Şuayip YAMAN
Başta Çubuk Platformu Derneği olmak üzere, Çubuk Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Çubuk Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Özel Çubuk Karagöl Özel Eğitim ve Rehabiltasyon Merkezi Müdürlüğü’nün destek ve katkı verdiği, Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilen ve Şanlıurfa Kalkınma Derneği (KAL-DER) tarafından yürütülen “Dezavantajlılara yönelik iyi Uygulamalar Paylaşımı ve Sürdürülebilir Ağ Oluşturulması Projesi” Semineri yapıldı.
Ankara - İçkale Otel’de yapılan seminere Çubuk’tan; Çubuk Platformu Derneği, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Mesleki Eğitim Merkezi ve Özel Çubuk Karagöl Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Temsilcileri ile birlikte Ankara’dan; Ankara Girişimci Kadınlar Derneği (AGİKAD) ve Engelli Dernekler Federasyonu (EDF) katıldı.
Şanlıurfa Kalkınma Derneği Başkanı Mehmet Yumuşak yaptığı açılış konuşmasında, “Gençler, uzun süreli işsizler, kadınlar ve engelliler başta olmak üzere eski hükümlüler, ileri yaştakiler, farklı bir etnik veya dini kimliğe sahip olanlar gibi pek çok gurubu dezavantajlı gruplar arasında sayabiliriz.
Dezavantaj, bazen fiziksel engellerden, bazen toplumsal değer sistemlerinden, bazen de işgücü piyasasının talep ettiği bilgi ve becerilerden yoksun olmaktan kaynaklanabilmektedir
ve bu faktörler, coğrafyaya göre değişiklik gösterebilmektedir.
Dezavantajlı grupların tümünün ve önemli sorunlarının ekonomik nedenlerle oluştuğu görülmektedir. Bunun da temelinde yatan işsizlik sorunu yaşıyor olmalarıdır. Dolaysıyla hem ekonomik sıkıntılar yaşamakta hem de neticesi olarak eğitimsizlik ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Aslında bakıldığında tüm sorunlar birbirini içeren biri diğerinin nedeni olan sorunlardır.
Proje kapsamında, Şanlıurfa merkezinde 416 kişi, Ankara’da 401 kişi olmak üzere toplam 817 dezavantajlı bireye ulaşılmıştır.
Araştırma ile bu dezavantajlı kişilerin (gençlerin, göç edenlerin, yaşlıların, kadınların, engellilerin, korunmaya muhtaç çocukların ve eski hükümlülerin) karşılaştıkları sorunlar araştırılarak bu sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur. Ayrıca bu grupların beklentileri belirlenmiştir.
Bu araştırma ile dezavantajlı gruplara sunulan hizmetlerden erişebilirliğin, kalitenin artırılması ve sosyal uyumun sağlanmasına yönelik oluşturulacak olan çözüm stratejilerine, planlara altlık oluşturulmuş ve istatistiki veriler üretilmiştir.
Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen tüm proje ekibine, Murat Üçdağ, Abdulkadir Yeşilkendir ve Günay Örücü (Ankara Proje Asistanı) ‘den oluşan Proje İzleme Değerlendirme Kurulu’na, maddi destek sağlayan Karacadağ Kalkınma Ajansı’na, proje paydaşlarımız olan; Şanlıurfa Gençlik ve Spor Hizmetleri İl Müdürlüğü, Şanlıurfa İŞKUR İl Müdürlüğü, Ankara Girişimci Kadınlar Derneği (AGİKAD), Engelli Dernekler Federasyonu (EDF), Çubuk Platformu Derneği’ne Çözüm Araştırma Danışmanlık Limited Şirketi’ne ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarına teşekkür ederek, politika yapıcı, uygulayıcı ve ilgilenenlere yardımcı olmasını diliyorum.
Ayrıca bize değerli ve aydınlatıcı görüşleri ile katkıda bulunacak olan; KOSGEB, Çubuk Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Çubuk Mesleki Eğitim Merkezi ve Özel Çubuk Karagöl Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Temsilcilerine de teşekkür ederim” dedi.
Program dâhilinde dezavantajlılara sunulan hizmetler ile ilgili sunumlara geçildi. Sunuculuğunu AGİKAD Genel Sekreteri Handan Demirdamar’ın yaptığı seminerde konuşmacılar faaliyetlerini anlattılar.
Ankara Girişimci Kadınlar Derneği (AGİKAD) Derneği Başkanı İnsaf Kılıç, “Atatürk’ün Türk kadınına verdiği büyük önemden ve ondan istediği görevlerden esinlenerek Derneğimizi kurduk.
Batıkent’in yüz bini aşkın nüfusa sahip olması ve bölgemizde de bir şeyler yapma çabasıyla sorunlarımızı bir nebzede olsa çözmek için gönüllü bir grup olarak inanç ve kararlılığımızı birleştirdik.
Yedi kurucu üye olarak 08.11.2004 tarihinde çıktığımız bu yolda birçok zorluklarla karşılaştık.
Ancak yılmadan büyük bir özveri ve azimle girmiş olduğumuz bu yola devam ederek, olumsuzlukları özverili ve çalışkan arkadaşlarımızla uyum içersinde ve gönül birliğiyle aşarak 11 yılı geride bıraktık.
