OKUL BAHÇELERİ ÇÖPLÜK OLMASIN...

Şuayip Yaman Görünen Köy

Her şeyin temeli eğitim denir? Bir ülkede eğitim bozulmuşsa o ülkede tuz kokar bu ülkede tuzu kokutmayın... Eğitim yozlaştırmayın. Bu nedenle hiç kimseyi birey olarak suçlamıyorum. 

 

İlçedeki sayın yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyorum.

 

Memur kafasıyla iş yürümez, içinde sevda yoksa hiç bir başarı söz konusu olamaz..

 

Başka ülkelere giden insanlar oraların ne kadar temiz olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar..
 

Biz ise okullarımızda bile bir çöp sorununu çözemiyoruz. Çevremizde nasıl çözeceğiz?


Bir zamanlar bu ülkede idealist köy öğretmenleri vardı. Bunlar okulu olmayan yerlere (köylere) gider çocukları eğitirdi. Sadece onların çocuklarını değil, yaşadığı alanları yaşanılır kılarlardı..

 

Sayın ilçe yetkilileri bu çağrı size. İlçemizde bulunan bazı okulların bahçeleri ve çevreleri maalesef pislik den geçilmiyor. Temizliğe önem veren okul yöneticilerini tenzih ederim.

 

Hiç mi sorumluluk duygunuz yok veya içiniz ezilmiyor mu? Bu pislik içinde yetişen insanlar da çevre bilinci olur mu?

 

Yani çevreye duyarlı bireyler olmaz, bu nedenle sokaklarımız pislik den geçilmiyor. Çünkü öğrencilere sorumluluk duygusu yüklemiyoruz.

 

Sizler (bazı öğreticiler) eğitim veriyormuş gibi yapıyorsunuz, onlarda (öğrenciler) alıyormuş gibi yaparak “Eğitim” çarkının dönmesini sağlıyorsunuz. Bu nedenle bu hezimet yaşanıyor..

 

Okumayan, sormayan, araştırmayan toplumlar çürümeye mahkûmdur.

 

İlçemizdeki okullardan çöp konusunda örnek vermek gerekirse:

 

Cumhuriyet Mahallesi Endüstri Sokak ile Gazi Sokağın kesiştiği yerdeki eski adıyla Endüstri Meslek Lisesi, yeni adıyla Çubuk Fatih Sultan Mehmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin ek binasının bahçesi çöplükten geçilmiyor.

 

Okulun yöneticileri bu manzarayı şimdiye kadar neden göremediler?

 

Okulların bahçesi bakımlı olması gerekirken, İlçenin merkezinde bulunan Fatih Sultan Mehmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin ek binasının bahçesine rast gele atılan atıklar adeta çöp yuvasına dönüşmüş. Burada çöp anlamında yok yok..Acaba bu çöpler ne zamandan kalma..

 

Okul’un ek binasının bahçesi adeta çöp içinde, bakımsız ve harabeyi andırıyor. Bu bahçede temizliğin ne zaman yapılacağı da çevre sakinlerince merak konusu...
 

Okulun Temizlik Görevlileri Yok Mu?

 

Binlerce öğrencinin mezun olduğu, yüzlerce öğrencinin de kayıtlı olduğu Okul idarecilerinin ve temizlik görevlilerinin kim olduğunu merak eden vatandaşlar, görevlilerin okulun bahçesini görmeden okula girmemeleri gerektiğini söylüyorlar.

 

Hiç Yakışıyor Mu?

 

Okul yöneticilerini eleştiren vatandaşlar, “Okulun ek binasının bahçesinin çöplüğü andırdığını, yıllardır mezun veren bu köklü lisenin idarecileri ve temizlik görevlilerinin gözünden kaçması mümkün mü?” Diyorlar.

 

Ek binanın bahçesinin terk edilmiş metruk bir alan gibi bırakılmasına seyirci kalmasına anlam veremediklerini belirten vatandaşlar, İlçe merkezindeki bu Okul’a Milli Eğitim Müdürü’nün hiç mi gelmediğini, bu çöplük yuvasını hiç mi görmediklerini soruyorlar.

 

Vatandaşlar devletin eğitim kurumuna hiç yakışmayan bu çirkin çöplük görünümlü bahçenin bir an evvel temizlenip öğrencilerin hizmetine sunulmasını istiyorlar.

