Şuayip YAMAN
Haber-Yorum
Çubuklulardan önceki seçimlerde olduğu gibi 10 Ağustos’ta yapılacak ‘Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ ile 2015 yılında yapılacak ‘Milletvekili Genel Seçimleri’ için şimdiden tam destek istedi. Ama sıra ilçenin hayati sorunlarına gelince, bin bir dereden su getirdi.
“Milletimiz Cumhurbaşkanlığını Taçlandıracaktır”
'AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, Gazeteci Yılmaz Çamdalı’nın Cumhurbaşkanı seçimi ile bir sorusu üzerine, “Cumhuriyet tarihimizin en zor seçimini milletimiz başarıyla atlattı ve Türkiye'nin önünü açtı. Cumhurbaşkanlığı seçimi bunu taçlandıracaktır. 2015 bunu çok çok daha taçlandıracaktır.
Cumhurbaşkanlığı için kimin aday gösterilmesi gerektiği ile ilgili temayüller yapılmaya başlandı.
Geçtiğimiz hafta Başbakanımız milletvekillerimizi topladı, onların görüşlerini aldı. Burada onlara temayül yoklaması şeklinde bir form doldurmalarını istedi.
Daha sonra cuma günü illerimizin kadın kolları başkanları, gençlik kolları başkanları, il başkanları, belediye başkanları ve il genel meclisi başkanlarına temayül ile ilgili formlar dağıtılarak onların da görüşleri alındı.
Önümüzdeki hafta genel merkez kadın kolları ve gençlik kolları ve MKYK' nın da temayül yoklamasını alacağız.
Önümüzdeki Perşembe günü saat 11.00'de genel merkezde büyük kongre delegelerimiz yani milletvekilleri dışında 1100 kişiden oluşan delegelerimizden temayül yoklaması alınacak. Kamuoyunda anketler yapılacak. Bunların sonucunda olağanüstü bir MKYK toplayarak cumhurbaşkanlığı ile ilgili kararımızı orada alacağız ve yolumuza devam edeceğiz.
Aday belirleme sürecimiz devam ediyor. Süreç bitmeden hiç kimse adayın belirlendiğiyle ilgili bir açıklama yapamayacak.
En sıkışık sandık dönemine başladık. Birincisi olan 30 Mart Yerel Seçimlerini başarıyla tamamladık. Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi, 2015 yılında da Genel Seçimler için sandığa gideceğiz. Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar hiçbir zaman 15 ay içerisinde 3 ayrı seçime gidilmemiştir.
“Rakiplerimiz Hileye Başvurdu”
Rakiplerimiz hileye başvurdu. Bu amaçla toplu cephe oluşturdular. Fikir namuslarından vazgeçtiler. Rabbim ve milletimiz bizi mahcup etmedi ve Türkiye’nin önünü açtı.
Gerçekten de demokrasimiz hiçbir dönem bu kadar sıkışık bir sandık dönemini geçirmemiştir. Biz bu konuda teşkilatlarımızı çok uzun zaman öncesinden uyardık. Bu üç seçim ki, birbirlerini etkileyecek seçimlerdir. Tabii biz bunun önemini çok iyi bildiğimiz için yerel seçimlerde olağanüstü gayret ettik. Ama rakiplerimiz maalesef hileye başvurdular. Eskiden insanların bir fikir namusu vardı. Yani belli bir fikirleri vardı ve o inandıkları fikir doğrultusunda oylarını kullanırlardı. Bu son yerel seçimlerde bizim rakiplerimiz AK Parti’nin karşısına bir toplu cephe oluşturmak için fikirlerinden vazgeçtiler, fikir namuslarından vazgeçtiler ve bizim karşımızda bir cephe oluşturmaya çalıştılar. AK Parti kazanmasın da ne olursa olsun diye bir fikirsizliğe ulaştılar. Böyle mücadele ettiler ama mağlup oldular. Cumhuriyet tarihimizin en zor seçimini milletimiz başarıyla atlattı ve Türkiye’nin önünü açtı. Cumhurbaşkanlığı seçimi bunu taçlandıracaktır. 2015 bunu çok çok daha taçlandıracaktır.