Bir toplumun uygarlaşma düzeyi o toplumda kadına somut olarak gösterilen değerle, yerle, saygıyla, sevgiyle, fırsat eşitliği ile değerlendirilir.
Çağdaşlaşma, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ise bilim, eğitim ve genel anlamda sanatın beslediği sağlam maneviyat ile olur.
Bu hedefe ulaşmak yarı aç, yarı cahil bırakılan insanları, özellikle de kadınları, sömürerek yarılması mümkün değildir.
Bu nedenle uygarlaşma karşıtı totaliter ideolojiler, her yerde ve her daim, kadını erkeğin emrine amade dört duvar arasına kapatma yoluna gitmişlerdir.
Birkaç göstermelik istisna dışında, bazı baskılar sonucunda kadınlarımız okuldan, sanat ve iş dünyasından, siyasetten uzak bırakılmıştır.
Ekonomik bağımsızlığına bu sebeplerden dolayı kavuşamayan kadınlar, dünyanın iki lokma ekmek getireceği sanılarak beklenen ve kutsallaştırılan, kocaya-babay-erkeğe bağımlı kılınmışlardır.
Gelinen nokta ortadadır, gözler önündedir.
Erkeğin ki bir kere, kadının ki iki kere zor, kadının işi gerçekten zor.
Evdeki iş gücünü ortaya çıkardığımızda, bir başka ifade ile bir kadını evden çıkarttığımızda bir aileyi kurtarmış oluyoruz.
AGİKAD olarak davetli olduğumuz 16-17 Ekim 2015/ İstanbul W 20 Zirvesi” kapsamında gerçekleşen G-20 Zirvesinde; Ülkemiz için son derece önemli, kadın çalışmasının yanı sıra insan haklarında iyileşme adına, dünyanın önde gelen liderlerinin buluşmasına kadın liderlerin öncülük etmesi pozitif iyileşmeye su taşımayı başarmıştır.
Cumhurbaşkanımızın katılımıyla gerçekleşen W-20 Zirvesi, yepyeni bir dünya yaratmanın ve pozitif yönde, iyileşmenin adımları insanlık adına büyük önem taşımaktadır.
Bana göre İstanbul’da toplanan W-20 Zirvesi önemli bir adım, kadın haklarına çıkan merdiven basamaklarıdır.
Cumhurbaşkanının da oturumda söylediği gibi kadın delegelerin, öncülüğüyle kuyuya suyu döktük, bu ülke önemlidir. 1934 de kadına seçme ve seçilme hakkının verilişi örneğiyle kıyaslanarak, özel bir ülke olduğumuzu vurguladı.
Konu başlıkları özetle;
* Kadına sağlanacak Mikro kredi destekleri ( Kreş Sorununa Çözüm),
* Eşit olmayan, ücret alımına çözüm,
* Doğum ölümleri, çocuk ölümlerine dikkat çekerek sorunun önemi vurgulandı.
* Projede bulunan kuruluşların yazılı olarak sunacağı tavsiye önerilerin dikkate alınması.
* İstihdam yaratma, politik gelişmede cinsiyet eşitliğinin önemine dikkat çekildi.
* Kadınların güçlendirilmesi sözleşmesindeki ve kadına yönelik şiddetin önemi idi.
Aynı zamanda insanlık adına oldukça önemli olan W-20 Zirvesi faydalanıcıların ana kartı olacaktır.
Ev eksenli çalışmaların önemiyle destek çalışmalarının ekonomiye büyük katkısı olacaktır.
G-20 Zirvesi, Hedef pusuladır.
Enerji, su, gıda, çevre sorunlarıyla kadını barışçıl yoldan yeniden ele almak başlıca konu başlıkları idi.
‘
“G 20 Zirvesi gezegenin iyileşmesi yolculuğudur”
Kadın ve erkeğin evde eşit olmasıyla, yeni nesillere katkımızla, hiçbir çıkarın gelişmediği ve hesap verirlilik şeffaflığıyla İnsanlığın gelişmesinde büyük adımdır.
Ülkeler arası dayanışmada ÇİN öncü bir ülkedir.
STK’ ların desteği önemli, boyutların genişlemesi ve sosyal girişimcilikteki dayanışmayla iyileşme yolları ve gönüllülük esasına dayalı çalışmalardaki, değerlerin iyileşme adımları hızla yayılacaktır.
W 20 Zirvesi, kadının iş hayatına, doğrudan iletişim ve başarı için fırsattır.
Kadınların vergi sistemindeki iyileşme bekleyen sorunların çözümüne ihtiyaç vardır. Mikro kredilerin desteği, önceliklidir.
Türkiye’de bir ilk olan kadın liderlerin W 20 Zirvesi’nde buluşması, oluşuma ana unsur olarak katılması ülkemiz adına büyük önem taşımaktadır.
Hedefler arasındaki, kadın bankacılığının önemi büyüktür. İpoteksiz olarak yapılanacak çalışmalar programa alınmıştır.
Kadınların eğitim başta olmak üzere, istihdam konusunda iyileşmesine, Birleşmiş Milletler öncülük ederek sözünü vermiştir.