 

Oysa bu bahçe çöplerden ve pisliklerden arındırıldığında, etrafındaki büyümüş çam ağaçları ile mükemmel bir görünüm kazanır.

 

Sorumluluk Almak Lazım...

 

Demek ki, Fatih Sultan Mehmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yöneticileri; Ek binanın bahçesine rast gele atılan inşaat molozlarını, naylon brandaları, kırık lavabo ve tahta dolap parçalarını, ağaç kırıntılarını, bir tarafa atılmış çelik dolapları, sandalyeleri, koltukları ve diğer çöpleri şimdiye kadar görememişler. Görselerdi böyle çirkin bir manzarayı hemen ortadan kaldırırlardı...

 

Bu görüntü kirliliğini, ek binanın lojmanlarında faaliyet gösteren İlçe Müftülüğüne bağlı Merkez Kız Kuran Kursu yönetici ve kursiyerleri de görememiş. Ama görmemeleri imkânsız. Çünkü bu insanların büyük bir kısmı haftanın 6 günü buradan geçiyorlardır.

 

Buradaki hoş olmayan manzarayı ilgililere ve yetkililere pekâlâ haber verebilirlerdi. Ama şimdiye kadar böyle bir davranışta bulunmamışlar, ileride inşallah bulunurlar...

 

Kuran kursu yöneticilerinin “burası bizim sorumluluk alanımızda değil, bizi ilgilendirmez” demeleri birilerine göre gayet normal bir hareket olabilir...

 

Sizin bahçeniz veya avlunuz ne kadar temiz olursa olsun, komşunuzun bahçesi veya avlusu temiz değilse, sizin bahçenizin temizliğinin bir anlamı kalır mı?

 

Merkez Kız Kuran Kursu, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin ek binasının 3 lojmanında faaliyetlerini sürdürüyor. Lise ile adeta iki komşu gibiler.

 

Komşudaki bir yanlış veya bir hata bazen bize de zarar verebilir. Bu nedenle komşuların vuku bulacak zararlara karşı sürekli uyanık olmaları ve birbirlerini uyarmaları gerekmez mi?

 

Ne demişler, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”

 

Bazı konularda sorumluluk almak lazım.

 

Sorumsuzluk ve vurdumduymazlık bazen telafisi olmayan büyük yaralar açabilir.

 

Çöplerin bulunduğu yere çevreden birkaç çocuk girse ve burada bir ateş yaksalar, ya da birileri yoldan geçerken çöplüğe bir sigara izmariti atsa, Allah esirgesin çöplükte büyük bir yangın çıksa, ya da lojmanların alt katında bulunan Kazan Dairesi herhangi bir nedenle patlasa sonuç ne olur? Düşünebiliyor musunuz?

 

Yine de burası bizim sorumluluğumuzda değil, diyebilir misiniz?  Bu sorumsuzluktan kimler zarar görür biliyor musunuz?

 

Oysa komşusunun evindeki yangını görüp yetkililere haber vermek, bir insanlık görevidir...

 

Diyelim ki;

 

Komşunun evi yanıyor, bunu 110 İtfaiye’ye haber vermeyecek miyiz?

 

Yolda bir vatandaş kalp krizi geçiriyor, 112 Acil yardım (Ambulans) haber vermeyecek miyiz?

 

Bir trafik kazası olduğunda 154 Alo Trafik,

 

Bir olaya şahit olduğumuzda 155 Polis İmdat veya 156 Alo Jandarma,

 

Çöple ilgili bir sorun gördüğümüzde de 153 Alo Zabıta’ya haber vermeyecek miyiz? 

 

Bunlar birer yurttaşlık görevi değil mi?

 

Yoksa duyarsız kalıp, olay mahallinden hızla uzaklaşacak mıyız?

 

Ne diyelim, kimsenin keyfinin kâhyası değiliz.

 

Herkes kendine yakışanı yapar...

 

Bu Pisliği Kim Temizleyecek?

 

Olaya büyük tepki gösteren çevredeki duyarlı birkaç vatandaş şimdi şu soruyu soruyor: “Bu pisliği kim temizleyecek? Buradan geçerken gördüğümüz manzara karşısında tiksiniyoruz. Öğrenciler ve vatandaşlar buradan nasıl geçiyor?” diyorlar.

