Son yıllarda artan kamplaşma ve gerilim ortamı, şiddet ve çatışmayı da körüklemekte, sonuçta sabırsız ve tahammülsüz insanların pek çok tahribatını dehşetle görmekteyiz.
Edep, nezaket ve zarafetten nasibini almamış olan kaba ve dengesiz kişiler; çevresini, sevdiklerini hatta kendini maddi ve mâ’nevî hüsrana sürükleyecek çılgınlıklar yapmakta, cinnet halinde akıl almaz kötülükler işlemektedir.
Nefret, intikam, karalama, haklama, susturma, öteleme, dışlama ve aşağılama gibi ilkel duygular ve argo kültürü gelişmekte hatta bir yerlerden beslenmektedir. Ahlâkî erozyon ve kültürel aşınma şiddeti tetiklemekte, tehlike çanları çalmakta ve uçurumun kenarına gelinmiş bulunulmaktadır.
Siyasetçilerimizin sert ve kırıcı üslubu, sivil toplum önderlerinin dışlayıcı tutumu ile eğitimcilerimizin sorumsuz ve ciddiyetsiz halleri başta olmak üzere, neme lazım diyen her kes bu kritik ortamın sorumlusudur.
Halbuki fert ve toplum olarak hayatımızın her aşamasında ve her şart altında uymak zorunda olduğumuz âdab-ı muaşeret kuralları vardır. Bunları edep, nezaket ve zarafet olarak özetleyebiliriz. Eğer bu kurallara uyabilirsek adam gibi adam olma yolunda Kâmil mü’min olur, huzur ve mutluluğu yakalarız. Bu fazilet ve meziyetler sayesinde;
EDEP BİR TAC’DIR NUR-U HÜDADAN-GİY OL TACI,EMİN OL HER BELADAN diyen şairin tavsiyesine uygun olarak başımız derde girmez.
Aksi taktirde kabalık, şiddet ve dehşetle hareket eden agresif kişiler ne kendisi rahat eder, ne de başkasına huzur verir. Onlar iki cihanda hüsrana uğrar, akıbetleri kötü olur. Böylelerine eski tabirle El’insaf ve Edep ya huu demelidir.
Nezaket ve zarafet derken hemen akla gelen bazı kuralları hatırlatmak isterim. Bunlar altın kurallardır, hiç eskimez, değerini yitirmezler.
1- Konuşmalarda güzel ve zarif sözler kullanmalı, yanlış anlaşılabilecek incitici ve imalı sözlerden kaçınmalıdır.
2- Büyüklerine ve saygı gösterilmesi gereken kişilere “Sen” demeyip, “Siz” diye hitap etmelidir.
3- Kişileri çekiştirmek, yalan söylemek, iftira etmek, alay etmek, taklit, soğuk şaka, kara mizah, küfürlü sözlerle “Anladın mı” “Bana bak” ve “Anlaşıldı mı” gibi tehditkar sözlerden kaçınmak gerekir.
4- Tüm insanların malına, canına, namusuna, haysiyet ve şerefine kıl kadar da olsa tecavüz haram ve edepsizliktir. Zira ilahi adalet tecelli eder, mazlumun hakkı zalimden bir gün elbette alınır.
5- Mağrur şekilde kasıntılı yürümek, muhatabı incitecek tarzda yüksek sesle bağırmak, cevap ve savunma hakkı vermemek, el-baş-kaş ve gözle kötü imalarda bulunmak edep ve nezakete uymaz.
6- Başkasının evine veya odasına girmek isteyen önce zili çalar, kapıyı tıklatır, selam verir, izin ister. Şayet müsaade edilirse içeri girebilir. Cevap verilmezse ya da izin yoksa hemen geri dönmelidir. Hane masuniyeti esastır. Bu konuda akrabalar, hatta anne-baba-evlat gibi yakınlar ile yabancılar müsavidir.
Hülasa: Ticaret adabı, Komşuluk adabı, Arkadaşlık adabı, Müsafirlik adabı ve giyim-kuşam adabı gibi hayatımızı kuşatan bütün nezaket ve zarafet kuralları aynı zamanda başarılı insan olmanın sırlarıdır. Hayatımız tümüyle edep ve nezaketten ibarettir.