“Türkiye’nin Kaderi Lider Ülke Olmak İçin Yazılmıştır”
Türkiye'nin kaderinin lider ülke olmak için yazıldığını anlatan İpek, "Türkiye Orta Asya'nın, Balkanların, Afrika'nın Kuzeyi’nin, Kafkasların ve Orta Doğu’nun, bütün İslam aleminin dikkatle izlediği ve lider olarak seçtiği bir ülkedir. Bunun mimarı da bu AK Parti'nin çatısı altında olan insanlardır. Ben hepinize tüm seçimlerden dolayı çok çok teşekkür ediyorum" dedi.
“Sizden Yüzde 70’den Fazla Oy Bekliyoruz”
Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan, “30 Mart Yerel seçimlerde oy oranına göre birinci ilçe biziz. Ankara’nın ilçelerinde 25 Belediye Meclis üyeliğinden 22’sini alan tek ilçe biziz.
Çubuk halkı Büyükşehir Belediyesi için yüzde 71 oy verdi. Biz daha öncede 7 yıl önce yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde de en fazla oy veren ilçeyiz” dedi.
( 21 Ekim 2007 Cumhurbaşkanlığı referandumunda Çubuk İlçesi % 83,00 evet oyu vermiştir.)
Bunun üzerine Bölge Milletvekili Haluk İpek, “Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de sizlerden yüzde 70’in altında oy beklemiyoruz.
Havaalanımızın yanında Üniversitesi olan bir cazibe merkezimiz oldu. Burası Çubuk’tan potansiyel bir yer” dedi.
Konuşmaları sık sık alkışlarla kesilen Haluk İpek kadın kolları üyelerine seslenerek, “Mecliste erkekleri neden geçemediniz”, birkaç defa da, “neden bugün çok sessizsiniz.” diye sitem etti. Bu durum dikkatlerden kaçmadı.
“Çubuk’ta Üniversite’yi Geciktirdik”
Çubuk Sesi İnternet Haber Sitesi Sahibi ve Gazeteci Selahattin Keser, Bölge Milletvekili Haluk İpek’e, ”Öncelikle Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin ilçemizde kurulması ile ilgili katkılarınızdan dolayı size teşekkür ederiz. Ancak YÖK’ün kararı ile Gazi Üniversitesi Çubuk’tan gider de, yerine Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ne bağlı okullar gelmezse bunun sorumlusu siz ve kayınbiraderiniz rektör Metin Doğan’dır. Vebal altında kalırsınız” dedi.
Milletvekili İpek,”giriş güzel ama sonuç güzel olmadı” dedi.
Yine Gazeteci Şuayip Yaman, “12 Haziran 2012 Genel Seçimleri öncesi Sayın Başbakan, “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’ta kurulacaktır” demişti.
Yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’ta kurulmamıştır. Oysa Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 7 yerleşke halinde kurulmuştur. Bunlardan 6’sı Ankara’nın çeşitli semtlerinde ve faal durumda eğitim ve öğretime devam ederken. Çubuk’taki Esenboğa Yerleşkesi’nde ise hiçbir faaliyet yok. Üniversite’nin sadece adı bizim, tadı ise başkalarının...Çubuk’a ise Gazi üniversitesi gittiğinde 2 Yıllık Sağlık Meslek Yüksek Okulu gelecekmiş. Aslında geleceği bile belli değil…
Eski Esenboğa Belde Belediyesi hizmet binasındaki rektörlük tabelasının ismi bile “Uluslar arası Dökümantasyon Merkezi” yani “Kütüphane” olarak değiştirilmiştir.
Biz Gazi Üniversite’sine bağlı yüksek okulların 4337 öğrencisi ile Yerleşke de kalmasını, Akyurt’ta Gazi Üniversitesi’ne bağlı yüksekokulun da Çubuk’taki Yerleşke’ye gelmesini, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin de ilçede başka bir yerde yüksek okullarını kurmasını istiyoruz.”