 

Zaman zaman ben de buradan geçiyorum ve hep aynı manzara ile karşılaşıyorum.

 

Bu ilçe hepimizin; “Yaşanabilir bir Çubuk için” Gördüğümüz nahoş bir durumu hemen anında ilgililere ve yetkililere haber vermeliyiz ki olayın büyümeden engellenmesinde bizim de bir katkımız olsun...

 

Ek Binanın Bahçesini Çöplüğe Çevirmişler...
 

Teknik ve Meslek Lisesi’nin ek binasının bahçesi çöplükten geçilmiyor. Ek binanın bahçesine yığılan çöplük ve diğer atıklar etrafta görüntü ve çevre kirliliği olarak büyük rahatsızlık veriyor.

 

Çevredeki kurum ve kuruluşlar ile bina sakinleri bu manzaradan hiç mi rahatsız olmuyor?

 

Okul yöneticilerinin böyle bir manzaradan haberleri yok mu? Varsa neden temizletmiyorlar veya temizlemiyorlar? Bu ne sorumsuzluk ve vurdumduymazlıktır!..

 

Şimdi birileri çıkıp “ya yazar Mesleki ve Teknik Lise’yi “Günah Keçisi” yaptınız. Diğer okullarda da böyle sorunlar yok mu?” diyeceklerdir.

 

Evet doğru... Diğer bazı okullarda da benzer çöp sorunları var.

 

Bu okullardan kimilerinin istinat duvarları içersindeki bahçe veya avlularında, kimilerinin de istinat duvarlarının dışında veya karşısında bir yerde çöp konteynırları (taşımalık) var. Buralar genelde zamansız atılan çöplerle öğleden sonra tamamen doluyor. Ve hatta yerlere saçılıyor. Buralarda öğrenciler ve çocuklar oynuyor.

 

Okulların bahçelerine neden konteynır konur buna da bir anlam verebilmiş değilim. Çünkü sulu çöpler yerlere akıyor, ortalık mikrop yuvası oluyor...   

 

Örnekleri çoğaltmak mümkün...

 

İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün bahse konu Okul’un veya diğer okulların bahçelerinin konumundan haberi var mı? Varsa neden müdahale etmiyor/edemiyor?

 

Vatandaşlar, “İlçe Milli Eğitim Müdürü siyasetçilerin peşinden koşmayı bırakıp, biraz da okulların ve gençliğin sorunları ile ilgilense çok daha iyi olur” diyor.

 

Bu haberi yapmakta ki amacım hiçbir kurumu veya şahsı kesinlikle suçlamak veya rencide etmek değil, bilakis insanlara sorumluluğunu hatırlatmaktır.

 

“Adam sende”,  “bana ne” veya “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” demek. Büyük sorumsuzluktur.

 

Bela, musibet döner dolaşır, sonuçta gelir bizi bulur.

 

Bunun için sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız. Elimizden geldiği kadar güzel şeyler yapmalıyız; insanlara, topluma ve devlete faydalı olmaya çalışmalıyız.

 

Yüce Peygamberimiz bu konuda “Sizin hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır” buyurmuşlardır. Bizlerde faydalı olmaya çalışalım...

 

Ek Binanın Bahçesine Çöp Aracı Giremez...

 

Bir an için çöp toplama araçlarının ek binanın bahçesindeki çöpleri almak için geldiğini düşünelim. Çöp aracı buraya giremez. Çünkü ek binanın çevresi yarı açık cezaevi gibi birbirine kaynakla bağlanmış kalın demir parmaklıklarla, onların da üzeri pıtıraklı tellerle kaplı..  

 

En önemlisi de burada dışarıdan bir aracın geçeceği genişlikte bir kapı da yok. Buradaki çöpler ancak ve ancak insan gücüyle çuvallara konacak, buradan da sokağa çıkartılıp, çöp araçlarına atılacak.

 

Birkaç yıl önce burada bir aracın girebileceği genişlikte bir kapı varmış ve çöp araçları buraya girip çöpleri alıyormuş.. Burası sonradan ne hikmetse demir parmaklıklarla kapatılmış...

 

Ek Binadaki Kazan Dairesi Korumasız...

 

Kazan Dairesi’nden sorumlu bir güvenlik yok. Oysa burası 24 saat esasına göre korunmalı..

