Madde bağımlılarının bu defaki mekânı; Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin atıl durumdaki Ziraat Bölge (Pancar) Şefliği ve müştemilatı olmuş…
Madde bağımlıları; Nerede boş, yıkık-dökük ve harabeye dönüşmüş başıboş bir ev var, nerede kaderine terk edilmiş bir inşaat var, orayı hemen adres ve mekân ediniyorlar.
Pancar Şefliği’nin Hilal Sokağa bakan cephesindeki depoların üçünün kapılarını kırmışlar burada bally çekmişler. Yerlerde içki şişeleri, boş sigara paketleri, bally çekilen naylon poşetler var. İçerisi adeta bir çöplüğü andırıyor.
Müştemilatın Hilal Sokağa bakan dış cephelerine sprey boyalarla ‘duvar yazıları” özenerek, bezenerek boydan-boya yazılmış.. Garip olan husus bu yazılar yaklaşık bir saat içinde ancak yazılır. Bunlar yazılırken insanların ve yetkililerin görmemesi tuhaf. bir o kadar da üzücü bir olay..
Duvar yazılarına yeni apartmanlarda, bazı marketlerin duvarlarında bile rastlamak mümkün..Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Ünitesi ile 1 No’lu Sağlık Ocağı’nın karşılıklı olarak birbirine bakan cepheleri bile duvar yazıları ile bezenmiş…
Hatta bu duvar yazıları içerisinde çok ilginç olanları da var. Örneğin; Resmi bir kurumun lojmanlarının kömürlüklerinin yola bakan cephesinde, “Üflemişim efkârımı Ankara’ya kafası bana dumanı sana” . Bu duvar yazısı görenlerin dikkatini çekmiştir.
Ankara Bulvarı’nın etrafında ki binaların cepheleri de duvar yazıları ile bezenmiş durumda..
Pancar Şefliği binasının Hilal Sokağa bakan cephesindeki pencerelerin camları kırılmış vaziyette..Keza ambarların (depoların) pencereleri de öyle…
Hilal Sokağa bakan duvarın dibindeki etrafı sarmaşıkla kamufle olmuş çardak, tabiri caizse tam bir “zula yeri” olmuş, burada da bally çekilen naylon poşetler var. Yine içki şişeleri yerlere saçılmış durumda..Öğrenciler gündüz teneffüs saatlerinde kızlı erkekli burada sohbet edip, sigara içiyorlarmış,
Pancar Şefliği’nin ön girişi açık, gece bekçisi ve güvenlikçisi de olmadığından akşamları birtakım vatandaşlar araçlarla buradan girip, araçlarını kuytu bir yere park ederek depolara girip içki içiyorlarmış…
Konuştuğum duyarlı mahalle sakinleri, “ yaşları 15-16 yaşındaki çocuklar ve buraya giriyorlar bir müddet çıkmıyorlar. Çıktıklarında ise kendilerini tanınmayacak halde görüyoruz. Kiminin gözü dönmüş, kimisinin kaşı düşmüş veya ağzı kaymış bir vaziyette.. Bize yanlış bir hareket yapacaklar, kötü bir laf söyleyecekler diye ödümüz kopuyor. Hatta lise de okuyan çocuklar da zaman zaman buraya girip çıkıyorlar.
Bizim de okuyan çocuklarımız var. Bakkala ve markete gitmek için evden çıkan kızlarımız ve gelinlerimiz var. Onlara bir zarar verirler diye korkuyoruz. Bu nedenle de emniyete veya eşlerimize söyleyemiyoruz. Kısacası güvenliğimiz tehlikede ve sürekli tedirgin oluyoruz” diyorlar.
Ziraat Bölge Şefliği ve müştemilatı, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. tarafından Kasım-2012’de Çubuk İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hizmet binası olarak tahsis edilmiş, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tahsis edilene kadar (bu süre yaklaşık 5 yıldır) özelleştirme kapsamında atıl durumda bekletilmiştir.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tahsis edilen binanın onarım ve tadilatı için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yardım talep etmiş, İl’den gönderilen teknik ekip, uzun incelemeler sonucu bina ve müştemilatı hakkında ‘kullanılamaz raporu’ vermiştir.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Mensur Toprak, “Şeker Fabrikaları A.Ş tarafından bize tahsis edilen 501 ada ve 1 parsel’deki 3 bin 104 m2.’lik alanda, yeni hizmet binamızın yanında kütüphane ve konferans salonu gibi öğretmen ve öğrencilerin çok yönlü olarak kullanabilecekleri salonlar yapılacak. Mevcut bina ve müştemilatları yıkılacak. Hizmet binası ve ekleri ile ilgili projeyi hazırladık. Projeyi İl Milli Eğitim Müdürlüğüne vereceğiz. İl Müdürlüğü de projeyi Mayıs-Haziran/2013’ de DPT’ye takdim edecek. Kullanılamaz Raporu’na istinaden de en kısa zamanda yıkılacak” dedi..