2030 Mart ayında 17 önemli hedef teslim edilmiş olacak. 15 yıl boyunca hükümetler konuyla ilgili sözlerini yerine getirmiş olacaklar.
“İnsan ve kadın hakları için “İLO” her türlü yardıma hazır”
Kadın istihdamında çocuk bakımıyla ilgili, sorunlara çözüm önemlidir.
Hedeflenen iyileşmede hükümetler özel sektör, STK’ların önemi büyük ve neler isteniyor, neler hedefleniyor ve dayanışmada sosyal girişimcilik önemli...
“Hükümetler bu konuda, parlamento da masasını kurarak, kararları taşımak zorunda,
Aile içi şiddetin önlenmesi ve çocuk eğitimleri ele alınacak,
Babalara çocuk bakımı eğitimleri,
Kadın kotası konusunda, iyileşme,
“W 20’ deki örnek gibi lider kadınlar seçilsin” “Hükümetler kadın seçimini bizlere verecektir”
Çalışan ve yöneten kadınların sorunları bir havuzda toplanmalı,
İşyerlerinde şiddete karşı komiteler kurulmalı,
Kadın da yetenek evrensel yetenektir...
Gelincik projesi önemli projelerimizden birisidir;
“Ben kadınım; Şiddeti, Sevgisiz Yaşamları Kınıyorum”
Türkiye’nin kanayan yarası olarak, güncelliğini her zaman koruyan sorunlarından biri de işsiz
kadınların evlerinde üretim yaparak yaşam mücadelesine katkı sunmalarıdır.
AGİKAD’ olarak, Gelincik Projesini önemsiyor ve projemizle; Kadına karşı şiddete tepkimizi
istihdamla bütünleştirip, sorumluluğumuzu imkânlarımız içerisindeki gelincik desteğimizle yola devam diyoruz.
Kadına Karşı Şiddet tepkimizde, tüm duyarlılara seslenerek, İpek Kozası’ndan üretilen ve onlarca annenin evinde ürettiği, el emeği göz nuru gelinciklerle çocuğuna aş, kitap, gelecek olmak için bütünleşiyoruz. Bu önemli projenizle, bir toplumsal sorumluluğu pozitife dönüştürerek, gerçekleştirmekte olduğumuz, çalışmaya katkı sunmakla o safradaki ekmeğin besini, çocuğun okuduğu kitabın satırlarında, sevgisi, geleceği olun istiyoruz.
“Kadın Özgür Değilse İnsanlık Köle Demektir”
İlkelerimiz ve Söylemlerimiz: Biliyoruz ki, dünyayı kuranda kurtaran da kadındır, kadın olacaktır. Biliyoruz ki; kadın olamadan hayat olmaz. Kadının evrensel gücü, sevginin de evrensel gücüdür.
Biliyoruz ki; yan yana, el ele, omuz omuza, yürek yüreğe yürüdüğümüz zaman eşitiz. Özgürüz.
Biliyoruz ki; kadın, eşit haklara sahip ve yeryüzünde savaşın, sömürünün yok olduğu gün kadın olacaktır. Çünkü kadın, şiddetle azalmak yerine, sevgiyle yaşamak ister.
Biliyoruz ki; kadın annedir, kardeştir, eştir. Bütünün yarısıdır.
Babalar; eşinizin, kızınızın, gelininizin yakasına taktığınız gelincik, bir başka eşin, kızın, gelinin umudu olacaktır, yaşama sevinci olacaktır.
Diyoruz ki; bu denli anlamlı, sevgi ve yaşam dolu bir üterime katkıyı, Ülkemiz ve Derneğimizin öncülüğünde sesimizi dünyaya duyurarak, gelincikleri birlikte çoğaltalım istiyoruz.
“Her kadın bir gelinciktir”. Bir iletişimin çok faydası var. Girişiminiz sevgi olsun...
Bu düşüncelerimiz doğrultusunda, hedeflerimize ulaşmak uğruna, her türlü zorluğa ve olumsuzluğa direnç göstererek üstesinden gelen ve her zaman gelebilecek olan AGİKAD üyeleri ve destekçileri olarak, yolumuza devam etmekteyiz.”
Çubuk Platformu Derneği Başkanı Şuayip Yaman, “Çubuk Platformu, Öncelikle Çubuk İlçesi ve bölgesinin her alanda kalkınmasını ve gelişmesini sağlamak, kültür değerlerini yaşatmak amacı ile proje üreten ve bu projelerin uygulanmasını takip eden bir ‘Düşünce Kuruluşu’dur. 3 Ekim 2004 tarihinde kurulmuştur.
Bir başka ifade ile; sahipsiz olduğu düşünülen ilçemizin ve bölgemizin her alanda sahibi olmak, bu güne kadar devlet imkanlarından yeteri kadar yararlanamayan ilçemizin devlet imkanlarından yararlanmasını sağlamak, yetişmiş ve donanımlı insanlarının bürokraside ve siyasette hak ettiği yere gelmesine katkıda bulunmak, Eğitimde, Sağlıkta, Tarımda, Hayvancılıkta, Kültürde, Ekonomide, Çevrede, Ticarette ve Sosyal dayanışmada projeler üreterek mülki ve yerel yönetimlere gerektiğinde yardımcı olmak, gerektiğinde ise onları bu çalışmaya sivil toplum kuruluşu olarak teşvik etmek amacıyla kurulmuştur.
