Şehitler Allah-ü Tealanın sevgili kulları dırlar Şehitlik Allah katında peygamberlikten sonra gelen en büyük derecedir.”Şehide” niçin şehit denilir? Şehidin ölümünde melekler hazır bulunduklarından ve şehidin cennet ehli oldukları müjdesine şahit olduklarından dolayı “Şehide”şehit denilmektedir.
Şehit: dini, vatanı, milleti, bayrağı, malı, canı ve mukaddes varlıklarını koruma uğrunda ölenlere denir. Şehitler buhari cihad 15 deki bir hadisi şerife göre “O, sadece Allah’ın kelimesi/dini en yüce olsun diye çarpışırken can verendir.” Buna göre dini, ezanı, bayrağı ve kutsal değerleri uğruna canını veren kimse şehittir.
Şehit bir aileyi temsil etmez, o vatanda yaşayanların hepsinin şehididir. Şehitler sayesinde ezanlar okunuyor, Bayraklar dalgalanıyor. İşçiler işine gidebiliyor, fabrika bacaları tütüyor, Pazar yerlerinde herkes ticaretini yapa biliyorlar. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor Allahtan rahmet diliyoruz
Kur’anda yüce Allah (c.c) şehitler için “ Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz onu anlayamazsınız” buyurmaktadır (Bakara süresi ayet 154)
Ebu saıdil hudri (ra) den rivayet edildiğine göre Rasululllah (sav) efendimize insanların en Faziletlisi en değerlisi kimdir sorusuna cevaben ; ”Canlarıyla, mallarıyla Allah yolunda cihat eden mümindir” buyurmaktadır.
Şehitler için cennette sonsuz nimetler hazırlanmıştır. Ali imran süresi ayet 169,170 “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allahın lutf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mahzar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiç bir keder ve korku bulunmadığı sevinci ve müjdesini duymakta dırlar”,
Şehitliğin derecesi hakkında yüce Peygamberimiz “Şehidin ilk damla kanında bütün günahları afv olunur. Şehitler ölüm acısını duymazlar” buyurmuşlardır.( Camiussagır cilt 4.sayfa 183).
Ebu Hureyre (ra) den rivayete göre, şehitlik ve gazilik hakkında şöyle buyurmuşlar; ” Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda yaralanan (gazi olan) bir kimse, kıyamet gününde muhakkak ki, o yaralandığı andaki heyetiyle, kanı, kan renginde( yarasından akarak), kokusu da misk kokusu ( saçarak Arasat meydanına) gelir. Muhammed’in ruhunu elinde tutana yemin ederim ki, Müslümanlara ağır gelmesinden endişe duymasam, Allah yolunda gazaya çıkar hiçbir seriyyeden geri kalmazdım… Allah yolunda gaza edip (savaş yapıp) öldürülmemi,(diriltilip) tekrar savaşıp öldürülmemi(yine diriltilerek) cenk edip katl (şehit)l olunmamı isterdim.” Beyanı yer almaktadır.(Buhari, hadisi hayatussahabe sayfa 446) alıntı
Şehitlerin tekrar dünyaya gelmek istemelerinin nedeni, şehitlik derecesinin ve zevkinin cennet nimetlerinden üstün olmasından ileri gelmektedir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) ashabının pek çoğu harp meydanlarında şehit olmuşlardır. Ashabın ileri gelenlerinden ve İslam ordu komutanlığını yapmış olan Halit bin Velit “Allah yolunda cihat etmek beni okumaktan ve Kur’an-ın birçok yerini öğrenmekten alı koymuştur” demiştir.
Peygamber efendimiz (s.a.v) bir hadisinde “Şehitler Cennet ehlinin önünde, yol gösterenleridirler, Veşşühedaü kuvvadü ehlil cenneh” buyurmuşlardır.(Muhtarul ehadisünnebiyye, kitabı. Ravi Ebu Nuaym). Şehitler ahırette Allah’ın kendilerine nimet verdiği, Peygamberler, sıdıklar ve Salihler ( iyi kimseler) le birlikte olacakları Nisa süresi ayet 69 da beyan edilmektedir.
Müslümanları; asırlardan bu yana harp meydanlarına koşturan ve zaferden zafere ulaştıran, tek istekleri, şehit olup Allahın rızasını kazanıp cennetin sonsuz nimetlerine kavuşma arzuları yatmaktadır. Uhut şehitleri için Peygamber efendimiz (sav)” Onları kanlarıyla defnedin, çünkü Allah yolunda yara alan her kimse kıyamet günü yarası kanayarak (Allah’ın huzuruna) gelir. Yaranın rengi kan rengi, kokusu ise misk kokusudur “ (3157) Nesai cihat 27
Rasulullah efendimiz (s.a.v) Ashabına şehit olmayı anlatınca bütün ashabı şehit olmak için Allah’a dua etmişlerdir. Analar Çocuklarını askere gönderirken ne derlermiş ” Oğul seni yetiştirdim, hizmet eyle vatana, Ak sütümü helal etmem saldırmazsan düşmana, Oğlu da, anasına cevaben; hakkın helal et şefkatlı ana canım feda olsun kutsal vatana”
Satırlarıma“Merhum Mehmet Akif Ersoy‘un bir şiiri ile son vermek isterim.
“Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek, öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhidi,
Bedrin arslanlaları ancak bu kadar şanlı idi
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana aguşunu açmış, duruyor peygamber.”
Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet dilerim. Allah’a emanet olunuz.
Abdurrahim SOMUNCU
Emekli Müftü