Neslican Tay Anısına…

MERYEM ÇANKAYA

 

           Neslican Tay…Hayatı kitap olacak kadın...Mücadelesiyle hayran bırakan kadın…Kalplere dokunan kadın…Gördüğüm,tanıdığım en azimli misafir…

          

           Henüz daha taze bir şekilde yüreğimizde acısını hissettiğimiz Neslican’ımızın vefatı sonrası yapılan bazı yorumları “ Bu kadar da olmaz” diyerek dinledim. Medyada çıkan bazı yazıları şaşkınlıkla okudum. Kanım dondu.Bu yorumlardan bazıları şöyle:”Neslican Tay ölmüş,bir primciden daha kurtulduk” , ”Bu kıyafetlerle cennete gitmesi zor” ya da “Bu hastalığa rağmen ders almamış, ibret olsun” gibi. Bir insanın durumu hakkında bu denli hadsizce hüküm verip din polisliğine soyunan,dinden bihaber olan kişiler yaptıkları şeyin ne denli günah ve iğrenç olduğunun farkında bile olmamaları ayrı bir trajedi. Her gün okuduğu(anlamadan) Fatiha süresinde geçen “Hesap gününün sahibi Allah’tır” ayetini bilmeden insanların cennete veya cehenneme gideceğine karar verme cüretinde bulunan bu insanlar en hafif tabiriyle kötü niyetlidir. Hiç düşündüler mi ki bizim başımıza gelmeyeceğinin garantisi var mı diye?Bu yorumları yapanlar sadece 1 dakika ailelerini Neslican’ın ailesinin yerine koysalar,ne hissederlerdi acaba?Hiç düşündüler mi ki Neslican’ın yerinde ben olsaydım ne yapardım,nasıl davranırdım diye? Ya da hiç düşündüler mi ki;benim bir engelim,bir hastalığım olsa o kadar ağrının,hayat zorluğunun içinde aynı ışıltıyı,aynı gülümsemeyi gösterebilir miydim diye? O kadar uykusuzluğa, ilaçlara, dışlanmaya,toplumdaki cehaletin getirdiği davranışlara dayanabilirler miydi? Hayatının baharında, sadece 21 yaşında olan gencecik bir kızın gösterdiği muhteşem olgunluğu gösterebilirler miydi?

 

         Neslican  kısacık hayatında belki cismen iyileşerek değil ama ruhen iyileştirerek yaşadı. O kadar ağrının içinde sanki acımıyor der gibi gülümsedi. Bütün kader arkadaşlarına örnek oldu, hayata bağladı. Konuşmalarıyla  ilham kaynağı oldu.Nilüfer bitkisi gibi içinde bulunduğu tüm ağır koşullara rağmen çiçek olup açtı.

 

        Ölüm benim nazarımda en büyük hakikat ve en büyük nasihat.Ölümüyle bile aslında ders verdi.Vefatıyla farklı düşüncedeki milyonlarca insanı biraraya getirdi. Verenin de alanın da O olduğunu, şarkıda da dediği gibi “ölümden başkası yalan” gerçeğini, çoğumuzun hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadığı şu yalan dünyada biz kullara asıl hakikati hatırlattı.Bize yeniden muhasebe ettirdi.Bize ölenin beden olduğunu,ruhun ölmediğini gösterdi.Çoğu insanın yapamadığını yaptı.İz bıraktı.

       Köyümüzden, özümüzden, ürünlerimizden, ürettiklerimizden ve  samimi niyetimizden uzaklaştıkça daha çok canlarımızı bu tarz hastalıklardan dolayı kaybedeceğiz. Allah hastane koridorlarında şifa bekleyenlerin yar ve yardımcısı olsun.Neslican ve onun gibi gerçek aleme intikal eden tüm canlarımıza Allah rahmet eylesin. Kabirleri nurla dolsun.Allah ailelerine sabır ve dayanma gücü versin.Allah-u Teala  hepimizi hiçlik bilincine varıp,ölmeden önce uyananlardan eylesin.Hepimizin Mevlana’nın dediği gibi “Ölüm günüm,düğün günümdür” dediği gibi bir ölüme kavuşması ve bu doğrultuda  hayatını yaşayanlardan olması duasıyla, el-Fatiha.

 

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.Bakara:156