Bisikletle caka satarak! dolaştığımız çocukluğumuz gelir aklımıza. Lüzumsuz kavgaları ucuz kahramanlıklarını gülerek anlatırız.
Sonra büyüme çağında iken sokakları mesken tutmuşuzdur. Geçen arabalara inat top oynarken sokakta, eskimiş ayakkabılarımıza, çoraptan çıkan ayak parmaklarımıza aldırmadan peşinden koşmuşuzdur.
Koşuşturmalar devam ederken, her şeyin farkına varırken fark edemediğimiz bir şey vardır. Geçen zaman
Her ne kadar büyüdüğümüzü fark edemeyip çocuk diyenlere içten içe bozulsak da, artık büyümüşüzdür.
Soğuk kış günlerinde geceleri yorganın sıcaklığına sığındığımızda kim bilir neler düşlemişizdir kendimizce.
Henüz on beşinde bir genç olmuş, bıyıklarımız terlemeye başlamışken, Hz. Ali cenkleri okuyup, Genç Osman hikâyeleri dinlerken yerimizde duramaz olmuşuzdur.
Delikanlı olup fakülteli olduğumuzda ilk önce kendimiz inanırız büyüdüğümüze.
Sonra sevdalar girmiştir
Çoğumuz içten içe yanmışızdır.
Derken iş-güç telaşı
Arkadaş arası sohbetlerimiz, ben olsam şöyle yapardım diye kurduğumuz cümleler, vatan kurtarmalar
Bir mefkûrenin peşinden koşmak, onu yeryüzüne hâkim kılmaktan vazgeçmemişizdir.
Yıllar birbirini kovalayıp bu güne geldiğimizde omuzlarımızdaki yük ağırlaşmıştır. Bazen sarsılsak ta gerçekleştireceğimiz düşlerimizin hatırına toparlanırız.
Öfkeleniriz, isyan ederiz. Bazı şeyleri kabullenemeyiz. Yakıştıramayız, ne kendimize ne memleketimize.
Geçmişi geleceğe taşımak, yeni bir şehir yaratmak isteriz.
Öncü insanlar ararız. Biliriz ki tarihi öncü kuşaklar yapar. Toynbee"de, İbn Haldun"da böyle der.
İnsanlık tarihinin çığır açıcıları da bu öncü kuşaklardandır. Sanatta da siyasette de ve hatta günlük hayatta da durum farklı değildir.
Bir medeniyet, bir kültür ve bir şehir böyle kurulur.
Bunun için tarih daima yeni fırsatlar sunar insana. Düşündeki şehrin karelerini tamamlayacak öncü insanları çıkarır karşımıza.
Vakit tamamdır. Artık karar anı
Ya ilkeler, mefkûre ya da reel politik!
Ya anahtar ya da maymuncuk!
Ya su, ya da köpük!
Veya
Olmak ya da olmamak
E.Yazaroğlu