Öğretmenlerinin tavsiyesi ile 16 yaşında dövüş sporlarına başlayan Özköse, Uzak Doğu branşlarında kendini geliştirdi. Çok istediği halde imkansızlıklar nedeniyle turnuvalara katılamayan Özköse, yaklaşık 50 yıldır spordan kopmayarak hem tekvando, kick boks ve hapkido gibi branşlarda spor yapmaya hem de gönüllü olarak sporcu yetiştirmeye devam etti.
Sporun kendisi için tutku olduğunu söyleyen Özköse, AA muhabirine, kendi yaşıtlarından çocuklara kadar heyecanla eğitim vermeyi sürdürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Spora 1967 yılında Ankara'da başladım. Daha sonra spor hayatıma Çubuk'ta devam ettim. İmkansızlıklar nedeniyle çok istesem de turnuvalara katılamadım. Erken yaşta iş hayatına atılmak zorunda kaldım. Turnuvalara katılamamak benim içimde hep bir ukde kalmasına neden oldu ancak spor yapmayı hiç bırakmadım. Spor benim hayatımda adeta tutku oldu. Çocuklara bir şeyler öğretmek çok güzel bir duygu. Bir taraftan gönüllü antrenörlük yaparken, diğer taraftan da imkanı olmayanlara tekvando kıyafeti alıyor, burs veriyorum. Tam sayıyı bilmesem de bugüne kadar yaklaşık bine yakın sporcu yetiştirmişimdir. Bunlardan da yaklaşık 200'ü girdikleri turnuvalarda önemli başarılar elde etmiştir."
Çubuk Belediyesi Engelsiz Spor Kulübü Başkanı Ahmet Koçyiğit'in daveti üzerine yaklaşık 6 aydır kendisine tahsis edilen spor salonunda tekvando eğitimi verdiğini hatırlatan Özköse, "Burada yaklaşık 100 kişiden oluşan tekvando ordusu kurduk. Tabii bu sayının artması için çalışıyorum."' diye konuştu.
Koçyiğit ise "Herhangi bir ücret almadan gönüllü olarak bu çalışmayı yapıyor hatta bir çok sporcuya da maddi anlamda destek oluyor. Biz kendisinden çok memnunuz." ifadelerini kullandı.
Antrenörlerinin kendilerine sporu sevdirdiğini anlatan sporculardan Ebrar Şahin de "Hocama çok teşekkür ediyorum, bize çok güzel şeyler öğretiyor. Bizlere hem spor hem de hayatı öğretiyor. Hocamız tek kelimeyle harika diyebilirim." dedi.
Sebanur Karakaya ise Özköse'yi çok sevdiklerini, kendilerine baba ve dede şefkatiyle yaklaştığını anlattı.