Cep telefonu, bilgisayar, saç kurutma makinesi gibi cihazların yaydıkları elektromanyetik radyasyonun etkisini azaltmak amacıyla nano teknolojiyle üretilen Biopro, bileklik, anahtarlık, küpe, kolye gibi takılara monte edilerek günlük hayatta daha yaygın kullanılabilir hale getirildi.
Bioreks Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Aygüler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek gerilim hattı ve baz istasyonu gibi çok bildiğimiz elektromanyetik radyasyon kaynaklarının yanı sıra, insanların hayatını kolaylaştıran cep telefonu, bilgisayar, kablosuz internet modemleri, saç kurutma makinesi, bebek telsizleri, mikrodalga fırın, televizyon, ütü, klima, otomobil, elektrikli ısıtıcı, fotokopi makinesi gibi elektronik cihazların da çok farkında olunmasa da elektromanyetik radyasyon yaydığını söyledi.
Bu cihazların yaydığı elektromanyetik radyasyonun, stres, uykusuzluk, migren, cilt problemleri, hafıza kaybı, kilo alımı gibi rahatsızlıklara sebep olduğunu belirten Aygüler, ayrıca herkesin korkulu rüyası olan lösemi, beyin tümörü, kalp rahatsızlıkları, parkinson, alzheimer, kanser ile hamilelerde düşük riskinin artmasına, erkeklerde yüzde 30'a varan sperm azalmasına neden olduğunun uluslararası bilimsel araştırmalarla kanıtlandığını ifade etti.
ÇERNOBİL PATLAMASI FİKİR VERDİ
Biopro ürünlerinin Rus asıllı Amerikalı bilim adamı Dr. Igor Smirnov tarafından geliştirildiğini anlatan Aygüler, şunları kaydetti:
''Çernobil patlamasından sonra bölgede yapılan bir araştırmada 3 bin 500 kişinin yaşadığı bir kasabanın, radyasyondan etkilenmediği görüldü. Yapılan araştırmada, kasaba halkının içtikleri su nedeniyle radyasyonun etkilerine maruz kalmadıkları tespit edildi. Çünkü suyun üzerinden geçtiği polimerden (Küçük basit moleküllerin devamlı olarak birbirini takip etmesi sonucu oluşan makro bileşikler) koruma sağladığı ortaya çıktı. Bu keşiften etkilenen Dr. Smirnov, polimerin geleceğin büyük tehdidi olarak gördüğü elektromanyetik radyasyonda da kullanılıp kullanılamayacağını araştırmaya başladı.
Smirnov, elektronik cihazlar ülkesi Amerika'ya göçtükten sonra bu bilgiler çerçevesinde araştırmalarını daha da derinleştirdi. 2005 yılında nano teknolojiyle Biopro polimeri üretti. Bu ürünler, laboratuvar ortamında ve nano teknolojiyle sabit yüksek yalıtkanlıkta özel bir polimer bileşiminden üretildi. Bu polimer, insan vücuduna zararlı olan elektromanyetik radyasyon dalgalarının şeklini değiştirerek, doğadakine benzer bir hale getiriyor ayrıca bu zararlı elektromanyetik dalgalara karşı vücudun enerjisini yükselterek, korunmasına yardımcı oluyor.''
''TAKILAR RADYASYONUN ZARARLI ETKİLERİNİ AZALTIR''
Aygüler, elektromanyetik radyasyonun etkilerini azaltmak için önce elektronik eşyaların üzerine yapıştırılabilir hale getirilen Biopro'ların Türkiye'deki satışını gerçekleştirdiklerini ancak kullanılan her cihaza bu icadı ayrı ayrı yapıştırmanın oldukça yüklü bir maliyeti olduğunu, bu yüzden de farklı bir çözüm yoluna gittiklerini ifade etti.
Elektromanyetik radyasyonun günlük hayatta her şekilde ve her yerde insanların karşısına çıkabildiğini anlatan Aygüler, bu yeni çözüm yolunun keşfin sahibi Amerikalı firmayı bile şaşırttığını belirterek, şöyle konuştu:
''Radyasyondan korunmak için en iyi ve etkili yol, insan vücudunu korumak. Bu da en iyi şekilde şık ve modaya dönüşebilecek takılarla olabilir diye düşündük ve Biopro'yu takıların içine monte ettik. İçinde Biopro bulunan gümüş bileklik, küpe, kolye, anahtarlık, sporculara yönelik bileklik ve saat, bebekler için 'Maşallah' ve çocuklar için oda koruyucu ürettik. Özellikle çocuklarımızı ve bebekleri elektromanyetik radyasyondan iyi korumamız gerek. Çünkü onların vücutları çok daha hassas. Biopro takıları, elektromanyetik dalgaları durdurmaz ancak ''MRET'' (Moleküler Rezonans Etki Teknolojisi) ve ''ERT'' (Enerji Rezonans Teknolojisi) teknolojilerini kullanarak, elektromanyetik radyasyonun zararlı etkilerini azaltmaya yardımcı olur. Bu ürünler bazı mağazalar ve eczanelerden temin edilebilir ve üç yıl süreyle kullanılabilir.''
Aygüler, bu ürünün radyasyon dalgalarını değiştirdiğine ilişkin Amerika'da testlerin yapıldığını ve bu testlerin Türk Akreditasyon Kurumunca (TÜRKAK) onaylandığını ve akreditasyon sertifikası aldıklarını belirtti.