Çubuk Platformu’nda nicelik (üye sayısı) değil, nitelik önemlidir.
Üyelik şartlarında hemşerilik yakınlığından önce, üretkenlik, bilgi birikimi gibi nitelikler belirleyicidir.
Projelerin hayata geçirilmesi ve hizmet üretilmesi için kamu kurumları, diğer sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler gibi kuruluşlarla dayanışma ve işbirliği içinde çalışır.
İlçenin sorunları ile ilgili araştırmaları titizlikle yapar ve ilgili kurumlara bildirir. Bunların sonsuza dek takipçisidir.
Ancak; hiçbir siyasi kuruluşun yanında ve karşısında değildir. Bağımsızdır.
Üye yapılanmasını ağırlıklı olarak akademisyenler, öğretim görevlileri, bilim insanı, halen görevde veya emekli olan bürokrat, yönetici, teokratlar ve diğer sivil toplum kuruluşları temsilcileri, meslek odalarının temsilcileri ve başarılı işadamları oluşturmaktadır.
Şartlar ne olursa olsun sağduyulu ve Çubuk sevdalısı arkadaşlarımla beraber ve her şeye rağmen; fikir, düşüncelerimizle ve ilçenin sorunlarına ışık tutacak projelerimizle, Çubuk ve Çubukluya faydalı olmaya çalışıyoruz.
Çubuk Platformu bir ‘Düşünce Kuruluşu’dur. İlçenin sorunları ile ilgili olarak tavsiye kararları alır, bunları yazıya döker ve ilgili birimlere ve mercilere gönderir, takibini yapar
Tavsiye kararlarına uymak veya uymamak o makam veya merciin tamamen inisiyatifindedir.
Amacımız Çubuk ve Çubukluya en iyi hizmetin verilmesi ve Yaşanabilir bir ilçe Çubuk için yeni projeler üretmektir.
Dezavantajlı gruplara gelince:
Gençler; Dezavantajlı gruplardan en önemlisi gençlerdir. Gençlerin ilk sorunu işsizlik diğeri ise kötü alışkanlıklardır.
Gençlerin eğitimine gereken önem verilmediği takdirde işsizlikle karşı karşıya kalacaklardır.
İyi eğitilmemiş ve işsiz bırakılmış gençlerin netice de kötü alışkanlıklara yönelmesi kaçınılmaz gerçeklerdir.
Bunun çözümünde yerel ve ulusal etkili ve yetkililere oldukça önemli görevler düşmektedir.
Gençlerimizi iyi eğitmeli, doğru yönlendirmeli ve onların bilinçlenmesinde önemli rol oynayarak ahlaki ve manevi yönden güçlendirmeliyiz. Ayrıca gençleri kötü alışkanlık ve davranışlardan uzak tutmak için onları faydalı mekânlar olan, spor ve sanat etkinliklerine yönlendirmeliyiz.
Madde bağımlılığı; Ülkemizde ahlaki, manevi, sosyal ve kültürel değerler hızla dejenere olmaya başladı. Buna işsizlik ve başıboşluğu da ekleyebiliriz.
Buna paralel olarak da madde bağımlıları maalesef hızla artmaya başladı.
Dün top arkasında koşan gençlik şimdilerde madde arkasından hem de dört nala koşuyor...
İlçemizde 1999 yılında madde bağımlılarının sayısı sadece 4 idi. Üstelik de bunlar tiner-bally kullanıcıları idi. Şimdilerde bu gençler esrar, eroin, extacy, eroin ve bonzai kullanmaya başladı.
Etkili ve yetkililerin olayı küçümsemeleri ve vurdumduymazlıkları bugün nereye geldiğimizi çarpıcı bir şekilde göstermektedir.
İlçemizde sigara içme yaşı 7, madde kullananların yaş ortalaması maalesef şimdilerde 11’ e kadar düştü. Bu ise çok tehlikeli, bir o kadar da düşündürücü bir durum. Önlem alınmazsa geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi kaybederiz. Bunun da vebalinden kurtulamayız.
O günden (1999) bugüne yaklaşık 16 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen alınan kararlar sözde kalmış, sorunlu çocuklara yenileri, daha yenileri eklenmiştir. Hem de fazlasıyla..
Geçtiğimiz dönemlerde tiner - bally çekenler, esrar ve ekstacy içenler şimdiler de eroin, kokain ve bonzai (sentetik esrar) kullanmaya başladılar, yazık çok yazık oluyor bu gençlere..
Çocuklar evde ebeveynden, Okulda öğretmenden, sokakta bir büyükten, bir polisten korkmuyor (yanlış anlaşılmasın saygıya dayalı korku)...
Bu çocuklar bizim. Onları dövmekle, sövmekle, cezalandırmakla topluma kazandıramazsınız. Onları ancak hem tedavi ederek ve hem de bir meslek öğreterek aileye, topluma ve devlete faydalı bir birey olarak kazandırabiliriz..