Bunun üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü plan ve proje çalışmalarına başlamış, Pancar Şefliği Hizmet Binası’nın gece bekçisi olmadığından İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne (16 Kasım 2012 tarihinde) bir yazı ile başvurarak, “Pancar Dairesi hizmet binası çevresinde gerekli emniyet tedbirlerinin alınması hususunda bir yazı yazmış..
Emniyet teşkilatı da; Ziraat Bölge Şefliği ve müştemilatının emniyeti ile ilgili olarak farklı bir uygulamaya gerek duymamış, ilçenin tamamında aldığı rutin önlemleri burada da uygulamaya devam etmiştir. Üstelik bina ve çevresinde gelişen olaylarla ilgili olarak da şimdiye kadar çevre sakinlerinden olağanüstü bir ihbar da almamışlardır. Ayrıca Ziraat Bölge Şefliği’nin hemen karşısında Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Çubuk Yurt Kurumu, çaprazında ise Çubuk Lisesi bulunmaktadır. Bu nedenle de bölge gezici ekiplerin, sürekli kontrolü altında bulunmaktadır.
Emniyet yetkilileri ayrıca, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, Çevre Güvenliğini kurum olarak kendisinin yapması gerektiğini belirtiyorlar.
Batı toplumlarında bir suç işlendiğinde, vatandaşlar tarafından hemen ilgili birime ihbar yapılırken, bizde insanlar büyük bir sorumsuzluk örneği göstererek ilgili birimleri haberdar etmedikleri gibi, birde yanlış bilgi vererek onların işlerini zorlaştırırlar. Bir başka ifade ile bizim ülkemizde “Toplumsal Sorumluluk” zihniyeti henüz gelişmemiştir. Bu da asayiş ve güvenlik güçlerinin başarısını olumsuz yönde etkilemektedirler. Bu nedenle toplumda iyilerin sayısını artırmalıyız.
Okullarda kamera sistemi kuruldu. Öğrencilerin okul ve bahçe içersindeki hareketleri sürekli izleniyor.
Okullar, emniyetin irtibat görevlileri tarafından sürekli kontrol altındadır.
Fakat ilçe emniyetinin gözü kulağı olacak; “MOBESE” ve “Plaka Okuma Sistemi” ilçede henüz kurulmuş değil… Bu ise büyük bir eksikliktir.
MOBESE (MOBil Elektronik Sistem Entegrasyonu),Türkiye'nin 81 ilinde bulunan sistemle, suç ve suçluyla mücadele eden güvenlik kuvvetlerinin elini güçlendirmek amacıyla kurulan kameralı güvenlik sistemleridir. 2007'den bu yana kurulan sistemlerin maliyeti İçişleri Bakanlığı bütçesi tarafından ve il özel idareleri tarafından karşılanmıştır. Bakanlık tarafından 148 milyon 193 bin lira harcanmıştır. Bünyesindeki birimler;
· Komuta Kontrol Merkezi
· Araç Takip Sistemi
· Mobil Araç Sorgulama Sistemi
· Nezarethane İyileştirme ve Kontrol Sistemi
· Bölge Görüntüleme Sistemi
· Plaka Algılama Sistemi Merkezi
· Mobil Operasyon Yönetim
· Emniyet Müdürlüğü Bilgisayar Ağı’ndan ibarettir.
İlçemizde MOBESE sisteminin kurulması amacıyla birkaç yıl önce bir kampanya başlatılmıştı. Fakat gerekli para toplanamadığı için bu proje hayata geçirilemedi. Çünkü diğer bazı konularda duyarlı ve bonkör olan ilçe halkı bu tür konularda oldukça duyarsız ve sorumsuz davranıştır.
Oysa Kazan İlçe halkı ilçelerinde böyle bir kampanya düzenleyerek MOBESE kameraları yerleştirmiştir. Sistem 870 bin liraya mal olmuş.. Bunun 250 bin lirasını Kazan Belediyesi, 250 bin lirasını İl Özel İdaresi, geriye kalan 370 bin lirasının da işadamları vermiştir.
İlçemizde kurulacak MOBESE sistemi için yaklaşık 2,3 milyon liraya ihtiyaç varmış, bu parayı bulmak ise çok zor.
