PKK Terörü AB ve ABD

Şuayip Yaman Görünen Köy

 PKK TERÖRÜ AB VE ABD

 

PKK terörü yine hortladı. Eli kanlı, çocuk katili terör örgütü PKK, İmralı"daki bölücübaşı APO"nun talimatları ile şehir merkezlerine bombalar atıyor, karakollara baskınlar düzenliyor, servis araçlarına uzun namlulu silahlarla ve el bombaları ile saldırıyor. Yine askerlerimiz, polislerimiz ve insanlarımız şehit düşüyor, insanlarımız yaralanıyor. Birileri ise hala “at gözlükleri” ile seyretmeye devam ediyor. Maalesef ateş düştüğü yeri yakıyor.

           

         PKK terörünün Son üç aylık bilançosu;

 

            27 Temmuz 2008 

“İstanbul, Güngören"de patlama: 17 ölü 154 yaralı”

 

            21.08.2008

“ İzmirde patlama, 16 yaralı..”

 

            3 Ekim 2008

“ Aktütün Jandarma Karakolu"na Saldırı: 17 şehit, 23 yaralı”

 

            8 Ekim 2008

“Diyarbakır"da polis servisini taradılar; “4 polis ile servis şoförü şehit, 13 polis ile 5 sivil yaralandı.”

 

TERÖRLE MÜCADELEDE İDAM CEZASI KAÇINILMAZDIR

 

         Terörist, dağa çıkmadan önce insandır. Dağa çıktıktan sonra, katildir, canidir.

 

Kahpece katliamlar yapanlar azılı teröristtir, katildir, canidir. Kısacası “vatan haini”dir. Bunların “insan hakkı” , “yaşam hakkı” yoktur. Bunların hemen “idam” la cezalandırılması gerekir. Özgürlükler beşiği Amerika bunu yapıyor, Fransa bunu yapıyor.   Ama dağdaki teröristte, “sen dağdan in, teslim ol! “Pişmanlık Yasası”ndan yararlan, sana az bir ceza verelim, cezanı beş yıldızlı otelleri aratmayan lüks yerlerde çek. Seni besleyelim, sonra sana iş verelim” derseniz, onu daha da canileştirirsiniz.. O da daha fazla vatandaşını öldürür.

  

Amerika, bölücü başını, öldürülmemek ve idam edilmemek üzere, bize iade etti.  40 bin insanımızın ölümüne sebep olan bölücü başını hala beslemeye devam ediyoruz. Çünkü idam cezasını, AB"ye girme uğruna ve sözde insan hakları uğruna, AB ülkeleri ve ABD istiyor diye kaldırdık. İnsanı öldüren terörist için “İnsan Hakları” var da, kahpece ve hunharca genç yaşta ve hatta anne karnında öldürülenler (cenin) için “Yaşama Hakkı” yok mu?  Oysa teröristin “İnsan Hakkı” yoktur. Terörist, 10 kişiyi, 20 kişiyi,30 kişiyi ve hatta 50 kişiyi öldürecek, ondan sonra da Pişmanlık Yasası"ndan (eve dönüş, yuvaya dönüş) faydalanacak. Kısacası olaylara katılmayanlar “İnsan Hakları”na sahip olacak. Nereden bileceksin onun kaç kişiyi öldürdüğünü? Kimin eli temiz. Kimin eli kanlı nereden bileceksin? Terörist canidir. Varlığı bile tehlike arz eder.

           

         AB"ye üye ülkeler ve ABD eskiden olduğu gibi şimdilerde de yine terörü kınamakla yetindiler.

 

            Her seferinde Türkiye"ye insan hakları ve işkence konusunda ders vermeye kalkışan Avrupa ve ABD de her yıl kaç kişiye işkence ediliyor?  Ve ABD de her yıl kaç kişi idam ediliyor? Daha dün “Irak harekâtında” Irak askerlerine ABD ve İngiliz askerleri tarafından yapılan işkenceleri medyada izlemedik mi? Avrupa Birliğine uyum adı altında ülkemizde yasalar çıkartan Hükümetimiz, Avrupa istemeden de insanlarının refah ve saadeti için bu yasaları çıkartamaz mıydı? Bu yasaları çıkarttılar da ne oldu? Bize hemencecik Avrupa"nın kapılarını ardına kadar açtılar mı? AB ülkeleri, ağzımızla kuş tutsak bizi yine Birliğe almayacaklar. Terör örgütü PKK"yı yaptığı eylemlerden dolayı hem kınıyorlar ve hem de çeşitli bölücülük senaryoları yazmaya ve oynamaya devam ediyorlar.