Kadınlar; Dezavantajlı diğer bir grup kadınlardır. Kadınların karşılaştıkları sorunlardan en önemlisi şiddet ve buna bağlı olarak da güvenliktir. Kadınların maruz kaldığı sorunlar elbette ki bunlarla sınırlı değildir. İşsizlik, eğitimsizlik, cinsel saldırılar ve ikinci plana atılma gibi kadının özgür birey olmasını engelleyici unsurlar maalesef devam etmektedir.
Çocuk gelinler; Toplumlar ruhsal ve bedensel açıdan sağlıklı bireylerin yetiştirilmesini hedeflemektedir. Böyle bir neslin yetiştirilmesinde çocuğun kişiliğinin ve bilişsel yeterliliklerinin şekillenmesinde büyük rol oynayan aileye önemli görevler düşmektedir.
18 yaşından küçük ruhsal gelişimini tamamlayamamış, eğitimleri yarım kalmış çocuklar evlendirilmekte ve çocuk yaşta anne baba olmakta. Kendi ergenlik sorunlarını halletmeden önce ebeveyn olan ailelerin çocukları da sorunlu kişilik yapısına sahip olabilmektedir.
Bu şekilde de gelecek nesiller risk altına girmekte ve Türk toplumunun aile yapısını tehdit etmektedir. Hem bireysel, hem toplumsal açıdan olumsuz sonuçlar doğuran erken evliliklerin küçük yaştaki kadınlar üzerinde ssosyo-kültürel ve ekonomik etkilerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştı.
Bir yıl içinde (2008-2009 yılları arasında) 17 ve 16 yaş grubundan 112 kişi resmi nikâh kıydırmış. Bu, toplam resmi nikâhın yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyordu.
Ancak bu evliliklerin çok daha küçük yaşta gerçekleştiğini, ailelerin 16 yaşında mahkeme kararıyla, 17 yaşında da kendi rızalarıyla çocuklara resmi nikâh kıydıkları; Ailelerin rızasıyla 17 yaşında resmi nikâhı kıyılan 105 çiftin yüzde 55’inin daha küçük yaşta anne ve babasının zoruyla ve imam nikâhıyla birlikte yaşadığı, bazılarının da çocuk sahibi olduğu tespit edilmişti.
Zihinsel ve bedensel engelli sayısı, erken yaşta evlilik yapanların sayısı, köyleriyle doğru orantılı...
Bu konuda akraba evliliği önemli yer tutuyor. Erken yaşta evlilik yapan kız çocuklarının tamamına yakını ilköğretim döneminde aileleri tarafından evliliğe yönlendiriliyor.
Erken evliliğin sebeplerinden önemli bir neden ise eğitim eksikliği ve bilgisizlikti.
Çocuklarını erken evlendirenlerle yapılan görüşmelerde önemli bir etken de kız çocuklara ırgat gibi bakılıyor olmasıdır.
Aileler ’Kızın gözü açılmadan evlensin, evde kalmış derler’ anlayışını koruyor. Beşik kertmesi ve mal bölünmesin diye yapılan akraba evlilikleri hala yaygın. Erken yaşta evliliklerin yüzde 90’ı bu yaklaşımlardan kaynaklanıyor.
Diğer tespit ise, çocuk gelinlerin yüzde 91’inin çocuk sayısı en az beş olan, yoksul ailelere mensup olması.
Görüşmelerde kadınlar evlendirilme sebeplerinden birini, “Evden bir boğaz daha eksilir” cümleleriyle ifade ediyor.
Yerel yönetimler ve ilgili kurumlar bu konu üzerinde yeterince durmuyor, aileleri bilinçlendirme çalışmaları ise maalesef eksik...
Engelliler; Engelli vatandaşlarımızın fiziksel yaşamlarına uymayan yollar, kaldırımlar, caddeler, sokaklar köprüler, merdivenler ile işleri nedeniyle gitmek zorunda kaldıkları kamu kurum ve kuruluşu olan hastaneler, adliyeler, karakollar ve diğer binalar ile empati yoksunu insanlardır.
Her şeyden önce gerek ulusal ve yerel medya ve gerekse kamu spotları ile herhangi bir engeli olmayan insanlara bir eğitim verilmelidir.
Görme engelli insanların yürüme yollarına ya da tekerlekli sandalye ile hareket edebilen insanların tek başına kullanabilecekleri yollar olan kaldırımlara eşya koyarak işgal edenler veya arabaları ile park edenler engeli olmayan insanlar değil midir?
2007 yılından bu yana Derneğimizin yürütücülüğünde bedensel engellilere yönelik olarak İŞKUR ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı ile 8 ortak proje yaptık. Projelerde düzenlenen Taş İşleme Kursları’nda 71 kursiyere sertifika verdik.
Dünyaca ünlü yarı değerli bir süs taşı olan ‘Çubuk Agat Taşı’nı; Münih Fuarı’nda, İstanbul ve Ankara kuyumculuk fuarlarında tanıtma fırsatı bulduk.
Bu konuda Eğitici-Öğretici, Teknik Öğretmen Günay Örücü’ye destek ve katkılarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim.
Unutmayalım ki; Herkes bir engelli adayıdır. Şimdi engelsiz (normal) olan bir insanın birkaç saniye sonra engelli olamayacağını kim garanti edebilir?