Bölge Milletvekili Haluk İpek, “Siz Çubuk’ta kaç üniversite istiyorsunuz?
Şuayip Yaman, “İki üniversite istiyoruz. Çünkü Çubuk’ta Üniversite kurulması için 2 bin dönüm arazi verildi. Burası eğitim alanı mı olacak, yoksa piknik alanı mı olacak? Çünkü Gazi Üniversitesi de bir zamanlar piknik alanı olarak düşünmüştü. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi yöneticilerde mi Yerleşke’yi piknik alanı yapacak?”
Bölge Milletvekili Haluk İpek, “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Çubuk’ta kuruluşunun gecikmesi ile ilgili olarak, “buraya İslami İlimler Fakültesi gelebilir. Bunu sağlayabiliriz.”
Şuayip Yaman, “Sayın vekilim (kayınbiraderiniz) Rektör Metin Doğan, İslami İlimler Fakültesi’nin Esenboğa kampusunda kurulacağını söylemişti. Çubuk’a nasıl gelecek?”.
Bölge Milletvekili Haluk İpek, “Bunun için ilçede kamuoyunun da görüşlerini almalıyız. Halkın çoğunluğunun dediği olur. Üstelik bu olay bir tartışmaya dönüştü. Bunu daha geniş bir zamanda, daha etraflıca oturup - tartışıp konuşalım” diyerek, kendisine yöneltilen soruyu geçiştirdi ve konuşmaya noktayı koydu.
Böylece ilçedeki yerel basın mensuplarının sorularını yarıda kesmiş oldu.
Oysa basın mensupları Belediye Başkanı tarafından davet edilmişti.
Sayın Milletvekili, İlçenin hayati olan sorunlarına şimdi cevap vermeyecekte ne zaman cevap verecek?
Bölge Milletvekilimiz Haluk İpek birer soruya bile tahammül edemedi. Ya da işine gelmedi?
Oysa ilçenin sorunları ile ilgili kendisine daha çok sorularımız vardı? Ama olmadı. Peki ilçenin sorunlarını ve çözümlerini bölge milletvekillerimize sormayacaksak, kime soracağız? Milletvekilleri ilçenin sorunlarını kimden öğrenecek, İlçe güllük, gülistanlık mı?
Yoksa ilçenin hiç mi sorunu yok? İlçeye ithal vekil mi getireceğiz? Bugün bizi dinlemeyen yarın sizleri hiç dinlemez...
Çubuk’tan Giden Gidene...
· İlçemizde; Meyveciliğin yanı sıra tarihi, kültürel ve turistik güzelliklere de sahip çıkmalıyız. Bu değerleri ya bakımsızlıktan ya da ilgisizlikten maalesef birer birer kaybediyoruz veya kaybedeceğiz...
· İlçede tarım bitirildi, hayvancılık bitirildi, taş ocaklarına izin verilerek meyvecilik bitirilmek isteniyor, sırada sebzecilik var. Bu zihniyetle bu da bitirilecek…
· Karagöl, Çubuk 2 Barajı, Kavşakkaya Barajı, Aydos (Atatürk veya Uluağaç) Yaylası, Ay Kayası, Yıldırım Evci Yaylası, Yıldırım Elören Yaylası, Aktepe, Çalıntepe v.s. gibi.. Bu ‘bakir’ yerler turizme açılabilir. Ama bu doğal güzellikler birileri tarafından atıl durumda bekletiliyor.
Oysa buralar turizme açılabilirdi.
Turistik yerlerde turistlerin birkaç gün konaklayabilecekleri ‘bungalov evler’ yapılabilir. Karagöl ve Ay Kayası’nda teleferik turizmi hayata geçirilebilir.
