Başarının en önemli anahtarlarından birisi de, beynin olumlu düşünceye programlanmasıdır. Olumlu düşüncede temel nokta, beyni olumlunun üzerine programlamaktır. Yani başarısız olmamayı değil, sadece başarıyı düşünmelisiniz. Bunu hafıza noktasında düşünürsek, unutmayı değil, hatırlamayı seçmeli, ona kilitlenmelisiniz.
Konuyla ilgili olarak Amerika’da bir okulda bir deney yapılır. Özel bir sınıf oluşturulur ve bir grup öğretmen bu sınıfa verilir. Öğretmenlere bu sınıftaki öğrencilerin çok seçme öğrenciler olduğu söylenir. Öğrencilere de aynı şekilde, öğretmenlerinin çok seçme öğretmenler oldukları belirtilir. Yıl sonunda, sınıfın başarısı harikadır. Okul müdürü, o öğretmenlerle bir toplantı yapar ve sınıfın gerçekte kura ile, gelişigüzel bir şekilde oluşturulduğunu açıklar. Bunun üzerine öğretmenler, “Bu durumda, demek ki biz süper öğretmenleriz” derler. Müdür, “Hayır, sizler de kura ile seçildiniz” der.
Burada her iki tarafa da olumlu düşünce yerleştirildiği için kendilerinden beklentiler doğru oluşmuştur. Konunun daha anlaşılır olabilmesi için bir başka örnek ise; bir futbolcunun üç defa kaleciyle karşı karşıya kaldığı halde topu dışarıya atmasıdır ki, futbolcu aynı hatayı tekrar etmemek için beynini “Topu dışarı atmayacağım” diye tekrar tekrar söylemiştir. Ancak ilk karşılaşmada kaleci ile karşı karşıya kaldığı halde topu yine dışarıya atmıştır. Burada futbolcunun hatası, topu kaleye atmaya değil, dışarı atmamaya şartlandığındandır. Halbuki “Topu dışarı atmayacağım!” yerine “Topu kaleye atacağım!” diye beynini kilitleseydi topu kaleye atacaktı. İşte beyninizi olumsuz uyarılara kapatıp, başarısızlığa değil, başarılı olmaya uyarmalısınız.
Umutlarımızı Kaybetmeyelim
Karanlık bir ortamda su dolu bir kabın içerisine bir kurbağa atılır. Ve bakılır ki, kurbağa sadece üç dakika yüzebilir. Hafif bir ışık verilip bir başka kurbağa atıldığı zaman o kurbağanın tam 36 saat yüzdüğünü gözlemlerler. Yani ilk kurbağadan yaklaşık 700 kat daha fazla. Peki neydi ikinci kurbağanın ilk kurbağadan 700 kat daha fazla yüzmesini sağlayan? Bir umut ışığı değil midir?
İnsan hayatta aç olarak 40 gün, susuz olarak dört gün, havasız olarak dört dakika, ama umutsuz olarak sadece ve sadece dört saniye yaşar. İntihar eden bütün insanlar, intihar etmeden dört saniye önce bütün umutlarını kaybettikleri için intihar ediyorlar. Bir umut ışığı görseler, intihar ederler miydi? Umutlarımızı kaybettiğimiz an, biteriz. Bir sorunla karşılaştığımız zaman, umudumuzu kaybetmeyip olumlu düşünmemiz lazım. Yaptığınız işin doğru olduğuna inanıyorsanız, zorlukları cesaretle göğüsleyin.
İnancınız ne kadar yüksekse başarma oranınız da o kadar yüksektir .
KURBAĞALAR YARIŞI
Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar.
Ve yarış başlamış. Gerçekten seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:
- "Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!"
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırıyorlarmış:
- "...Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!.."
Sonunda, bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar.
Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı basarmış. Diğerleri hayret içinde bu isi nasıl başardığını öğrenmek istemişler.
Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş.. Bu işi nasıl başardı diye. O anda farkına varmışlar ki, kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Güzel Çubuk’un Güzel İnsanları Hoşçakalınız…