Çubuk Platformu Derneği olarak, Şanlıurfa Kalkınma Derneğinin “dezavantajlılara yönelik iyi uygulamalar paylaşımı, sürdürülebilir ağ oluşturulması” proje çalışmalarını destekliyoruz.
Bu görüş ve düşüncelerle, yapılacak çalışmaların ülkemize, Şanlıurfa Kalkınma Derneği’ne ve projenin muhatabı olan dezavantajlı gruplara yararlı olmasını diler, beni dinlediğiniz için teşekkür ederim” dedi.
Özel Karagöl Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Büşra Kadak, eğitim verdiğimiz dezavavantajlı grupları ,zihinsel ,bedensel ve özel öğrenme güçlüğü olarak gruplandırabiliriz.eğitim zihinsel engelli öğretmenleri tarafından birebir verilmektedir.
Özel öğrenme güçlüğü olan öğrencilerimiz eğitimleri sonrasında ekpss sınavlarında başarılı olmaktadır.şu anda Ankara , İstanbul ve Antalya da devlet kadrosunda atanıp çalışmaya devam etmektedir.
“Zihinsel engelliler için, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi açarak özel eğitim alanında oldukça önemli deneyimler kazandık. Uzun yıllar özel eğitim alanında elde edilmiş bilgi ve tecrübe birikimini Çubuklu hemşerilerimizin hizmetine sunduk.
Uzman öğreticiler eşliğinde öğrencilerimizle bire bir ilgileniyoruz.
Hedefimiz; Şu anda ilçemizde güvenilir ve kaliteli bir kapı olarak engellilerin hizmetine sunmaktır.
“Eğitimin katkı sağlayamayacağı hiçbir birey yoktur” düşüncesi bizim daima hareket noktamız olmuştur. Bilgi çağında insanın, bilgiye ulaşmasının önündeki engelleri kaldırmaya bu engelleri hafifletmeye çalıştık.
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezimiz verdiği hizmetin kalitesi ve sürekliliği ile en önde olmak durumundadır.
Aileler büyük uğraş ve emeklerle Rehabilitasyon Hizmetlerine ulaşabilmektedir.
Rehabilitasyon Hizmetinin ulaşılabilirliğinin bu kadar uzun uğraşlarla elde edilebilmesi zaten yaşıtlarına göre bir adım geride başlayan engellileri daha da güç durumlara itmektedir. Genel yaşam koşullarının ağırlığı yanında bir de aile içinde engelli bir bireyin varlığı büsbütün sıkıntı oluşturmaktadır. Tüm zorlukları aşarak Rehabilitasyon hizmetine ulaşabilenler şanslı addedilmektedir.
Özel Eğitim alan bireylerin en çok zorlandıkları şey kendileri tarafından Raporlama sürecinin zorluğu olarak ifade edilmektedir. Özel Eğitim Merkezi olarak bizim üstümüze düşen ise Rehabilitasyon verebilmek adına raporlama sürecinde ailenin ulaşım sıkıntısını ortadan kaldırmaktır. Aileye bu zorlu süreçte yol göstermektir.
Sevgi İzi” projesini uygulamaya koyduk...
Zihinsel engelli, Alzheimer veya benzeri rahatsızlıkları bulunan yakınlarımızın bir gün aniden gözümüzün önünden kaybolacağı korkusunu hep yaşarız.
Asıl önemli olan bu tür rahatsızlığı bulunan yakınımızın kendini ifade edemeyecek olması...
Kaybolduğunda nereye gideceğin, ne yapacağını bilemeyecek olması. Böyle bir durumda ailenin yaşadığı ızdırabın ne kadar büyük olduğunu düşünebiliyor musun?
Ağzı var, dili yok, melek gibi bu insanlar son derece savunmasız, her türlü tehlikeye açık ve siz hiçbir şey yapamıyorsunuz.
Ama şimdi sevdiğiniz, “sevgi izi” ile daha güvende.
Bunun için ne yapmamız lazım;
Aslında sistem çok basit. Yakınlarının kaybolmasından endişe eden aileler, iletişim, adres ve telefonlarıyla Müge Anlı’ya ait “Sevgi İzi” sitesine başvurup oradaki formu dolduracak. Buradan kendilerine verilen numara kaybolmasından endişe edilen kişinin sol koluna kalıcı dövme ile işlenecek. Yapılan işlemde kesinlikle herhangi bir ağrı olmuyor.
Böylece o kişi kaybolduğunda ‘Sevgi İzi’ onun hayat güvencesi oluyor.
Kayıp kişiyle karşılaşan vatandaşlar; o kişinin kolundaki ‘Sevgi İzi’ni görünce polise başvuracak. Koldaki o rakamı taşıyan kişinin kim olduğu ve tüm iletişim bilgileri ilgili birime verilecek. Ve kaybolan kişinin bir an önce ailesine kavuşması sağlanacak” dedi.
