talepkarı da Bahçeli.
Geçiş dönemini kast ederek bu katastrofik yük daha fazla taşınmaz deyip erken seçim isteyen de Bahçeli.
Evet, erken seçim olursa- ki herkesde bir beklenti vardı- bunun için tahminler Kasım veya Aralık 2018’di. Zira genel seçimden önce yapılacak bir yerel seçimin sonuçları ile 2019 sonunda yapılacak genel seçimlerle zıt renkler çıkabilir ve bununla uzun bir süre siyaset ve belediye yönetiminde zorlanabilinirdi.
Kimsenin neden olduğunu tam çözemediği ama muhtemelen İyi Parti hesabı ile belirlenen bir genel seçim tarihi var önümüzde: 24 Haziran 2018
Bu seçim ile fiilden öte resmen başkanlık sistemine geçiyor Türkiye. Adı her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Sistemi olsa da.
24 Haziran’da hükümet ve devlet başkanı olarak cumhurbaşkanını seçeceğiz. Sistemin yaklaşık on yıldır talepkarı ve mimarı Recep Tayyip Erdoğan olduğuna göre; kim ne derse desin ilk görevde sonuna kadar onun hakkıdır.
Yeni bir sistemdir, dönüşümü, kurgusu, oturması kolay olmayacaktır. Tam tamına yaklaşık 80.000 kanun/yönetmelik/genelge/yönerge/prosedür vs’nin revise ve değişiminden bahsediliyor. Değişim ve sonrasında da uygulama. Zor ve meşakkatli bir süreç.
Ben buna değeceğini ve Türkiye’ye bu gömleğin parlementer sistemden daha fazla uyacağını düşünenlerdenim.
Sonuçta hem mimarı-talepkarı, hem de bu işi gerekçesini bilerek en iyi dizayn edeni olacağı için Cumhurbaşkanlığında peşinen tercihimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır. Aksi kaosa gebedir.
Yeni bir seçim olunca, haliyle herkesin gözü kulağı acaba yöremizden, bölgemizden kuvvetli birinin çıkıp-çıkmayacağı yönünde. Bu kişinin genel merkezinde özellikle iktidara aday partilerde güçlü bağlantılara da sahip olup olmadığı, seçilebilecek bir sıraya yerleşip yerleşmeyeceğinde.
7 Haziran 2015 seçimlerinin ilk bölümüne ümitli ve iddialı hazırlanmış ve süreçte potansiyeli olan yaklaşık 250 kişiyi, seçilen Ankara 2. Bölge Milletvekillerini biraz olsun takip etmiş birisi olarak söylüyorum 24 Haziran 2018 ‘de bölgemizden liyakatli birisinin artık vekil olması şart.
Milletvekili sayısının Türkiye genelinde 600, Ankara’nın 36’ya çıktığı, üstüne üstlük Ankara’nın üç bölgeye ayrılıp Kuzey’in (Akyurt, Altındağ, Çamlıdere, Çubuk, Güdül, Kahramankazan, Kalecik, Keçiören, Kızılcahamam, Pursaklar) 11(onbir) milletvekili çıkaracağı bir zamanda bunun yüksek profile sahip adaylarla mümkün olabileceği muhakkak.
Her ne kadar mevcut iktidar partisi vekillerinden üç tanesinin kökeni taşra Ankara’sı olsa da; maalesef bunlar tarihi Ankara’dan daha eski olan Çubuk veya Kalecik’ten değil.
7 Haziran’da böyle biri seçilmişti onun da kısmeti beş aymış. Şövenizm bağlamında söylemiyorum- teori de doğru da bulmuyorum - ama yerel vekil eksikliğini Çubuklu da,Kalecikli de maalesef çölde günlerce susamışın suya hasretliği kadar hissediyor. İhtiyacı kendimden değil ama, en basitinden bölgede yönetici olan bir çok arkadaşın yaşadığı örneklerden biliyorum.
Önümüzde 5 Mayıs’a kadar bir süre var ama kendini önceden tartmış ve kararını vermiş aday adaylarının da ismi çıkmaya başladı. Mevcut milletvekillerin yanında 2015’den bu sürece gireceğini ve iddialı olabileceğini düşündüğüm 3-5 aday olduğunu söyleyebilirim.