 

                  

ÇİFTE STANDART

 

AB" ye üye ülkeler ve ABD, PKK terörü konusunda çifte standart uyguluyorlar.

 

            Terör örgütü PKK"nın dış ilişkiler sorumlusu Ahmet Gülabi Dere"nin, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi toplantılarına Yunanistan"ın verdiği ikamet belgesiyle girdiği ortaya çıkıyor.

 

            Yunanistan"ın 2010 yılına kadar “oturum hakkı” verdiği Ahmet Gülabi Dere"yi Ankara"nın birçok girişimine rağmen ne Fransa, ne de Belçika, Türkiye"ye iade etti.

 

            PKK"lı terörist Dere, Avrupa"da yıllardan beri diplomat muamelesi görüyor. Interpol"ce Kırmızı Bülten"le aranmasına rağmen Avrupa"da rahatça dolaşıyor.

 

ABD,  kendi asayişi ve güvenliği için suçluları gaz odalarında zehirleyerek veya elektrik vererek öldürürken ve akıl almaz işkenceler uygularken insan haklarından söz etmiyor. Hatta 15 yaşındaki çocukları bile, kendi iç güvenliği için idam edebiliyor. Bizde en ufak bir olay olunca işkenceden ve insan hakları ihlallerinden bahsediliyor. Amerika her yıl onlarca kişiyi idam ediyor. 1977"den 2000"nin sonuna dek özellikle Güney de 683 infaz olmuştur. Teksas, Virjinya ve Florida, 1977"den beri infazların yarısının gerçekleştiği ABD devletleridir.

 

            Ölüm cezasını kaldıran ülkelerde bugün bir referandum yapsanız halkın ekseriyeti "ölüm cezası gelsin" der. Halk bu konularda duygusal düşünür. Aslan gibi delikanlıları dağlarda şehit olmuş Türk analarının "ölüm cezası kalksın" demeleri mümkün mü?

 

            Medeni olmak için ille de idam cezasının kalkması gerekmiyor.Tabii ki, Cezanın kalkması ile medeniyete dahil olmak arasında tam bir ilişki kurmak elbette ki mümkün değil. Her devletin kendine özgü bir suç ve ceza siyaseti olması ve suçlarla nasıl mücadele edeceğine dair esasları tespit etmesi lazım. Bugün 10-20-30 ve hatta 50 kişiyi öldürmüş veya ölümüne sebep olmuş teröristi alıyorsunuz, cezaevine sokuyorsunuz. Belirli koğuşlarda yuvalanıyorlar, orayı bir okul gibi kullanmaya başlıyorlar. Dışarı çıktıkları zaman daha dirençli, daha inançlı, daha tecrübeli olarak faaliyetlerine devam ediyorlar. Aralarına tesadüfen düşenleri de terörist haline çeviriyorlar. 

 

                            KURTLA (ABD), KUZU (IRAK)

 

ABD, Irak"a neden vurmuştu? ABD"ye göre Irak"ta “kimyasal silah” vardı. BM uzmanlarının tüm aramalarına ve araştırmalarına rağmen Irak"ta kimyasal silah bulunamamıştı. Buna rağmen; Avrupa ülkelerinin ( İngiltere hariç), ve ABD vatandaşlarının karşı çıkmasına rağmen “ Kurtla Kuzu Masalı"nda olduğu gibi (kurt) ABD, (kuzu) Irak"a vurdu. Bir milyon insan öldü. Milyarlarca dolar boşa gitti. Ateşkesin olduğu 1 Mayıs 2004"ten beri de insanlar ölmeye devam ediyor. En fazla da Amerikan askerleri ölüyor. ABD, Irak"a karşı oynadığı senaryoyu şimdilerde İran ve Suriye için oynuyor. Fakat bu ülkelerle baş etmek Irak kadar kolay değil..