Çubuk Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı Müslüm Gözil “Vatandaşların temel ve genel bilgisini ve ana dilini geliştirmek için, gerekli kursları açmak;
Öğrenim kurumlarında öğrenimlerini yapamamış yetişkinler için ilkokul, ortaokul ve lise bitirme kurslarını açmak;
Vatandaşların ilgi duyduğu tarih, coğrafya, aktüalite, ekonomi, sosyoloji, psikoloji ve benzeri konularında ve teknik alanda toplantılar düzenlemek, kurslar açmak;
Vatandaşların ilgi duyduğu tarih, coğrafya, aktüalite, ekonomi, sosyoloji, psikoloji ve benzeri konularında ve teknik alanda toplantılar düzenlemek, kurslar açmak;
Toplum kalkınması ve halk eğitimi konusunda sorumluluk almış resmi görevlilerle gönüllü elemanların ve önderlerin toplum kalkınması ve halk eğitimi konularında, yetiştirilmeleri için kurslar açmak;
Konferanslar, açık oturumlar, paneller, sempozyumlar, konserler, temsiller, edebiyat toplantıları, çeşitli yarışmalar ve spor faaliyetleri, geziler, folklor gösterileri, kahramanlık günleri, grup münakaşaları, film gösterileri ve benzeri çalışmalar düzenlemek;
Halkın güzel sanatlara karşı ilgisini teşvik edici çalışmalar yapmak ve güzel sanatlarda kabiliyetli görülenlerin geliştirilmelerine çeşitli yollarla yardım etmek;
Sergiler düzenlemek, mevcut sergi ve galerilerden ve mahalli müzelerden halkın geniş ölçüde yararlanmasını sağlamaya çalışmak;
Vatandaşların mesleki ve genel kültürlerini geliştirecek özellikte ve halk seviyesine uygun, yayın yapmak; bu türlü çalışmaları teşvik etmek ve desteklemek; gerekirse halk eğitimi ile ilgili çeşitli yayınların yapılmasına önderlik etmek;
Folklor derlemelerini teşvik etmek ve desteklemek; sonuçlarının yayımlanmasına yardım etmek başlıca görevlerimiz arasındadır.
Çubuk Halk Eğitim Merkezi Olarak Açtığımız Kurslar:
Spor Kursları: Atletizm Kursu, Basketbol Kursu, Boks Kursu,Yüzme Kursu, Futbol Kursu,
Güreş Kursu, Voleybol Kursu, Hentbol Kursu,Tekvando Kursu, Tenis Kursu,Masa Tenisi Kursu, Jimnastik Kursu, Judo Kursu, Karate Kursu.
Bilgisayar Kursları: Grafik Tasarım Kursu, Bilgisayarlı Muhasebe Kursu, Bilgisayar Kullanımı Kursu, Bilgisayar Programcılığı Kursu, Bilgisayar İnternet Kullanma Kursu,
AUTOCAD Kursu,
Mesleki Kurslar: Halkla İlişkiler Kursu, Hasta ve Yaşlı Bakım Kursu, İngilizce Kursu,
Uygulamalı Çocuk Bakım Kursu, Eczane Personeli Yetiştirme Kursu,
Ev Aletleri Bakım Kursu, Emlak Danışmanlığı Kursu, Kasap Yetiştirme Kursu, Ev Hizmetleri Kursu, Fidan Yetiştirme Kursu, Fotoğrafçılık Kursu, Genel Muhasebe Kursu, Alabalık Kursu,
Gözlükçülük Kursu, Arıcılık Kursu, Avcılık Kursu, Çilingircilik Kursu, Peyzaj Kursu,
Çocuk Gelişimi Kursu, Yetkili Kalorifer Ateşçiliği Kursu, Doğalgaz Tesisatçılığı Kursu,
Anne Çocuk Eğitimi Kursları, Kasiyer Yetiştirme Kursu, Kaynakçılık Kursu, Girişimcilik Kursu, Güzel Sanatlara Hazırlık Kursu, Elektrikçilik Kursu, Teknoloji Kullanım Kursu,
Hızlı Okuma Kursu, İlkyardım Ve Sağlık Bilgisi Kursu, İş Kazalarına Karşı Önlem Kursu,
Kuaförlük Kursu, Sigorta Eksperliği Kursu,Tavukçuluk Kursu.
El Sanatları Kursları: Çeyiz Ürünleri Hazırlama Kursu, Ahşap Boyama Kursu, Dikiş Makine Kullanım Kursu, Takı Tasarım Kursu, Halı-Kilim Kursu, Giyim Kursu,
Hazır Giyim Kursu, Geleneksel El Nakışları Kursu
Halk Oyunları Kursları: Türk Halk Oyunları Kursu, Türk Halk Oyunları Yöre Yetiştiricisi Kursu
2013-2014 Eğitim Döneminde 145 Branşta 3.836 Kişiye Eğitim Verildi.
2015 yılında yukarıdaki kurslara ek olarak Kalorifer kursu verildi.
Suriye’den gelen sığınmacılara Türkçe kursları verildi.
Halen çobanlık kursu verilmektedir.
2015 Eğitim yılında ise 133 branşta (55 çeşit) 2751 kişiye eğitim (kurs) verildi. Bunun 1870’i kadın, 881 ise erkek kursiyerdir”
KOSGEB Girişimcilik Uzmanı Emin Eminoğlu, “Kadını arkanıza alarak bir yere varamazsınız, kadını yanınıza ve hatta önünüze alırsanız başarırsınız.
Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylemleri ortadadır.
