Bürokrat Ankaralılar Derneği (BADER)’in Şubat Ayı Söyleşi Programı tarihi Kabakçı Konağında Eski Başbakan Yardımcısı 26. Dönem Ankara Milletvekili Prof. Dr. Emrullah İŞLER’in katılımıyla gerçekleşti. Katılım ve ilginin yüksek olduğu programda “Türk Dış Politikası ve Ortadoğu” konusunu anlatan İŞLER yaklaşık bir saat süren sunumun ardından program soru cevap bölümüyle samimi bir ortamda devam etti.
Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Av. İbrahim TAŞKESTİ; Ankaralı bürokratları bir araya getirerek Ankara’nın geleceği için işbirliği ve dayanışma sağladıklarından bahsetti. BADER olarak üyelerimize ve hemşehrilerimize yönelik; Eğitim kültür ve dayanışma amaçlıyoruz diye sözlerini tamamladı.
“Dış politikada ilkemiz “AHLAKİ VE İNSANİ” bir politikadır”
Prof. Dr. Emrullah İşler, Türkiye Dış Politikası ve Ortadoğu konusu için; “1923 yılında Cumhuriyet kurulduktan sonra Osmanlı’nın devamı niteliğinde bir devlet olarak kuruldu. O günlerden bugünlere baktığımız zaman Türk dış politikası nasıl şekilleniyor. Atatürk döneminde Osmanlı coğrafyasında sıkı bir ilişki kurmuş. Kurtuluş Savaşı döneminde ciddi maddi manevi sıkıntılar yaşamışız. Şu anda AK Parti’nin devam ettirdiği bir politikayı o dönemde Atatürk’ün yürüttüğünü görüyoruz. 1934 yılına geldiğimiz zaman Atatürk’ün önderliğinde Balkan Paktı kuruyor. 1937 yılında Sadabat Paktı kuruluyor. Herkes ile güzel ilişkiler kurma politikasını benimsiyoruz. Daha sonra Türkiye içe kapanma dönemi yaşıyor ve Turgut Özal’dan sonra dünyaya açılma dönemi başlıyor” dedi.
“Stratejik İlişkilere Önem Verdik”
3 Kasım 2002 yılında AK Parti iktidara geldikten sonra o gün sıkılı olan yumruklarımı herkese açıyoruz diyen İşler, “Başta tüm komşularımızla iyi ilişkiler kurma gayreti gösteriyoruz. Yüksek düzeyde stratejik ilişkiler konseyleri kurduk. Bu düzen Arap Baharı başlayana kadar devam etti. Bizim dış politikamızın temelleri; insani ve ahlaki bir dış politika yürütüyoruz. Bizde çifte standart yok. İçeride ne konuşuyorsak dışarıda da onu konuşuyoruz. Uluslararası dış politika herkes çıkarına göre davranır. Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın döneminde Türkiye her yerde her platformda neyse aynı mesajları verdi. Aynı dik duruşu sergiledi. Bundan dolayı ayağımız yere daha sağlam basıyor ve yüksek sesle konuşabiliyoruz. Bu ilkeli politika üzerinde herkesle iyi ilişkiler kuralım dedi” diye ifade etti.
Orta Doğuda “Arap Baharı” ile gündem değişti.
2009 yılına gelindiğinde Türkiye, Ürdün, Libya ve Suriye arasında vizeler kaldırıldığını hatırlatan İşler, Arap Baharı olaylarına şöyle değindi: “Adeta Avrupa Birliği’nin benzeri bir atılım girişimi başladı ama 2011 Arap Baharı’nın yaşanmasıyla bir anda tamamen resim değişti. Arap Baharı ile birlikte neden bölgede bir kaos yaşanmaya başladı? Arap Baharı başladığı zaman rahatsız olan krallık, emirlik gibi çoğu ülke kendi koltuklarından olma korkusu yaşadı. Bu Arap Baharı’nı dinamitleyen güç Türkiye. Türkiye başarı politikalarıyla o zaman Cumhurbaşkanımız Erdoğan, başbakan iken Araplar ne zaman bizim de Recep Tayyip Erdoğan’ımız olacak diye makaleler yazıyordu.”
İşler, Tunus’ta üniversiteli bir işportacının kendisini yakmasıyla bütün sokakların alevlendiğini, bu süreç uluslararası toplum tarafından iyi yönetilmediğini, Arap Baharı yaşayan ülkeleri kaosa sürüklediğini ve Avrupa ülkeleri o zamanlar çifte standart uyguladığını söyledi.