PLAKA TANIMA VE OKUMA SİSTEMİ, Bu teknoloji, kayıp-çalıntı-ihbarlı araçların
plakalarının bilgisayar destekli sistemler ile okunmasıdır
Bu sistemler ilçede kurulmuş olsa emniyet bir olayı 10 dakika da çözer. Çubuk Halkı da asayiş ve güvenlik sorunu yaşamaz..Gerçi ilçedeki bazı esnaflar işyerlerine kamera sistemi kurmuşlar ama görüntüleri tam sağlıklı değil…
OKUL POLİSİ PROJESİkapsamında; Emniyet Genel Müdürlüğünün, 09.10.2006 tarih ve 75 nolu genelgesi ile çocukların ve gençlerin şiddet hareketleri, kötü alışkanlık ve her türlü istismara karşı korunması ve gelişimlerinin sağlanması için her okuldan sorumlu bir amir personel görevlendirilerek bölgelerindeki okul idarecileri ile sürekli irtibat halinde bulunmaları, okul çevresindeki umuma açık yerlerin denetim ve kontrollerinin sıklaştırılması, çocukların ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen madde kullanımı ve bağımlılığı ile ilgili tedbirlere ağırlık verilmesi, madde kullanımını engellemek için seminer, kurs ve benzeri faaliyetlerde bulunulması, okul idarecileri ile irtibata geçilerek çocukları ve gençleri eğitici seminer ve konferans düzenlenmesi, okullarda görevli diğer personelin(servis sürücüleri, özel güvenlik, temizlik ve kantin işletmecileri ve benzeri diğer çalışanlar) adres, iletişim bilgilerini her an temin edilir şekilde bulunulmalarını sağlamak ve aile içi şiddete ve her türlü istismara maruz kalan çocuk ve gençlerin tespit edilerek 4320 sayılı kanuna göre işlem yapılması istenmiştir.
Okul Polisi Projesi, Ankara’da birtakım okullarda hayata geçirilmiş olmasına rağmen ilçemizde hayata geçirilememiştir. İlçemizde sadece irtibat görevlileri ile okulların denetimi ve güvenliği sağlanmaktadır.
AB ülkelerinde ve Amerika da sokakta polis göremezsiniz. Polis kamera önünde, oturduğu yerden olayları izler. Herhangi bir olay olduğunda ise olaya en yakın polis ekibiyle olay yerinde adeta biter ve olaya anında müdahale eder.
Neden ülkemizde de böyle bir sistem kurulmuyor?
İLÇE EMNİYETİ HERŞEYE RAĞMEN BAŞARILI SAYILIR
İlçe Emniyeti son bir ay içerisinde;
“İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri düzenlediği operasyonla 172 karton kaçak sigara, 8 gram esrar ele geçirdi.”
“İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri bir otomobilde 200 gram esrar ele geçirdi”
Cinayet zanlısı iki kişi tutuklandı.” Gibi, başarılı operasyonlara imza atmıştır.
Yukarıdaki haberler çeşitli imkânsızlıklar ve olumsuzluklara rağmen ilçe emniyetinin başarısının bir göstergesidir. Bu başarının daha da artması ve vatandaşların huzurlu ve güven içinde yaşaması için ilçe emniyetinin personel sayısının artırılması, modern araç ve gereçlerle donatılması gerekir.
İLÇEDE POLİS SAYISI ARTIRILMALIDIR
Emniyet yetkililerine göre, “halk polise yeterince yardımcı olmuyor. Oysa halkın desteği olursa emniyet güçlerinin olaya müdahalesindeki başarısı % 98 olur” demektedirler. Haksız da değiller. Herkes yurttaşlık görevini layıkıyla yerine getirip polise yardımcı olmalıdır. Batı toplumlarında halk, polisin gözü kulağıdır.
Vatandaş, ‘ALO 155 Polis İmdat Hattı’na ihbarda ya geç kalıyor veya “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyerek hiç itibar etmiyor. Bu da emniyet güçlerinin olaya anında müdahalesini geciktiriyor ya da önlemiş oluyor.
İlçe Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ve amirleri “personel, araç ve gereç ihtiyacımız yok veya biz elimizdeki imkânlarla da ilçenin asayiş ve güvenliğini sağlayabiliriz, yeter ki halk bize destek versin, doğru ve sağlam ihbarlarda bulunsun” diyebilirler. Bu büyük bir özveri ve iyi niyet gösterisidir.
Ama gerçekler hiçte öyle değil…
Personel, araç, gereç ve teçhizat noksanlığı, ister istemez güvenlik zafiyetini de zamanla beraberinde getirecektir.
Emniyet, personel ve araç sayısı yeterli olmadığı için olaylara ancak öncelik sırasına göre müdahale edilebilir. Bunun başka bir çaresi ve alternatifi olamaz. Neticede polis de bir insan, bir robot değil. Onlar da bir gün yorulacaklar, yılgınlığa düşecekler ve hatta psikolojik bunalıma bile girecekledir. Vatandaş oturduğu yerden, “ne olacak canım, bu iş polisin işi, arasın bulsun, işi ne” diyemez.