 

            ABD, Orta Doğu"da tek başına başarılı olamayınca Türkiye"den üstler de isteyerek, Türkiye"yi Orta Doğu"daki rantı için savaşa sokmak istiyor.

 

             Terör örgütü PKK konusunda, Türkiye"nin olası bir Kuzey Irak saldırısında Talabani belki karşılık vermeyebilir. Ama dün bize yalakalık yapan ve bir zamanlar kırmızı pasaport taşıyıp, sonradan iade eden Barzani bize ateş açabilir. Hani bu zatlar bir zamanlar dostumuzdu. Ne oldu?

 

            ABD, Kuzey Irak"a girer ve PKK"yı bombalamaya başlarsa o zaman ABD"nin Türkiye"ye karşı iyi niyetini anlayabiliriz.

 

             ABD yönetimi, Irak topraklarından Türkiye"ye yönelik terörist faaliyetlere izin verilmeyeceğini söylüyor. Ama garanti etmiyor. Erdoğan-Bush görüşmelerinin birinde; Bush, Türkiye"yi övmüş ancak PKK"yı Kuzey Irak"tan atmak için Türkiye"nin yardım talebini karşılıksız bırakmıştır. Sadece istihbarat için Türkiye"ye yardım sözü vermiştir. Bunun da ne kadar inandırıcı olduğunu terör örgütü PKK"nın son Aktütün saldırısında gördük..

           

TERÖRİST ELEBAŞI APO, AVRUPA VE ABD"DE OLSAYDI KAÇ KERE ASILIRDI?

 

         Bırakın asmayı, böyle bir cani Avrupa ve ABD"de defalarca “linç” edilirdi.

 

            40 bin vatandaşımızın katili, terörist elebaşı APO"yu ise, 1999"dan beri “İmralı Turistik Tesisleri”nde (İmralı Adası) kuş sütü ile besleyip neredeyse her türlü ihtiyacını karşılıyoruz. Terör ve terörist elebaşı"ya harcanan paralarla ülkemizde kaç fabrika yapılırdı? Tahmin edebiliyor musunuz? Bölücü başını neden asamıyoruz? Çünkü AB"ye üye ülkeler ve ABD istemiyor.

 

            Terörist elebaşı APO"yu asamıyoruz. Böyle bir cani, bir cellat ve çocuk katili, Avrupa ve ABD"de olsaydı, kaç defa asılırdı? Bu tür yaratıkları savunmak insan hakkımıdır? Hükümetimiz daha ne zamana kadar Avrupa ve ABD"nin söylemlerini yerine getirmeye devam edecek?

 

Hükümetlerimiz şimdiye kadar; ABD ve Avrupa"ya karşı çıkıp, “Biz Bağımsız bir Cumhuriyetiz, bizim iç işlerimize karışamazsınız” diyemiyor. Bu zihniyetle de çıkmaya hiç niyetleri yok. Çünkü hala onlardan icazet almaya devam ediyorlar.

 

 Ne hikmetse hala; Hasta, zavallı ve aç ABD ve Avrupa"dan yardım bekliyorlar ve onlardan hizmet bekliyorlar. Avrupa ve ABD hasta, zavallı ve aç olmasa başka ülkelere niçin saldırsınlar? Neden onların iç işlerine müdahale etsinler?

 

Türkiye ürettikleri ile ayakta kalabilen on dünya ülkesinden biridir. İnsanları da misafirperver, yardımsever, çalışkan, cesaretli, özverilidir. Yeter ki yöneticiler bunu kabul etsin. Bizim Avrupa"ya ve ABD"nin yardımına ihtiyacımız yok. Ülke içinde; Birlik, beraberlik ve barışı temin edip dışarıya karşı tek vücut olduk mu karşımızda kimse duramaz.

