Bundan önceki “MAHZUN AYASOFYA” başlıklı köşe yazımda da belirttiğim gibi; 79 yıl önce bu günlerde 1 Şubat 1935 tarihinde müze haline getirilen ve tüm Müslümanların yüreğine saplanmış bir hançer yarası gibi acı ve ıstırap veren AYASOFYA MESELESİ artık çözülmelidir.
AYASOFYA 916 yıl kilise olarak kullanıldıktan sonra, Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1453 te İstanbul’u fethinin FETİH SEMBOLÜ olarak, ilk Cuma namazı kılınmak süretiyle FETHİYE CAMİİ adıyla Müslümanların ibadetine açılmış, Osmanlı döneminde hep bu isimle anılmıştır.
Çağ açıp,çağ kapayan Sultan Fatih;1 Haziran 1453 Cuma günü çok kalabalık bir toplulukla AYASOFYA’ya gelmiş, İlk Cuma hutbesini bizzat KENDİSİ OKUMUŞ, namazı da hocası Akşemsettin Hazretleri kıldırmıştı. Bahçesine güzel bir medrese yaptırmış ve çok uzun bir vasiyetname ile vakıf haline getirmiştir.
Sultan Fatih’in ünlü AYASOFYA VAKFİYESİNİN bir bölümü aynen şöyledir:”Bu sebeple bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın,Peygamberlerin, Meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahî bütün Müslümanların ebediyen LÂNETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın, kim bunları işittikten sonra hâlâ bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allahın azabı onlaradır. Allah işitendir,bilendir.”
Sayın Başbakanımız! 481 yıl, tam beş asır boyunca dünyanın incisi güzel İstanbul’un bağrında bir gerdanlık gibi câmi olarak minarelerinden ezan sesleri yükselen AYASOFYA; 24 Kasım 1934 tarihli bakanlar kurulu kararıyla, 1 Şubat 1935 günü müzeye çevrildiğinden beri, boynu bükük ve MAHZUNDUR. 79 yıl önce aziz Milletimizin ruhuna ve mâ’neviyâtına vurulmuş bir zincirle duran bu esaret manzarası, hiç şüphesiz bütün Müslümanları, ecdadın ruhlarını, bilhassa Sultan Fatih’in aziz ruhunu incitmektedir. Herkes bu prangayı kırmanızı istemektedir.
Farklı siyasî partilere mensup Milletimizin çok ezici bir çoğunluğu Ayasofya’nın ibadete açılmasını istemektedir. Yıllardır her fırsatta feryatlar yükselmektedir. Cumhuriyet dönemi büyük İslâm âlim ve mürşitleri ve edebiyatçıları, yazarlar bu yönde çok gayret göstermişlerdir. Merhum Üstad Said-i Nursî’nin Isparta’dan Ankara’ya gelerek, devrin İçişleri Bakanı Namık Gedik ile Ayasofya’nın ibadete açılmasını görüşmek istediğini biliyoruz.
Ayrıca merhum üstadımız Süleyman Efendi Hz.nin İstanbul’daki vaaz ve sohbetlerinde zaman zaman, yüksek perdeden ses tonuyla, “Menderes!!! Muhterem Başbakan! Ayasofya’yı ibadete aç. Aç,aç da kurtul.” Dediğini biliyoruz. Ezanı Arapça aslına uygun olarak okutma kararını veren merhum Adnan Menderes bu sese kulak verip Ayasofya’yı ibadete açabilseydi, belki de 27 Mayıs darbesi yapılamayacak, idam edilmeyecekti. -1-
Üstad N.Fazıl Kısakürek’in 1965 yılında MTTB. salonunda AYASOFYA KONUSUNDA yaptığı veciz, etkili ve derin konuşmayı kendi sesinden dinlemenizi çok isterim. Buraya o konuşmayı sığdırmam mümkün değil. Ama istenirse e.mail ekinde gönderebilirim.
Sayın Başbakanımız! Hak-hukuk, hürriyet ve demokrasi alanındaki büyük gayretleriniz ve cesur mücadeleniz Milletimizce takdir edilmekte ve bu yüzden gönüllerde taht kurmuş bulunmaktasınız. Azınlık cemaatlerin mülklerini, vakıflarını kendilerine teslim ettiniz. Yakında Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılacağını biliyoruz. Sümela ve benzeri manastırlarda ibadet yapılabiliyor. Ayırım yapmadan tüm vakıf eserleri onarıp ihya ediyorsunuz. Müslim, gayrimüslim herkesin inanç hürriyetine saygı gösteriyor, engelleri bir bir kaldırıyorsunuz.
HÜLÂSA OLARAK: Sayın Başbakan! Şu anda konjonktür çok müsait. 54 Yıldır ülkemizi Avrupa Birliği kapısında bekleten iki yüzlü (hatta yüzsüz) AB. Yetkililerine haklı siteminizi AYASOFYAYI İBADETE AÇARAK taçlandırın. Hazır GÜL gibi Cumhurbaşkanımız varken, siz de %50 nin üstünde bir teveccühle güçlü bir Başbakan iken, AYASOFYANIN ilk ibadete açılışının 560. yıldönümü olan 1 Haziran 2013 günü (ya da uygun bir günde) MAHZUN AYASOFYANIN YÜZÜ GÜLSÜN,İBADETE AÇILSIN.
Hazreti Üstad'ın üslubuyla naçizane size sesleniyorum: “TAYYİP BEY!!! SAYIN BAŞBAKAN! AYASOFYAYI İBADETE AÇ.AÇ DA KÖŞKE ÖYLE ÇIK.”