28.Şubat.1997 tarihinde yapılan MGK Milli Güvenlik Kurulu toplantısından sonra ortaya atılan ama zamanın Erbakan hükümetine yaptırtamadıkları gayri demokratik uygulamaları, daha sonra 30.Haziran.1997 de iktidara gelen DSP ortaklı Mesut Yılmaz hükümeti ile 11.Ocak.1999 tarihinde hükümet olan Bülent Ecevit azınlık hükümetlerine şakır şakır yaptıranlar şimdi yargı karşısındadırlar.
Demek ki yaptıkları yanlıştı ve gayri demokratikti. Bu icraatlar şimdi enine boyuna araştırılmakta ve soruşturulmaktadır.
Bizim 28.Şubat öncesin, kız okullarımız vardı. Kız liselerimiz, Kız meslek liselerimiz, Kız İmam Hatip okullarımız ve Özel kız okullarımız…
Şimdi bunların 28.Şubatçıların istekleri doğrultusunda karma öğretim yapmaktadırlar. Yani kızlar ve erkek öğrenciler birlikte oturuyor, birlikte yiyip içiyor, birlikte çalışıyor, birlikte oynuyor ve birlikte kumruluk yapıyorlar.
28.Şubatçılar da böyle olmasını istiyorlardı. Şimdi artık kız – erkek öğrenciler okullarda kendilerini derslerine vererek ve ilim ve fen alanına konsantre olacaklarına, daha öğrencilik yaşlarında aşna fişne yaşacağız diyerek eğitimde başarıyı düşürdükleri açıkça görülmektedir.
Caddeler, sokak araları, kafeler, piknik alanları şimdi genç kız ve erkek öğrencilerle dolup taşmakta, dersleri asan öğrenciler buralarda sevişerek, tavla oynayarak, nargile içerek vakit geçirmektedirler. Allah’ın emridir diye başını kapatan kızlar bile Allah’ın nikâhsız olarak birlikte olmasını yasakladığı bir erkekle kol kola arka sokaklarda flört edebilmektedir.
Bir takım kız ve erkek öğrencileri ise “hiley-i şeriye” yaparak ana ve babalarından habersiz “Mute nikâhı – geçici nikâh” yaptırdıkları, böylece kız – oğlan rahatça oturup kalktıkları, okul bitince de ayrıldıkları bize gelen bilgiler arasındadır”
AİLE VE TOPLUM YOK OLUYOR
HAY-DER Genel Başkanı Müh. Nevzat Laleli açıklamasının devamında;
“Sloganı, “mutlu insan, sağlam aile, güçlü toplum” olan HAY-DER, bu yanlış gidişata bir dur diyecek merci aramaktadır.
“Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurtamı tavuktan…” atasözü gereği, insanın mutluluğu, sağlam aile kurmaktan ve sağlam bir toplum bünyesinde yaşamaktan geçerken, sağlam toplum elbette mutlu insanların sağlam bir aile kurmalarından geçecektir.
Daha genç hatta çocuk yaşta kız ve erkek öğrencilerin bir arada bulunması, aile kurumumuzun dinamitlenmesi ve toplumumuzun yok olması manasını taşımaktadır.
Dikkat edilirse en çok boşanmalar flörtle yapılan evlenmelerden kaynaklanmaktadır.
Bir genç; “On yıl flört ettik sonra evlendik. Ama yedi ay sonra ayrılmak zorunda kaldık” diyerek bu acı olayı haber vermektedir.
Bir kısmı daha evlenmeden, bir kısmı da evlendikten sonra dökülen ve oranın % 80’lere ulaştığı bu flört eden genç kızlar ve erkekler, daha sonra bir yuvada sorumluluk yüklenerek nasıl anne olabilecek, nasıl baba olabileceklerdir?
Özellikle flörtte dökülerek “eli böğründe kalan…” kızlar, daha sonra bir gence nasıl hanım olacak, nasıl mutlu olacak ve çocuklarına nasıl annelik yapacaklardır?
Aziz milletimizin sesleniyor, onu yeni ders yılına girerken, çocuklarımızın öğrenimde ki ve evlenmelerinde ki geleceklerini kurtarmaya diyorum.
İstediği yasayı çıkartabilen ve hatta Anayasayı değiştirme gücüne sahip Erdoğan hükümetine “Nerede bizim 28.Şubat öncesi Kız okullarımız?” diyelim ve onlardan bunu ısrarla isteyelim.
Biz HAY-DER olarak bu talebimizin takipçisi olacak ve bu isteğimizi alıncaya kadar takip edeceğiz.
Bu hükümetin nezdinde, milletimizin isteklerinin de, İstanbul’da ki Fener Rum Patrikhanesi istekleri kadar önemi vardır, diye inanıyoruz” demiştir.