Bir adama 4 dana verdiğinizde, bir kadına bir dikiş makinesi verdiğinizde onların hayatını değiştirirsiniz.
Girişimcilik evden çıkmakla başlar. İnsana insan olarak değer vereceksiniz...
İnsanı evden çıkartınca onun girişimcilik ruhunu artırırsınız.
Uygulamalı girişimcilik eğitimleri var. KOSGEB eğitmeninin bul, ben sana maddi olanağı vereyim” diyor.
Kalıcı rantabl, özendirici olacaksınız. İşi ehline vereceksin. Yani ekmeği ekmekçiye, parayı girişimciye vereceksiniz.
İnsanlara ne uzağız ve ne de yakınız. Kimseye önyargılı değiliz. Kendini insanlığa adamış insanların her zaman yanındayız.
Bu nedenlerle KOSGEB’in kapısını çalın...
Bugün Çubuk Agat Taşı dünyanın en güzel taşı. Brezilya’nın, Arizona’nın en kaliteli taşı Çubuk’ta çıkıyor.
Radarı 5 bin dolar maliyetle bir ODTÜ’lü bir girişimci öğrenci yaptı. Emniyete 100 adet sattı.
Ama her üniversite öğrencisi onun gibi şanslı değil, binlercesi boş geziyor.”
DKD (Düşün, Konuş, Dinle) Kişisel Gelişim Eğitim Derneği Genel Başkanı
Aytekin Erdoğan, “Sınırsız ve sinirsiz bir eğitim. Her şeyin başı eğitim...
Mandela, “Dünyayı değiştirmek mi istiyorsunuz. Bana bir silah verin, oda eğitim...
Eğitimin sınırı yok. Eğitimin emekliliği yok.
Önce insan, önce eğitim...
Düşün Konuş Dinle Kişisel Gelişim Eğitimindeki amaç;
Kendine güvenen, kendine özsaygısı olan, sevgi, saygı sorumluluk duygularını geliştiren, araştıran, soran, sorgulayan, üreten, çok yönlü, girişimci, çevreye duyarlı, yurt ve dünya sorunlarına ilgi duyan, barıştan yana, yapıcı eleştiri alışkanlığı edinen, hoşgörülü, gülümseyen, öfke ve stres kontrolünü sağlayan, teknolojiyi hayatının her alanında kullanabilen, bedensel becerileri gelişmiş, düşünerek mantıklı konuşan, sabırla dinleyen, kendini geliştirerek başarıya doğru güvenle ilerleyen, kendisiyle, çevresiyle, toplumla barışı sağlayan, kendini yenileyip kaliteli insan nitelikleri kazanarak öğrendiklerini davranışlara dönüşmesini sağlayan güvenilir bir insan yetiştirmektir.
Düşün Konuş Dinle Eğitim Merkezimiz, yurt içinde ve yurt dışında, dünyada uygulanana ancak Türkiye’de uygulanmayan, iş yerinde verimliliği artıran, çalışanlar arasında karşılıklı sevgi, saygı ve güven bağlarını geliştiren, aile içi iletişimi sağlayan, hoşgörüyü öğreten Düşün Konuş Dinle toplum önünde söz söyleme sanatı kişisel sosyal gelişim eğitimlerini vermektedir.
“Kendinle Barış, Çevrenle Barış, Toplumla Barış” ilkesini benimseyen Düşün Konuş Dinle Kişisel gelişim Eğitimi her yaş ve meslek grubunun (öğrenciler, veliler, öğretmenler, siyaset adamları, kuruluş başkanları, mühendisler, doktorlar, mimarlar, tüm çalışanlar, emekliler vb.) yoğun ilgisini çekmektedir. Eğitimimizin en önemli özelliği “uygulamalı dramalı” olarak verilmesidir.
Eğitimlerimizde, önce konu ile ilgili drama yapılır, sonra katılımcılarımız toplum önüne çıkarılarak konuşturulur. Özgüvenle kendini ifade etmeleri sağlanır. Eleştirinin yapılmadığı bir ortamda katılımcıların toplum önünde serbestçe konuşmaları gerçekleştirilir. Böylece eğitim dönemi boyunca heyecanını, çekingenliğini, utangaçlığını, sıkılganlığını, toplum önünde konuşma korkusunu yenmeye başlar. Çünkü katılımcı her derste alkışlanarak sahneye çıkar, derste işlenecek konuyu uyguladıktan ve iki dakika serbest konuştuktan sonra alkışlanarak yerine oturur.
Uygulama süresince etkin iletişim becerileri-beden dili, Türkçeyi doğru, akıcı, etkili kullanma-Diksiyon, hoşgörü, öfke kontrolü, stres giderme, yaratıcı drama, sınav kaygısı ve sosyal kaygılarını giderme, sorunların problem çözme yöntemlerini öğrenme gibi etkinliklerle gerçekleştirilir.”
Düşün dinle, konuş dinle / İnsan, insan olur böyle.”
Şanlıurfa Kalkınma Derneği Başkanı Mehmet Yumuşak yaptığı kapanış konuşmasında,
Harika bir seminerdi. Katılımcıların görüş ve fikirlerinden tabii ki faydalanacağız. Katılımcılara destek ve katkılarından dolayı ayrı ayrı teşekkür ederim” dedi.