milli irade
gündemde malum miting var. güya, türkiye tarihinin en büyük mitingi, tandoğan mitingi imiş bu mitingi büyüterek siyasi sonuç almak isteyenlere,, önce seçim sandığını işaret ediyor
...ve sonra özalın cenazesindeki müthiş kalabalığı, 1997'de imam hatiplilerin istanbul mitinginindeki mahşeri kalabalığı ve de 11 ekim 1998 e l e l e mitingini, arşiv kayıtlarına geri dönerek hatırlamalarını tavsiye ediyorum
11 ekim 1998 günü bu topraklar,türkiye çapında yapılan en büyük organize sivil eyleme sahne oldu istanbul 1 no.lu devlet güvenlik güvenlik mahkemesi savcılığının iddianamesindeki tespitine göre tüm ülkede iki buçuk milyon kişi inanca saygı, düşünceye özgürlük için elele mitingi için türkiye'nin en büyük insan zincirini oluşturdu 14 nisan tandoğan mitingiyle ilgili abartma ve manüpilasyonlara karşı, bu tarihi tespiti kaydediyor ve geçiyorum...
miting yaparak, siyasi görüşünü ve duruşunu ilan etmek ve toplumu etkilemeye çalışmak her kişi ve kitlenin hakkıdır; tabi ki taşkınlık yapmamak, inanç ve şahıslara hakaret etmemek kayd-ı şartıyla demokrasi ahlakı,, farklılıklara tahammül edebilme ve millet iradesine rıza gösterebilme e m p a t isini gerektirir. bugün siz yüzbinlerce kişilik miting yaparsınız; yarın ötekiler milyonluk miting yapar bugün sandıktan öteki çıkar; yarın belki de siz hazmedebilme meselesi yani kendine yapılmasını istemediğini başkasına y a p m a y a c a k s ı n, ....y a p m a m a l ı s ı n !!!
ben, yapılan tandoğan mitingini ve katılanların fikrini saygıyla karşılıyorum; ama onların endişelerine ve düşüncelerine katılmıyorum hatta, t a y y i p beyin yerinde olsam,bu mitingden sonra,tereddüt etmeden adaylığımı hemen şimdi açıklardım neden mi? arkamdaki 11 milyon oyun hakkını savunmak, demokratik neticenin sokakta değil sandıkta alındığını göstermek ve 4 kasım 2007de tek başına iktidar olabilmek için çünki, reis-i cumhur seçiminde gösterilecek kararlılık ve d i r a y e t 4 kasım seçimlerinin en belirleyici etkeni olacaktır.
etki tepkiyi doğurur. bu miting sol-laik-kemalist saflaşmayı sıkılaştırmıştır, ama aynı oranda tıpkı mıknatısın zıt kutupları gibi işlev görerek, muhafazakar-sağ-dindar kesimde de karşı kutuplaşmayı artırmış ve safları sıkılaştırmıştır. mesela, ben iktidarın 3 kasım 2002de milletin kendisine yüklediği misyonu eda edemediğini düşünüp, tam tenkid oklarımı nişanlayayım derken, bu miting beni yeniden akp saflarına aldı, götürdü ; dahası demokrasi adına, meydanın boş olmadığını, milyonluk bir mitingle dünya aleme, dosta düşmana göstermek lazım gelmiş ise, yola ilk koyulan ben olurum herhalde, kanaatindeyim.