· Yaylalarımızın ( özellikle Yıldırım Elören, Yıldırım Aydoğan, Yıldırım Evci, Uluağaç Yaylası ve Yıldırım Evci Yaylası gibi), ekolojik dengesini bozmadan spor tesisleri ve kompleksleri yaptırılabiliriz. Bu yöreler hem oksijen ve hem de doğa harikası yönünden kamp yapmaya müsait yerler ve buralarda hava akımı da yok. Antrenman yapılacak alanlarda oldukça fazla..Üstelik Esenboğa Havaalanı da ilçeye 10 dakikalık mesafede..
Böylelikle ilçemizde spor turizminin gelişmesine ve ekonomisine katkıda bulunmuş oluruz. Lig takımlarımız her yıl yurtdışındaki kamplar için milyonlarca doları dışarı akıtıyorlar. Bu para ülkemizde kalır.
Mademki, ilçede hayvancılık ve tarım bitirildi ve yerini de büyük bir olasılıkla “Turizm Sektörü” alacak. Tarihi, kültürel ve turistik güzelliklerimize sahip çıkmalıyız. Bu doğa harikası yerlerin yollarını en kısa zamanda yapmalıyız. Turizmde yasakları kaldırmalıyız. Bu yasaklar yüzünden Çubuk’a turist gelmiyor. Ankaralılar her cumartesi ve pazar akın akın Gölbaşı ve Kızılcahamam’a gidiyor. Özellikle Gölbaşı’na her hafta sonu 80-100 bin kişi gidiyor. Her birey onar lira harcasa bu 800 bin veya bir milyon lira gibi korkunç bir rakam eder.
Oysa ilçemiz, Gölbaşı’ndan daha fazla turistik güzelliklere sahip değil mi? Çubuk’a neden turist gelmiyor, hiç düşündünüz mü
· Birbirinin devamı olan Meki Çayı ve Ova Çayı suya hasret…Meki ve Ova Çayı, üzerinde kurulan Kavşakkaya Barajı’ndan dolayı kurutulacak. Çubuk İlçesinin Batı yakasını sulayan Meki Çayı’nın suyu çelik borularla Ankara’ya (Kurtbağazı Barajı’na) götürülüyor. Burada arıtılıyor, Ankara’ya veriliyor.
· Çubuk Çayı’da, Çubuk II Barajı’ndan dolayı kurumak üzere... Suya hasret Çubuk Çayı… Bir zamanlar şarıl şarıl akan ve Çubuk Ovası’nı sulayan Çubuk Çayı’da çelik borularla Ankara’ya (Pursaklar’a, burada arıtıldıktan sonra da Ankara’ya veriliyor.
· Çubuk II Barajı ve Kavşakkaya Barajı’ndan yeteri kadar faydalanamıyoruz.
· Bu Kış ilçe de yağmur ve kar yağmadı. Çubuk II Baraj’ında da su seviyesi çok düşük. Şimdiye kadar hiçbir önlem de alınmadı. Bu yüzden susuzluk kapıda..
· Kuruçay ve Mahmutoğlan köyleri arasındaki Aktepe ile Kızılca, Miğre, Melikşah, İkipınar, Dumlupınar, Esenboğa ve Güldarpı köyleri arasında kalan Çalıntepe bir takım taş ocağı sahiplerine peşkeş çekilmek isteniyor.
· Dünyaca ünlü yarı değerli süs taşı ‘Çubuk Agat Taşı’nı bugüne kadar yabancılar götürdü.
· Uluağaç Yaylası’ndaki Atatürk’ün Çiftliği şimdilerde bakımsız ve virane...
· Tarihi Konaklarımız şimdi yok… Sadece Tüzünler ve Bekirağalar Konağı restore edildi. Diğerleri şimdi virane ve atıl durumda, bakımsızlıktan ve ilgisizlikten madde bağımlılarının mekânı haline geldi. Oysa Beypazarı, Güdül ve Kazan tarihi evleri ile turist çekiyor. Özellikle Beypazarı her yıl geleneksel olarak düzenlediği festival’de sırf tarihi evlerden 25-30 milyon ( eski parayla 25-30 trilyon) lira kazanıyor.