 

Hatırlarsanız !...  Atatürk yabancı misyon şeflerine bir yemek verir. Servis yapan asker tepsiyle masaya gelirken ayağı tökezler, yere düşer ve morali bozulur. Atatürk hiç istifini bozmadan yanındaki yabancılara, “ Ben bu millete her şeyi öğrettim ama hizmetçiliği asla” diyerek” askerin onurunu yükseltir. Türkiye"nin şu anda düştüğü durumdan Atatürk"ün ve silah arkadaşlarının kemikleri sızlıyordur. Ayrıca Atatürk hiçbir yabancı devlet büyüğünün ayağına gitmemiş, herkes onun ayağına gelmiştir. Şimdilerde ise Türkiye"ye gelen en küçük bir yabancı temsilciye bile yağcılık ve yağdanlıkta kusur etmiyoruz.. Yine de yaranamıyoruz.

 

            Hükümet yetkilileri, ABD ve Avrupa"nın hoşuna gitmek uğruna ülkemizi nereye sürüklüyorlar? Amaçları ne? Türk halkı yalvararak Avrupa"ya girmek istemiyor. Amerikan ve Avrupa (Alman) mandasını istemiyor. Eğer iktidar, ülke insanların Avrupalı ve ABD"li gibi yaşamasını istiyor ise; İnsanlarının refah ve mutluluğu için gerekli ekonomik ve sosyal yasaları bir an önce çıkartır. Gerekli önlemleri alır. Bizim bir Avrupalı"dan ve ABD"den ne eksiğimiz var? İnsan gibi yaşamak bizim de hakkımız değil mi?

 

 

         PKK TERÖRÜ İLE MÜCADELE İÇİN;

 

·        Asker ve polis dışında hiçbir kimse silah taşımamalı,

·        Pişmanlık Yasası kaldırılmalı, teröristler idamla yargılanmalı,

·        Doğu ve Güneydoğu Anadolu"da görev yapan asayiş ve güvenlik görevlilerine verilen  tazminatlar kaldırılmalı (Terörle mücadelenin kısa zamanda sonuçlanması için bu şarttır),

·        İş ve para sahibi olan Doğuluların, kendi memleketlerinde görev yapmaları ve yatırım yapmaları sağlanmalı, kısacası doğup, büyüdükleri yörelerde mecburi hizmet yapmaları sağlamalı,

·        Doğu ve Güneydoğu Anadolu"ya yatırımlar hızlandırılmalı.. Halka sahip çıkılarak, Halkın devlete olan güveni sağlanmalı,

·        Batı"daki sosyal ve kültürel tüm imkanlar, Doğu ve Güneydoğu"ya da sağlanmalı,

·        Doğu ve Güneydoğu"daki cehaletle mücadele edilmeli,

·        1997 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu"da geri çekilen “Özel Harekat Timleri” yeniden oluşturularak göreve başlamalı,

·        Bunlardan en önemlisi de; İnsanlar neden dağa çıkıyor? Bunun nedenlerini araştırmak gerekiyor. Bunu içinde Doğu ve Güneydoğu"da gittikçe artmaya devam eden; İşsizlik, yoksulluk, feodal yapı, nüfus artışı, cehalet, şıhlar ve şeyhlerle mücadele etmeliyiz.  

               

            Avrupa Birliği ülkeleri; terörist PKK"nın Meclis"teki taşeronu DTP ve çocuk katili, Bölücü başı APO çizgisinde siyaset yapıyor. ABD ve İsrail ise Barzani çizgisinde siyaset yapıyor. Böyle bir konumda AB ve ABD"nin nasıl yanında oluruz? Onlara nasıl güveniriz? Kurtuluşu nasıl onlarda arıyoruz? Burada yapmamız gereken; Ülke olarak “TEK YÜREK” ve  “TEK VÜCUT” olmalıyız. Bunu da ilk önce Meclis çatısı altında başarmalıyız. Çünkü; “TÜRK"ÜN, TÜRK"TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR”

 

ABD, Avrupa ve onların Türkiye"deki işbirlikçileri unutmasınlar ki! Yüce Türk Devleti ve Yüce Türk Ulusu tarihinde esareti hiçbir zaman kabul etmemiştir. Bundan sonra da kabul etmeyecektir. Dün olduğu gibi, yarın da her türlü zorluğun üstesinden gelmeyi becerecektir. Yeter ki, bizi yönetenler kurtuluşu, dışarıda değil, ülke içinde arasınlar.

 

UNUTMAYALIM Kİ! TÜRKİYE DÜNYANIN EN SÜPER DEVLETİDİR.

 

(08.10.2008)