 

Kazan Dairesi’nin dışında bir aracın girip-çıkabileceği bir kapı da yok.  Bahçenin her tarafı demir parmaklıklarla kaplı .. Bu ne sorumsuzluk ve vurdumduymazlıktır...

 

Kazan Dairesi korumasız olduğu için, çocuklar çöplerin olduğu yere gelip ateş yakabilir, çeşitli maddeler içebilir. Buradaki hurdalığı ateşe verip, her an yangın çıkartabilir.

 

Mesleki ve Teknik Lisesi’nin ek binası; atölyelerle, lojmana doğalgazın verildiği bir Kazan Dairesi, İlçe Müftülüğü Merkez Kız Kuran Kursu için verilen 3 daire ve ilçemizin bir lisesinde görev yapan bir müdür yardımcısına ait bir lojman ile boş durumda bekletilen 6 lojman dairesinden ibaret.. Bir başka ifade ile bir Kazan Dairesi ve 10 adet lojmandan oluşuyor.

 

Ek binanın Gazi Sokak üzerindeki sürgülü giriş kapısı, bu müdür yardımcısı tarafından her akşam belirli saatlerde kapatılıyormuş.

 

Bu nedenle burada bir Güvenlik Noktası’na ve bir de güvenlikçiye acilen ihtiyaç var. Çünkü Kuran Kursu için kadınlar 6 gün Kuran Kursu’na geliyor. Kadınların güvenliğinin sağlanması gerekir.

 

Kazan Dairesi’ne bakım için ayda bir geliniliyormuş.. Güvenlik de olmayınca burası Allah’a emanet edilmiş olmuyor mu?

 

Kazan Dairesine İtfaiye Aracı da Giremez...

 

Evet, Kazan Dairesi adeta Allah’a emanet. Burası her türlü tehlikeye açık bir yer. Burada da neden bir güvenlik olmaz? İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?

 

Allah esirgesin Kazan Dairesi’nde bir patlama olsa veya bir yangın çıksa, kapısı olmayan yere itfaiye nasıl girip müdahale edecek?  

 

Çıkacak bir yangına ancak Endüstri Sokak’tan hortumla müdahale edilebilir.  Bunun içinde itfaiye aracı demirlerin üzerinden hortumunu atıp müdahale edecek. Ya da demir kaynaklar kesilip alınırsa, araçlar buradan girebilir. Bunda da ne kadar başarılı olunur?

 

Kazan Dairesi’nin çevresini yangın ve sabotaj tehlikesine karşı sürekli kontrol edip, koruyabilecek, 24 saat görev yapacak güvenlik personeline, herhangi bir tehlikeye karşı da açılır-kapanır kilitli bir kapıya acilen ihtiyaç var...

 

“Temizlik İmandandır”

 

İslam dinini temel özelliklerinden birisi de “Temizlik İmandandır” İlkesidir...

 

Temizlik denildiği zaman sadece maddi temizlik anlaşılmaz. Tüm temizlik türlerini içerisinde barındırır. Beden, elbise, çevre, sokak, cadde maddi temizlik olduğu gibi kalp ve ruh temizliği de manevi temizliktir. Temizlik denildiği zaman tüm bu  temizlik çeşitlerini barındırır.

 

Dolayısıyla Peygamber Efendimiz (sav) “temizlik imandandır” hadisi ile bu manaları ifade etmiştir. 

 

SONUÇ:

 

Belediyelerimiz çevre temizliklerinde en etkin rol alan kuruluşların başında gelmektedir. Bu hizmetlerin halka sunumunda hem maddi yönden hem de yeterli personel olmadığından belediyelerimiz bir hayli güçlüklerle karşılaşmaktadırlar.

 

Hepimiz temiz bir beldede yaşamak isteriz. En büyük temizliğin kirletmemek olduğunu bildiğimiz halde her nedense temizlik kuralarına özen göstermeyiz.

 

Sabahın erken saatlerinde sıcak yuvalarından çıkan belediyelerimizin cefakâr temizlik çalışanları özenle temizledikleri cadde ve sokaklarımızı kirletmemek için hiç de bir gayret sarf etmeyiz.