· Millet ve Devlet Parkı’ndan 2. Su Deposu’na kadar olan mesire alanındaki yüzlerce ağaç kesilerek burada bir “Doğa Katliamı” yaşanmıştır. Burası şimdi çöplük olmuştur. Buranın ekolojik dengesi (çevre dengesi) bozulmuştur.
· Parklarda güvenlik yok. İddialara göre buralarda madde içiliyormuş, birtakım ahlaksızlar yapılıyormuş.
· Çubuk Şehir Stadı bakımsızlıktan ve ilgisizlikten tarla haline gelmiş, şimdilerde atıl durumda bekletilmekte ve Çubuk’taki takımlar maçlarını Akyurt ve Ankara’daki statlarda yapmaktadır. Bu spora ve gençliğe vurulan en büyük darbedir. Buna paralel olarak da İlçe de zararlı mekanlar hızla artıyor.
Çubuk İlçesi kuruluşundan (1902), 1990 Mayıs’ına kadar 104 pare köy ve iki nahiyeden (Sirkeli ve Akyurt) ibaret iken 1990 Mayıs’ında parçalanmaya başlamıştır. İlk olarak 1990 Mayıs’ında Akyurt Çubuk’tan ayrılmıştır.
Sirkeli Beldesi, tarihte ilk olarak Çubuk Kazasına bağlı bir köy iken, 1987 yılında belde olan ve hızla gelişip kentleşerek 2008 yılında ilçe olan ve bir zamanlar ilçemize bağlı bir köy iken, bugün nüfusu 80’bini geçen Pursaklar’a (2008) bağlanmıştır. Esenboğa ise Pursaklar’a tam bağlanacakken son anda direkten dönmüştür. Keza Dumlupınar Köyü de öyle..
Siyasilerimiz Sirkeli’yi kaybetmenin üzüntüsünü unutmuş, Esenboğa’yı kurtarmanın zafer sarhoşluğunu yaşamışlardır. Dumlupınar direkten dönmüştür.
Akyurt’un ilçe olması sonucu o zamana kadar Çubuk’a bağlı olan o yöredeki tüm fabrika ve işletmeler Akyurt’ta kalmış, bu suretle Çubuk büyük bir ekonomik gücünü kaybetmiş, ekonomik yönden hızla fakirleşmeye başlamıştır. Bugün Akyurt’ta 92 fabrika ve 232 adet de küçük ve orta ölçekli işletme var. Buna karşılık Çubuk’ta ise bir fabrika bile yok.
Çubuk ve Çubukluların kaybettikleri bunlarla sınırlı kalmadı. Kaybetmeye devam ediyoruz.
23 Temmuz 2004 yılında “Metropol İlçe” olduk. Çubuk ilçesi konut ve tarım bölgesi oldu. Ama bu vasıflarını da bir bir kaybetmeye başladı Önce, “1000 Konutluk TOKİ Projesini” Çankırı’ya kaptırdık.
Ama TOKİ Çubuk’a, ilçeye 484 konutluk balkonu olmayan 71 m2. brüt, 51 m2. net; 1 oda ufak bir banyo ve tuvalet, salon-mutfak bitişik tabiri caizse garsoniyer evler layık gördü., Sözde bunlar Fransız tarzı evler imiş. Hani görmesek, kimi kandırıyorlar...
ASKERİ GARNİZONU ÇANKIRI’YA KAPTIRDIK
Arkasından üniversite kurulması amacıyla Askeri Garnizon’un (Çubuk Alayı) olduğu 389 dönüm arazi ile Bağındaş Mevkii’nde bulunan 1327 + 180 dönüm olmak üzere toplam 1896 dönüm arazi Gazi Üniversitesi’ne karşılık beklenmeden verildi.
Askeri Garnizon’un, 2005 Mayıs’ında Çankırı’ya taşındı. Çubuk Halkı ve siyasiler Çubuk Alayı’nın Çankırı’ya gitmesine seyirci kaldı. Oysa Çubuk Alayı, Çubuk ekonomisi için bir velinimetti.
