Ayet ve hadislerle yazı serisi
Lut kavmi lutîlikle, yani bu gün zamanımızda olduğu gibi erkek erkeğe ilişki yolunu seçmekle tanınmıştır. Lut kavmi, kendilerine Peygamber olarak gönderilen Hz. Lut’un bütün ikazlarına rağmen bu işten vazgeçmemişler ve bu yolda helak olmuşlardır. Konunun özetini Kur’anı Kerim’den takip edelim. (Hud suresi 77-83)
“Elçilerimiz, yakışıklı birer delikanlı suretinde Lut’un yanına gelince, onların melek olduğunu henüz bilmeyen Lut, kadınları bırakıp erkeklere yönelen sapık kavminin bu gençleri taciz edeceğinden korkarak, onlardan dolayı üzüntü ve endişeye kapılmıştır. Misafirlerini koruyacak gücü olmadığını bilen Lut (a.s) onlar yüzünden içi daralmış ve kendi kendine, “Bugün çok zor bir gün olacak!” diye düşünmüştür.
Bu arada, şehre gelen yabancıların Lut’un evinde misafir olduğunu haber alan kavmin sapıkları, arzularının kamçılamasıyla, âdeta kudurmuş bir hâlde koşarak Lut’un kapısına dayanmışlardır. Çünkü onlar böyle çirkinlikleri yapmayı âdet hâline getirmişlerdi.
Lut, “Ey kavmim!” dedi, “İşte kızlarım; onlarla evlenip meşru ve doğal yollarla arzularınızı tatmin etmeniz, sizin için erkeklere yönelmekten çok daha temizdir. Öyleyse, Allah’tan korkun da misafirlerime tacizde bulunarak beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu sizin?”
Buna karşılık onlar, “Sen de gayet iyi bilirsin ki, bizim senin kızlarında gözümüz yok. Çünkü kadınlarla ilgilenmiyoruz biz. Sen aslında bizim ne istediğimizi pekâlâ bilirsin!” dediler.
Bu azgın topluluk karşısında tamamen çaresiz kalan Lut, “Ah, keşke size karşı koyabilecek gücüm olsaydı yahut şerrinizden korunabileceğim sağlam bir kaleye sığınabilseydim!” dedi. Şehre sonradan yerleşen bir yabancı olduğu için, kendisini savunacak kabile desteğinden de yoksundu. Lut Peygamber’in üzüntüsü doruk noktasına ulaşmıştı ki melekler gerçek kimliklerini ortaya açıklayarak;
“Ey Lut!” dediler, “Bizler Rabb’inin elçileriyiz. Artık korkmana ve üzülmene gerek yok! Çünkü onlar senin kılına bile dokunamazlar! Zaten kısa bir zaman sonra hepsi helâk edilecektir! Bunun için, gecenin bir vaktinde ailenle birlikte şehri terk etmek üzere yola çık. İçinizden hiç kimse kâfirlerle birlikte olma özlemiyle geriye dönüp bakmasın! Ancak karın hariç; çünkü o, zalimlerin yanında kalmayı tercih edecek. Bu yüzden de, onların başına gelecek olan azap, onun da başına gelecek. Onların helâk edilme zamanı sabah vaktidir; sabah vakti de yakındır.”
LUT KAVMİNİN HELAKI
Ve nihayet Sodom şehri için helâk emrimiz gelince, Lut’u ve ailesini oradan çıkardık, sonra korkunç bir sarsıntıyla oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine, ateşte pişip sertleşmiş kızgın taşları sağanak sağanak yağdırdık.
O taşlar, öyle tesadüfen yağmadı onların başına. Aksine her bir taş, Rabb’inin katında işaretlenmiş ve zalimleri cezalandırmak için özellikle gönderilmişti.
Bir rivayete göre Allah (c.c) Lut kavminin helak edilmesi emrettiği zaman Cebrail (a.s) Ya Rabbi bunların içinde (100 – 130 bin kişi) gece (tehetcüt) namazı kılıyorlar. Bunları da mı? diye sorduğunda, Rabbimiz; “Evet onları da… Zira onlar yanı başlarında ki kötülüklere dur demiyorlardı” buyurmuştur.
Zamanımızda Allah’ın kendi eşinde helal kıldığı eşine Luticilik teklif eden erkek ve kadınların olduğunu duyuyoruz. “Güya ilim asrındayız. Bu ne sapıklık” diyoruz. 2014 tarihinde çıkartılan 6251 sayılı L-G-B-T (L: Lezbiyen (Kadın kadına yaşayan) G: Gay ( Erkek Erkeğe yaşayan ) B: Biseksuel (Kadının hem kadınla hem erkekle Erkegin hem Erkekle hem kadınla birlikte olmaları) T :Transgender (Çift Cinsiyetliler) demektir) kanunuyla ülkemizde Luticik bir kanser gibi sosyal bünyemizde yayılmaktadır.
Necip Fazıl Kısakürek “Durun kalabalıklar” başlıklı şiirinde bu konuyu;
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,/Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma diyerek dile getirmiştir.
Yaptığı benzer kötülüklere rağmen bu ümmetin helak olmaması ve cezalarının öbür dünyaya terk edilmesi Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.v)’in yaptığı ve kabul olmuş duasının bir sonucudur.
Dinimizin yasak kıldığı bu ve benzeri çirkinlikleri yasallaştıranlar ve kötülükleri destekleyenler asla dünya ve ahirette azaptan kurtulamayacaklardır.