Her kim benim hadislerimden kırk tanesini belleyip başkalarına da öğretirse, kıyamet gününde Allah onu bilginler ve fakihler arasında diriltsin!
Sevgili okurlarım, geçtiğimiz Cumartesi günü her zaman olduğu gibi yine Ankara"nın kültürel havasını teneffüs etme gayretimiz devam etti.
Sabahın ilk saatlerinde Atatürk Kültür Merkezi"nde 2. si düzenlenen Ankara Kitap Fuarı"na kısa bir ziyaretimiz oldu. Burada yayıncılarımızla bir iki sohbetten sonra onlara bol okuyuculu işler dileğiyle ayrıldık.
Doğup büyüdüğüm ve uzun süredir gidemediğim mahalleme de ziyaret düşüncemi gerçekleştirmek için de Aktaş Mahallesine gittiğimde çocukluk yıllarımdan eser bulunmasa bile eski günlerden kalan bir iki dostumla sohbet etme imkânını da dayımın müezzin olarak görev yaptığı camiye giderek yakalamış oldum. Altındağ Belediyesi burada kentsel dönüşüme devam ediyor. Gecekondular yıkılmış yerlerine lüks apartmanlar dikilmiş.
Oradan Ankaralılar Derneği (AHİD) Mamak Şubesinde vereceğimiz Güncelle Kendini eğitimimizde dostlarımızla bir araya gelirken arkadaşların her cumartesi günü burada bulgur pilavı ve turşu ile sıcak samimi sohbetlerinin olduğuna da sevindim. Böylesi bir birlikteliği devam ettirme gayretinde bulunan Mamaklı dostum H. Hüseyin Uğraş"a da bu yakışır diye düşündüm. Programımız sona erdiğinde Altındağ Belediyesi Kültür etkinlikleri çerçevesinde Yunus Emre Kültür Merkezi"nde M. Nuri Parmaksız"ın sunumuyla gerçekleştirdiği sohbette Prof. İskender Pala"yı izlemeye gittim. Salon hınca hınç dolu olduğundan merdiven boşluğunda ayaküzeri izlemek zorunda kaldım. İçerinin havasının da etkisiyle fazla duramadım ama aşkı divan edebiyatının mazmunlarıyla bu kadar güzel anlatan bir insanı tebrik etmek gerekiyor. Özellikle pervane ve mum hikâyesinde Pala doruk noktaları izleyenlere yakalatarak onlara manevî bir haz da vermiş oluyor. Divan edebiyatımızı tasavvufi söylemler ile ifadesini mükemmel açıklıyor. Toplantı sonrasında özellikle hanımefendilerin kitaplarını imzalamakla geçiren İskender Pala ilke görüşemeyenler arasında ESDER başkanı Mahmut Çelikus da vardı. Onlarda Pala ile görüşerek Kepenk dergisi için röportaj yapma çabasına girmişlerdi.
Oradan nereye mi gittik. Her zaman olduğu gibi Çocuk Edebiyatçıları Birliği"nin değişmez adresi Küçük Ev Yayınlarına. Üzeyir Gündüz"ün sıcak ev sahipliğine Sırrı Er, Rıfkı Kaymaz, Ahmet Yozgat"ın yanı sıra Yılmaz Erdoğan"ı da katarsanız sözün bitmemesi doğaldır. Özellikle geçtiğimiz günlerde S.Arabistan"da sanat ve fuarında ülkemizi Bakır sanatı ile tanıtan Rıfkı Kaymaz"ın oradan getirdiği nefis hurmaların tadı da damağımızda kalınca sohbetin devamını akşam onun evinde ailece geç saatlere varıncaya kadar sürdürdük. Ama her zaman olduğu gibi yine söz bitmedi.
Ergenekon, Irak, Terör, Savaş ve parti kapatılmasına ilişkin sıcak gündem dururken sizleri böylesi bir konu ile oyalamam niye acaba? Peki, yazımızın başındaki hadisle ilgili bir çalışmaya ne dersiniz. Hadi bakalım kolay gelsin. Ülkemizin sorunlarının yanı sıra son günlerde Çubuk"ta yaşanan sıcak gelişmeleri başka dostlarımız kaleme alırken biz biraz uzak duruyorsak nedeni elbette var dostlarım. Hoşça kalınız güzel Çubuk"un güzel insanları