Herşeyden önce AK Partinin Türkiye genelinde mevcutlu vekiller arasında seçilebilecek yerden aday gösterileceklerin üçte iki oranında olacağını, Ankara 2. Bölgeden de mevcut 8 vekilden 4-5 tanesinin değişeceğini öngörüyorum. Aydın Ünal ve Nevzat Ceylan’da otomatikman 3. Bölge’de değerlendirilecekleri için mevcutlardan bu bölgede devam edecek 1-2 kişi olur, 2-3 kişi de yine merkezden gelir ve bölge milletvekili gösterileceklere 1-2 kişilik yer kalır. Tabii bu sayı bölge aday adaylarının siyasi ve kariyer profiline bağlı.
Seçime girecek partilerinde, başta Cumhur İttifakı üyesi MHP olmak üzere yerel renklere önem vermesi herkesin beklentisi ama, doğrusu o cepheden fazla bilgi verecek bilgiye, birikime sahip değilim.
SADIK YAMAÇ RÜZGARI
Aday adaylığı düşünenler için bugünlerde süreç haliyle heyecanlı ve temkinli olsa gerek. Bu bölge bağlamında baktığımızda ilk AK Parti Hükümetinde Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarlığı yapmış, sonrasında da iyi bir kariyere sahip olan ve her fırsatta Çubuk’a olan aidiyetini belli eden bagajında hediye vermek için Çubuk Turşusunnu eksik etmeyen, sürekli Çubukla irtibatı olan, Çubuk’a ilk bölünmüş yolun kazandırılmasında devlet/bakanlık desteğini sonuna kadar sağlayan Sadık Yamaç’ın çıkışını görüyoruz. Profil olarak göz dolduran Sadık bey’in bu çıkışı şimdiden bir “fan klub” oluşturmaya yetti ve önemli bir kesimde sürükleyici etkisi oldu. Bunun hem iyi hem de kötü yönleri olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı?
Sadık Yamaç dışında hem TBMM’de hem de diğer bakanlıklarda ışık bekleyen bürokratların olduğunu biliyorum. Onlar şimdi Cumhurbaşkanı’nın verdiği ültimatomdan sonra, AK Parti kulisleri ile beklentileri arasında gidip geliyorlar. Bilinki bu ayın sonunda kim ki istifa etti, kendince yeşil veya bilemediniz sarı ışık almış ve böylece hayaller, planlar kurmaya başlamış demektir.
Her ne kadar son üç yılda siyasi ortamlardan uzak bir görüntü verse de Ayhan Yılmaz’ın, 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 listelerine girenlerin ümitli ve iddialı aday adayları arasında olduğunu söyleyebiliriz. Bunların dışında Ahmet Öztürk, Seyit Koca gibi bölgenin tanınmış iş adamlarının da olduğunu bilmekte fayda var.
Yasama ağırlıklı bir meclis oluşturma ve buna uygun vekil tercihi olacağı beklenmekte. Bu nedenle bürokratların ve idari ve adli hukukçu/yöneticilerin şansı daha da yüksek olacaktır.
Bu süreçte teşkilatların ve yerel yönetimlerin durumunu değerlendirdiğimizde, yerel bir adayın seçilebilcek yerde seçime girebilmesi için uygun bir atmosfer olduğunu söyleyebiliriz.
İl yönetiminde yerel teşkilat ve siyasetçilerimizle uzun zamandır çalışan seviyeli, duruşu olan ve sayılan bir AK Partili il başkanı var, siyaseten karşılığı olan belediye başkanlarımız var. Tuncay Acehan geçmişinin yanında teşlikattan gelme Belediye Başkanı olması, başkanlık süresince gösterdiği vakur, mütevazi, samimi çizgisi ile; Gültekin Ayantaş ve Selçuk Çetin’in tecrübeleri ve bölgeye olan unsiyetleri ile bu süreçte bölge adaylarına kuvvetli ümit verecektir. Aynı beklenti Kalecik içinde var, Keçiören içinde. Özellikle Keçiören AK Parti İlçe Başkanlığında Çubuk Teşkilatından giden Şükrü Özek’in oturuyor olması ayrıca avantaj olacaktır.
Takvim kısa olunca, süreç göz açıp kapanana kadar çabuk geçecektir. Başta Sadık Yamaç olmak üzere tüm aday adaylarına başarılar.