 

Özellikle sigara tiryakilerimiz içtikleri sigara izmaritlerini sokağa atmaya özen gösterdikleri sokaklara baktığımızda ilk gözümüze çarpan çevre kirliliğinin başında gelmektedir. Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki, belediye başkanına, belediye zabıtasına, belediye personeliyle sorunu olan hırsını çıkarmak için çevreyi kirlettiğine çok defalar şahit oldum.

 

Amaaan ne yapıyor belediyeciler? Çöpçülerin işleri ne, temizlesinler? Habire yatıyorlar orada. Bu ve buna benzer davranışlarda bulunarak temiz bir çevrede yaşamamak için özel uğraş verdiklerine çok gez şahit olduk. Temiz bir toplumda yaşamak için herkes elinden gelen gayreti sarf etmelidir. Çevremizi temiz tutmak hepimizin görevi olmalıdır.


Temiz ve sağlıklı bir çevre, bütün canlıların yaşayabilmesi için temel koşuldur. Her canlı gibi insanda çevresiyle uyum içinde yaşamak zorundadır. İnsan hayatının devamını sağlayan sağlığı korumak ise, ancak sağlıklı ve temiz bir çevre ile mümkündür. Bu nedenle vücudumuzu ve elbisemizi temiz tuttuğumuz gibi, yaşadığımız; uzak ve yakın çevremiz olan, evimizi, sokağımızı, okulumuzu, sınıfımızı, kısaca içinde yaşadığımız dünyamızı da temiz tutmalıyız.
 

Çevre temizliği dinimizin bir emri olmasının yanında ''hak'' kavramı ile de yakından ilgilidir. Çünkü içinde yaşadığımız çevreyi başkaları ile paylaşırız. Buraların temiz tutulması ve korunması hepimizi ilgilendirir.

 

Ortaklaşa kullandığımız çevreyi kirletmek onlara haksızlık olur. Bu nedenle bir kimsenin başkalarının kullandığı çevreyi kirletmeye hakkı yoktur. Bu ''kendisine yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmamak'' ilkesine ters düşer. Bu önemli bir ahlak ilkesidir.
 

Evimizi, okulumuzu temiz tutmalıyız. Çünkü zamanımızın büyük bir kısmı buralarda geçmektedir. Evimiz barındığımız ve dinlendiğimiz yerdir. Evimizi temiz tutmalı ve bu konuda büyüklerimize yardımcı olmalıyız. Evimizin temiz ve düzenli olması için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Özellikle banyo, tuvalet ve lavaboların temiz olmasına dikkat etmeliyiz. 
 

Okul yakın çevremizin yakın bir parçasıdır. Günümüzün büyük bir kısmı okulda geçer. Okulumuzun temiz olması, bize sağlıklı bir öğretim ortamı sağlar. Bu nedenle okulumuzu ve çevresini temiz tutmaya özen göstermeliyiz. Yiyecek ve içeceklerimizi sağa sola atmak, duvarlara masaların üzerine yazı yazmak; çevremizi kirletmek çirkin ve sorumsuzca bir davranıştır.
 

Ev ve okul dışında yaşadığımız çevrenin temizliğine de dikkat etmeliyiz. Cadde, sokakları, park ve bahçeleri, ormanları piknik yerlerini temiz tutmak, kirletenleri uyarmak hepimizin görevidir. Bilmeliyiz ki, ''temiz bir dünya temiz bir çevre'' hem kendimiz için, hem de bizden sonra gelecek nesiller için çok önemlidir.
 

Çevreyi kirletenleri uyarmalı ve bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için gayret göstermeliyiz. Bunu yaparken nezaket kurallarına dikkat etmeli, karşıdaki kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz. Aynı zamanda kendimiz de çevre konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda insanlara örnek olmalıyız.
 

Kısaca sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşamak için, “çocuklarımıza ve torunlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için” çevremizi temiz tutmalıyız. Bunun için çevre temizliğine hem kendimiz uymalı hem de başkalarını bu konuda uyarmalıyız...

Temiz bir toplumda yaşamak hepimizin hakkı olmalı. Temiz bir toplumu oluşturmak için önce herkes kendi dükkânının ve evinin önünü süpürmelidir.

 

Bir Çin atasözü vardır, “Herkes evinin önünü temizlerse, her yer tertemiz olur.”

 

Bu atasözü neden bir Müslüman atasözü değil?

 

Eyyy Müslümanlar bunu bir düşünün...