Vatandaşların ve özellikle de olayların cereyan ettiği mekân ve bölgelerde oturan çevre sakinlerinin de duyarlı ve sorumluluk sahibi olmaları gerekir.
Bu kadar imkânsızlığa rağmen İlçe emniyeti, ellerinde iş varsa, olaylara en geç 10 dakika içerisinde müdahale ediyormuş, bu da büyük bir başarıdır.
POLİS SAYIMIZ AB STANDARTLARININ ÇOK ALTINDA
AB ülkelerinde 200-250 kişiye bir polis düşerken, Türkiye’de 400 kişiye bir polis düşüyor. Buradan hareketle ilçe nüfusu 82156 olduğuna göre, ilçemizde 205 polis olması gerekir. Çubuk’ta ise yaklaşık 110 polis var. Bu sayı Türkiye şartlarının çok altında .. Üstelik ilçedeki konutlar büyük bir ova içerisine yayılmış durumda iken..
İlçemizdeki polis sayısı Avrupa standartlarına göre, 328 ile 410 arasında olmalıdır.
İlçedeki 110 polisten 15 veya 20’sinin genel idari hizmetlerde görev yaptığını düşünürsek, geriye kalan personelle ilçenin asayiş ve güvenliğini nasıl sağlarsınız, ne zamana kadar başarı yüzde kaç olur, gerisini siz düşünün…
Metropol İlçe olduğumuz 23 Temmuz 2004 tarihinden günümüze kadar ilçe 27 vilayetten yaklaşık 30 bin göç almıştır. Yerleşenlerin çoğunun da ekonomik-sosyal ve kültürel durumları pek de iç acıcı değildir. Bu nedenle de O’ yıldan beri madde satışlarında buna paralel olarak madde içicilerinde ve hırsızlık olaylarında gözle görülür bir artış vardır. Bu olaylar gitgide artıyor…
Bu kadar az personele rağmen yine de İlçe emniyetinin son günlerdeki başarısı inkâr edilemez bir gerçektir. Bu kadar personelle hem ilçenin asayiş ve güvenliğini sağlayacaksınız ve hem de hırsızları, esrar ve sigara kaçakçılarını yakalayacaksınız. Bu büyük bir özveri isteyen bir davranıştır. Ve takdire şayandır.
İlçe Emniyet Müdürlüğünün şu anda en az 205 personele ve en az 3 karakola daha ihtiyacı var. Bu sorun giderilirse ilçenin asayiş ve güvenliğindeki sorunlar tamamen da ortadan kalkar..
İlçe Emniyet yetkilileri, “şu kadar personel, araç ve gerece ihtiyacımız var” diyemez. Bu sorunu ilçenin kanaat önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve siyasilerinin tespit edip ilgili mercilere özellikle de İçişleri Bakanlığına iletmeleri gerekir.
ONLAR DA BİZİM ÇOCUKLARIMIZ
Madde bağımlılarının ailelerine, topluma ve çevreye verdiği zararlar sadece emniyet tedbirleri ile giderilemez.
Madde bağımlılarının tedavi edilmeleri en güzel mücadele şeklidir. Onların tedavilerini yaptıralım ve topluma kazandıralım. Onları dövmekle, sövmekle, dışlamakla ve hatta cezalandırmakla adam edemezsiniz bir başka ifade ile yola getiremezsiniz.
Madde bağımlısı gençlerin topluma kazandırılması ile ilgili farklı projeler ortaya koymak mümkündür. Bu tür projelere diğer il ve ilçelerde rastlamak mümkün…
Rehabilitasyon Merkezi ile madde bağımlısı çocukları burada kötü alışkanlıklarından kurtararak, mesleki eğitimlere yönlendirebiliriz.
Önce Rehabilitasyon Merkezi için önce bir yer tespit edilir. Proje en kısa sürede hayata geçirilir. Bu sayede ilçemizdeki madde bağımlısı bütün çocuklar buraya yönlendirilerek madde bağımlılıklarından kurtarılması sağlanır. Bunun yanında yine bu çocuklar burada mesleki eğitimlere yönlendirilir. Tüm bu aşamalardan sonra madde bağımlısı bu çocuklar yararlı bireyler olarak ailelerine, topluma ve devlete faydalı bireyler olarak kazandırılmış olur.
Yine, AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezleri’nde) de tedavi edilebilirler.
İlçedeki madde bağımlıları ile ilgili sağlıklı önlemler almak için; İlle de bir bürokratın da çocuğunun madde bağımlısı olması mı bekleniyor. O zaman da çok geç olmaz mı?
Olmaz, olmaz demeyin, unutmayınız ki, bir gün sizin çocuğunuz da madde bağımlısı olabilir. Ve yarın çok geç olabilir.