Gazi Üniversitesi Yerleşkesi’ne, bir üniversite veya 4 yıllık fakülteler ve yüksek okullar beklerken buraya gele gele iki yıllık 2 yüksek okul geldi.
METROPOL İLÇEYE ÇOK ŞEY KAYBETTİRDİ
Metropol’e girince, köy muhtarları sevinçten havalarda uçuyordu. Köylüler de öyle. Ama sevinçleri kısa sürdü. Adeta kursaklarında kaldı. Bu mahalleler köy iken sadece köy defteri üzerinden elektrik ödüyorlardı. Mahalle olduktan sonra hemen her konuda Çankaya ilçesi ile eşdeğer konuma geldiler. Suya abone oldular. İçemedikleri suya atık su parası ödediler. Şimdilerde yarı yarıya atık su bedeli ödüyorlar.
Daha önce gayrimenkullerini köy defterine yazdırırken, bu defa beyanname vermek zorunda kaldılar. Kıraç araziye 1, taban araziye 2,5, sulak araziye 3,5 liradan beyan verdiler. Bunun sonucunda da, binde 6 emlak vergisi, binde 7,59’da damga vergisi vermeye başladılar. Yüz dönüm kıraç arazisi olan bir mahalle sakini 6.760 lira vergi vermeye başladı.
Yine bu köylerde oturan vatandaşlar daha önceleri arazilerine istedikleri gibi konut yaparken, inşaat, ruhsata tabii oldu. Şimdilerde bir kulübe dahi yapamıyorlar. Üstelik yapanlarda cezai müeyyidelerle karşı karşıya geliyorlar. Bu konuda Belediye tarafından mahkemeye bile veriliyorlar. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyorlar. Hatta ağır para cezasına çarptırılanlar bile varmış...
OSB KAPLUMBAĞA HIZIYLA...
Türkiye’de bir ilk olarak Çubuk’ta kurulması düşünülen “Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” projesi çalışmaları ise şu anda durmuştur. Bu zihniyetle bu projede elimizden kaçacaktır. Çünkü yanlış politikalar yüzünden ilçede faaliyet gösteren 2 bin 500, 5 bin büyük baş besisi olan büyük besiciler birer birer Çubuk’u terk etmekte ve Polatlı ve Susuz’a (Ankara) gitmişlerdir. OSB Projesi de başlamadan bitecek gibi..
Dün Ankara’nın et ihtiyacının % 40-45’ini karşılayan ilçemiz şimdilerde ise % 5-8’ini karşılıyor.
Bunların yanı sıra ilçe içinde faaliyet gösteren işyerleri de (özellikle kasaplar) ekonomik kriz yönünden birer birer kepenk indirmeye başlamışlardır. Kapanmayanlarda sinek avlamaktadırlar.
OSB çalışmaları kaplumbağa hızıyla ilerlerken, Ömercik Mahallesi girişinde yol kenarındaki mandıra çalışmaları jet hızıyla devam ediyor. Bu yapılaşmaya kim ve kimler izin verdi ? Hani mahallelerde besicilik yapmak yasaktı?
ARAÇ MUAYENE İSTASYONU AKYURT’A GİTTİ
Araç Muayene İstasyonu da Çubuk’a fazla geldi. Akyurt’a gitti.
Çubuklu araç sahipleri araçlarını Akyurt’ta muayene ettiriyorlar.
ÖDÜL ALAN ÇUBUK ASKERLİK ŞUBESİ KAPATILDI
İlçedeki Askerlik Şubesi 17 Aralık 2012 tarihi itibariyle Abidinpaşa’ da ki Yenimahalle Askerlik Şubesi’ne taşınmıştır. Çubuklu gençler askerlik işleri için bundan böyle Abidinpaşa’ya gitmeye başladılar.
Oysa Çubuk Askerlik Şubesi; İşlem hacmi yüksek, başarılı çalışmalar yürüten ve hatta başarılı çalışmalarından dolayı ödül alan bir Şube idi.
Çubuk Askerlik Şubesi’ne, “2012 Yılı Başarı Ödülü” verilmişti.
