MUHASEBE ZAMANI

ŞEVKET TANDOĞAN

            Milâdî bir yılın sona erip, yeni bir yılın başladığı bu günlerinde okuyucularıma hayırlı, huzurlu ve başarılı güzel günler dilerim. Bu günler, geçmiş bilançoya bakıp geleceğin hazırlığını yapmak için MUHASEBE ZAMANIDIR. Zira Yeni milâdî yıl ile birlikte acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle kötüsüyle ömür defterimizden bir sayfa kapanmış yeni bir sayfa açılmıştır. Böylece bir yıl daha yaşlanmış bulunuyoruz.

            Geçen zamanı geri getiremeyeceğimize göre, “vakit nakittir” diyerek, geçen yılları nasıl geçirdiğimize iyi bakmalı ve adımlarımızı buna göre ayarlamalıyız. Gerçek şu ki; kimisi kazandı, kimisi kaybetti. Kimi neşe içinde, kimi hüzün içinde bulunsa da mukadder sona doğru bir adım daha yaklaşmıştır. Geçen günler geçmiştir, geri döndüremeyiz. Gelecek günlerin hiçbir güvencesi yoktur. Gelecek güzel hayallerimiz olsa da, erişebilir miyiz? Kesin bir şey yok. O halde gün, bugündür. Fırsat elimizdedir.

            Yılbaşı dolayısıyla düzenlenen eğlence programları, alışveriş çılgınlığı, hediyeleşmeler ve Hıristiyanların Noel yortusuna özenti ve onlara benzeme tehlikesine dikkat etmeli. Gayri-Müslimlere benzeme dozu kaçar, onları sevme ve beğenme noktasına varırsa küfre kadar götürür. Zira onların inançlarını, sembollerini, törenlerini, dinî ritüellerini beğenip ayak uydurmak şirk hükmündedir. Kaldı ki, insanın en değerli sermayesi olan ömründen bir yıl daha eksilmişken nasıl sevinip eğlence yapabilir?

            Bilindiği üzere târih, takvimle tesbit edilir. Gün, ay, yıl yazılır. Hatta saat, dakika belirtilir. Takvim, sadece geçmişi değil, halen yaşananları tesbit ve geleceğin zamanlamasını tayin bakımından da gereklidir. Yani takvim, sadece bir zaman sayacıdır, herhangi bir kudsiyet taşımaz. Belli zamanlar, mekânlar ve olaylar mukaddes olabilir. Bu itibarla, şu takvim kutsaldır, bu takvim kötüdür gibi düşünceler doğru değildir.

            Zaman ölçmek için güneşi esas alan Miladî takvime göre, dünyanın güneş etrafındaki bir turu 365 gün 6 saattir. Bu bir güneş yılıdır. Dünyanın kendi yörüngesindeki 24 saatlik turu da bir gündür. Başlangıç olarak Hz.İsa’nın doğumunu (Bu günler) baz alan bu takvime göre; Peygamberimiz (s.a.v.) M.571 yılında doğmuştur ki, o gün Rebiulevvel ayının 12.günü yani 20 Nisan idi. Namaz vakitleri, dünyamızın güneşin etrafındaki seyrine göre, güneş takvimi esas alınarak tayin ve tesbit edilmektedir.

            Kamerî takvim ise, ayın seyrine göredir. Ay dünya etrafında 29,5 günde bir tur yapar. Bu süreye bir ay denir. 12x29,5=354 gün, bir kamerî yıldır. Buna göre kameri yıl, güneş yılından 11 gün az olduğundan, 11 gün erken gelir ve değişik günlere rastlar. Hem ay takvimi, hem de güneş takvimi 12 aydır.

            Hazreti Ömer zamanında, M.622 yılında geniş bir İslam şûrası toplanarak, İslam dünyasında uygulanacak ay takvimini esas alan yeni bir takvim kabul edilmiştir. Başlangıç olarak Peygamberimizin hicret yılını baz alan Hicrî-Kamerî Takvim başlatılmıştır. Bu takvim, oruç için ramazan ayının ne zaman başlayıp biteceği, hac ve kurban için Zilhicce ayının tesbiti ile dînî bayram ve kandillerin tayini bakımından zarurîdir. Miladî 2015 yılının bu son günü, Hicrî 1437 yılı 20 Rebiulevvel günüdür.

          Geçmiş ve gelecek yılların bereketli, başarılı, bol kazançlı olması umuduyla, hayırlı uzun ömürler dilerim.