AB Uyum Politikaları
2003 yılında iktidarken AB uyum politikaları yapılarak düzenlemeyeler yapıldı ve 2005 yılında AB ile müzakerelere oturmaya hak kazandık diyen İşler, “O günlerde Başbakan iken Sayın Erdoğan; Biz Kopenhag kriterlerini yerine getirdik. Artık top siz de dedi. Bu sözü ilkeli davrandığı için söyledi. 1963 yılında AB ile bir imza atmışız fakat hep bir engel konulmuş. 2005 yılına kadar AB için bir arpa yol alamadık. Bunun sebebi de Avrupa ülkeleridir. Yine Kıbrıs meselesinde Türkiye uzaklaşmaz taraf olarak ilan edildi. Türkiye olarak biz çözümden yanayız dedik. 2004 yılında bir referandum yapıldı ve Türkler evet, Rumlar ise hayır dedi. İtilaflı bir ülkeyi AB üye yapamazken Rum kesimini üye yaptı. KKTC’yı üye yapmadı. Biz her görüşmede bunu dile getirdik. Kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“GEZİ OLAYLARI” tuzaktı, tutmadı.
Esed ile diyalog kurulma sürecinden söz eden İşler, o dönemi ise şu sözlerle anlattı: “Zamanında Beşar Esed ile diyalog kurmamızın nedeni ise tamamen coğrafi konumla alakalı. 2010 yılından sonra sıkıntıları Türkiye başımıza açtı düşüncesi olan ülkelerin hepsinde kaos yaşandı. Mısır’da darbe 2013’te oldu. Bu darbeden önce Türkiye’yi Gezi olayları ile karıştırmak istediler. Uluslararası kamuoyunda da aynı Arap Baharı gibi Türkiye’de de Türk Baharı yaşanıyor algısı oluşturuldu. Türk Baharı alında 2002 yılında yaşandı. Zamanında Esed ve Mısır ile aramızın bozulma sebebi; Esed kendi halkını öldürmeye başladı. Biz tarih boyunca her zaman mazlumun yanında olmuşuz. Bu politikayı Suriye’de devam ettirdik. Mısır’da ise Türkiye darbelerden çok çektiği için aramız bozuldu.” Türkiye’de son zamanlarda yaşanılan sıkıntılarda Birleşik Arap Emirlikleri denen ülkenin birinci derecede parmağı olduğunu belirten İşler, “Türkiye olarak hiçbir zaman onları ismini telaffuz etmedik ama onlar her fırsatta bize saldırdı. Biz söylemlerimize dikkat ediyoruz, sırf ilerde ilişkilerimiz düzelir diye” şeklinde konuştu.
Suriye’de yaşanılan olayları hakkında değerlendirmeler yapan İşler, ABD’yi eleştirerek, “Türkiye olarak Amerika’nın PKK’ya verdiği desteği tüm dünyaya gösterdik. ABD’nin çıkar polkasını Suriye’de çok net görüyoruz. Obama zamanında kimyasal silah kırmız çizgimiz demişti. Esed kırmızı çizgiyi aşarak halkına kimyasal silah kullandı. Cumhurbaşkanımızın Trump ile görüşmesinde neden kimyasal silah verdiniz? Sözüne Artık verilmeyecek denilmesi üzerine yine de verildi” diyerek tepki gösterdi.
“Zeytin Dalı Harekatı” ile sivilleri güvenli şekilde oradan kurtarmak.
İşler, Afrin’e yapılan Zeytin Dalı Harekatı konusunda şunları söyleyerek konuşmasını noktaladı: “Suriye’ye girmede çok geç kaldık. En geç 2013 yılında sahaya girmemiz gerekiyordu. Sahada olmazsak masada oturtmazlar. Suriye bilek güreşinin yapıldığı bir yere dönüştü. 2013 yılında adım atılmamasının nedeni de ordunun içerisindeki hain yapının devlet tarafından bilinmesiydi. O dönemde Suriye’ye girseydik, bu hain yapı bizi orada bataklığa saplardı. 15 Temmuz’dan 40 gün sonra Fırat Kalkanı Harekatı yapılması. DEAŞ terör örgütüne karşı yaptık ve orada yok ettik. Amaç terör ile İslam’ı eşleştirmekti. Zeytin Dalı Harekatı ile sivilleri güvenli şekilde oradan kurtarmak. Sivillerin canlarını düşünmesek şimdiye operasyon bitmişti ama bizim için siviller önemlidir.” Diye sözlerini tamamladı.
Proğramın sonunda İŞLER’e Dernek tarafından ismi yazılı BADER’i sembolize eden bir de kalem hediye edildi. BADER HABER-ANKARA M. ÜLGER