Bundan böyle her yıl yaklaşık 750-1000 gencimiz askerlik muayenesi için Abidinpaşa’ya gidecek. Her biri en az 50 lira harcasa nereden baksanız 50 bin lira eder. Bu da ekonomik yönden büyük bir katkı demektir. Çubuk esnafı bu fırsatı kaçırdı. Bu Çubuk esnafına büyük bir darbedir.
ESENBOĞA HAVAALANI’NI DA KAPTIRDIK
1970, 1980 ve hatta 1990’lı yıllarda Esenboğa havaalanında önemli mevkilerde Çubuklular vardı. Bu nedenle Çubuk’tan çok insan buradan ekmek yedi. Burada o zamanki siyasilerin (İlçe Başkanlarının) özellikle rahmetli Arif Horat, Tahsin Yıldız ve İzzet Neşeli’nin) parti gözetmeksizin yaptıkları icraatlar, katkı ve emekleri inkâr edilemez. Allah onlardan razı olsun, mekânları cennet olsun.
Şimdilerde iş yapacak siyasetçi ve bürokratlarımız maalesef var ama yok. Çünkü kendilerini dev aynasında görüyorlar. Çubukluya tepeden bakıyorlar.
Çubuklu gençlere Hava Limanı’nda layık görülen hizmetler, temizlikçilik, paspasçılık, getir götür işleri, en yüksek unvan ise güvenlikçilik. Bu meslekleri kesinlikle küçümsemiyorum. Ama Çubuk’ta da bürokrat olacak adam yok mu? PARDON ÇUBUK “OY DEPOSU” İDİ, DEĞİL Mİ?
Birtakım iddialara göre; Havaalanındaki şirketler bakan ve milletvekillerinin yakınlarıyla dolmuş, başlarındaki şefler ve müdürler bunlara emir veremiyorlarmış, buyurdukları işleri yapan olmayınca kalkıp kendileri yapıyormuş. Sizlerin de milletvekili veya bakan yakınınız var mı? Yoksa yandınız, Şimdiden aç kaldınız. Allah’ım ne günlere kaldık…
Esenboğa Havaalanı’nın ne Çubuk’a ve ne de Çubuk halkına ne kadar faydası var?
ÇUBUK STADI ÇÖLLEŞTİ VE ATIL DURUMDA…
Bir zamanlar Eskişehir Atatürk Stadı’ndan sonra Türkiye’nin ikinci doğal çim sahası olan Çubuk Şehir Stadı şimdilerde yöneticilerin basiretsizliği ve sorumsuzluğu yüzünden çölleşmiş ve üstelik de atıl durumda…
Amatör 1. Küme’de mücadele eden Çubukspor maçlarını, Akyurt Şehir Stadı ve diğer ilçelerindeki statlarda yapıyor.
Çubuk Gençlik Spor da antrenmanlarını Halı Saha’da yapıyor. Yazıklar olsun böyle zihniyetlere?
Oysa şimdilerde bile her mahalleye bırakın halı sahayı çim saha bile yapılacak araziler var. Tabii ki zihniyet ve algılama çok önemli…
TURİSTİK VASFIMIZ KAYBOLUYOR...
Turizm açısından büyük bir zenginliğe sahip olan ilçemizde Karagöl, Çubuk II Barajı, Kavşakkaya Barajı, Ay Kayası, Yukarı Çavundur Göleti, Meşeli Yaylaları, Aydoğan Yaylaları, Yıldırım Evci ve Elören Yaylaları gibi birçok mesire alanı mevcuttur.
Kör bir nokta olan Kuzey’imiz turistik güzelliklerle dolu.. Bu güzellikleri, ne yazıktır ki; yollar açarak, açılan yolları asfaltlayarak, yeni yeni tesisler kurarak bir türlü ilçe ve ülke ekonomisine kazandıramıyoruz. Üstelik olanları da Karagöl örneğinde olduğu gibi harabeye çeviriyoruz. Turizm kenti olmasına rağmen dünyaca ünlü bu mesire yerimiz olan “Karagöl” neden hala atıl durumda bekletiliyor?