millet iradesi sandıkta belli olur
10 848 704 rey alarak geldi, iktidara bu parti. 5 yıllık bir vekalet aldı, milletten. ...ve oy sayısı 2004 yılı yerel seçimlerinde 14 milyona dayandı; milletin desteği bir kez daha teyid olundu... ak parti, kendisine milletin verdiği bu yetkiyi ve emaneti, lazım gelen ölçü ve sürede kullanmalıdır. demokrasi oyununun kuralları bellidir. 14 nisanda çıkıp 100 binler yürümüş yürüsün. 11 milyon + 14 milyon kişinin irade ve kararından daha güçlü değildirler demokratik terbiye daha çok bağıranın değil; daha çok oy alanın irade ve karar belirleyeceğini işaret eder milli irade sokakta bağırmakla değil; sandıktan çıkmakla tespit olunur eğer yüzbin,, onbir milyon+ ondört milyondan büyük diyorsanız; o zaman biz de 24 nisan günü beşyüzbin kişi çıkalım, sokağa verdiğimiz oyların peşine düşelim 5 senede bir sandık başına gitmekle demokrasi yürümez verdiğimiz oyun 5 sene takipçisi olacağız oy bizim namusumuz oyumuzu hiç kimse geçersiz kılamaz
3 kasım 2002de millet ak partiye onbir milyon rey verdi 12 eylül ve 28 şubat endeksli partileri meclise sokmadı başörtüsü,imam-hatip, din eğitimi, inanç hürriyeti, darbeci güruh, ahlaki çöküntü, hortumculuk başlıklı konularda hedefleri çok belli bir m i s y o n yüklendi, bu partiye milli iradeyi bu şekilde ortaya koyan milletin, kendi oyuna sahip çıkması gerekir ki, hem iktidarın misyona uygun çalışıp çalışmadığını denetlesin, hem de milli iradeyi ve oyumuzu zamanından önce iptal anlamına gelecek bir emrivakiyi, darbeyi, sokak hareketini engellesin
hadi, yalanıyla ve abartmasıyla kabul edelim ve yüz bin kişilik tandoğan alanının dört yüz bin kişi ile doldurulduğunu düşünelim bu rakam türkiyedeki seçmen sayısının %1 ni bile bulmayan bir azınlıktan ibarettir. ne oldu şimdi yani ? 3 kasımda sandıkları dolduran ve halen valid süresi bitmesine altı ay kalan tayyip beyin onbir milyon oyu geçersiz mi oldu? aritmetik bilenler için 11 milyon > 400bin veya 400 bin<11milyon sayısal gerçeği gün gibi açıktır ve de, aceleye hiç gerek yok altı ay sonra millet iradesi bir kez daha tespit olunacak bir anlamda tayyip beyin reis-i cumhurluğu veya o'nun seçtiği reis-i cumhur,, millet tarafından tasdik edilecek ya da edilmeyecek b e k l e y i p, g ö r e c e ğ i z !
ak partinin triosu bellidir : bülent bey, abdullah bey ve tayyip bey doğal olan bu üç kişiden birisinin cumhurbaşkanı olmasıdır oraya bir noter veya protokol adamı değil; icraat adamı gitmeli... tabi ki 3 kasım iradesi doğrultusunda... millet cumhurbaşkanlığı seçimi dahil beş yıllık iktidar hak ve yetkisini bu partiye emanet etmiştir eğer ak parti cesaret ve dirayet göstermeyip, bu üç kişiden gayrisini köşke gönderirse, acizlik ve korkaklık göstermiş olur ki, bu durumda ben şahsen verdiğim oyumu helal etmem ve önümüzdeki 4 kasım seçiminde büyük bir oy erozyonu beklerim devlet adamı hapisten, darbeden, ölümden korkmaz rahmetlik t u r g u t beyin dediği gibi bohçana bir bayramlık, bir de idamlık esvapını koyar öyle çıkarsın siyaset arenasına acaba,, bir sarhoş "boris yeltsin" kadar cesaret yok mudur, bizim siyaset önderlerimizde ve onların parti tabanlarında.?
bu ülkede her türk vatandaşının eşit haklara ve hürriyetlere sahip olduğunu, demokrasinin çoğunluk diktası olmadığını, azınlıkta olan kitlelerin hak ve hukukunun gözetilmesi gerektiğini ve demokrasinin bir uzlaşma kültürü olduğunu, bu millet, darbe-sevicilerden öğrenecek değildir... uzlaşma, sokakta değil, meclis ortamında ve iktidarın sandıktan gelen gücüyle doğru orantılı gerçekleşmek durumundadır. anayasa gereği, büyük meclisin seçeceği reis-i cumhura saygı, o meclisin ve iktidarın arkasındaki milyonlarca oy sahibine, yani milletin kendisine saygı manasına gelmektedir ki bu durum, milli irade şuurunun ve demokrasi ahlakının tamı tamına gereğidir... bu ülkede temsili demokrasi vardır ve meclisin seçtiği = milletin seçtiği demektir... milli iradeye saygısızlık, hazımsızlık ve dayatmalar böyle devam ederse, ak parti 4 kasımda sandıktan yine "t e k b a ş ı n a" iktidarla çıkacaktır. 16,4,2007