Yine bir zamanlar yılların eskimeyen güzelliğine sahip Millet Parkı’nda doğa Büyükşehir belediyesi tarafından katledildi. Doğanın ekolojik dengesini bozdu. Asırlık ağaçları kesti. Orada yaşayan, kuşları, bülbülleri, sincapları kaçırdı. Adeta çölleştirdik. Üstelik buralara yasak olduğu halde çöp döküldü, moloz döküldü.
Göletler yapılarak kendi haline bırakıldı. Emniyet ve koruma bandı olmadığı için geçtiğimiz yıllarda bir gencimiz gölette boğularak genç yaşta hayata veda etti.
Doğa harikası yaylalarımızı turizme açamadık. Ama birkaç yıl içerisinde buraları da birilerine kaptıracağız.
Kısacası ilçe “Yeşil Çubuk” vasfını kaybetti.
İlçenin elinde sadece “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi” umudu, beklentisi ve kozu vardı. Hem de ne beklenti. Geleceğimizin, çocuklarımızın ve de torunlarımızın beklentisi. Bu beklentide de hayal kırıklığına uğradık. Çünkü üniversitenin fakülteleri Kuzeye değil, Güney’de kurulacak deniliyor. Bilindiği üzere O’nun da temeli hala atılamadı.. Onun da fiyasko olacağı şimdiden belli..Çünkü Çubuklular şimdiye kadar adeta bir çocuk gibi elma şekeri ve horoz şekeri ile hep kandırıldı. Kandırılmaya da devam ediliyor.
Çubuk ilçesi memur ve emekli kenti.. Askerden gelen gençlerimiz ve üniversite mezunları işsiz. Çubuklular ne ile geçinecek?
“Koyun can derdinde, kasap et derdinde” diye bir atasözü vardır. Kötü bir duruma düşmüş, büyük zarara uğramış kimi kimseler acı içinde kıvranırken, kimileri de küçük yararlarını düşünürler ve hiç umursamadan bu durumdan istifade etmeye çalışırlar. İşte öyle bir şey....
Çubuklular geçim derdinde, birileri de oy derdinde.. Bu yüzden geçtiğimiz günlerde iki vatandaşımız intihar etti. Allah rahmet eylesin...
Çubukluya layık görülen muamele dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Ta ki Çubuklular uyanana kadar. Ama ne zaman uyanırlar, meçhul!..
Buradan Bölge Milletvekilimiz Sayın Haluk İpek’e sesleniyorum; “Yukarıdaki değerlerin çoğunu sizin döneminizde kaybettik? Bunların farkında mısınız? Bu sorunları biz basın mensupları ile görüşmeye tenezzül etmediniz. Ama ısrarla oy istediğiniz Çubuk halkı ile ne zaman görüşeceksiniz? Unutmayınız ki yukarıda Allah var...
2. Bölge de Çubuk İlçesi olarak 15 milletvekiline oy verdik. Bir değişiklik olmazsa 2015 yılında da 15 milletvekili seçeceğiz. 4 yıl geçti. Bunlardan kaç tanesini (birkaçı hariç) ilçenizde, mahallenizde veya köyünüzde gördünüz? Bunların kaçı sizlerin hangi derdine çare oldu?
Bunların içinde sadece seçimden seçime gelenler var.
Çubuk Oy Deposu mu? Çubuk Çanta’da Keklik mi? Peki Çubukluların hakkını kimler ve nasıl arayacaklar?
Milletvekilleri Çubuk Halkından hep oy istiyorlar. Peki şimdiye kadar ne hizmetler verdiniz? Diye hiç soran var mı?
Çubuklular, AK Parti’ye 3 kasım 2002’den beri fazlasıyla ödedi. Peki Çubuk Halkı, AK Parti’den aldıkları hizmetlerden memnun mu?
Çubuklular uyanın artık!.. Yarın çok geç olabilir!..