1 Kasım 2015 seçiminin, aziz milletimize ve tüm dünyaya hayırlı olmasını dilerim. Millî iradenin demokratik yoldan en belirgin tecelligâhı olan sandık, huzur ve güven içinde milletin önüne konulmuş, millet de en doğru kararı vermiştir.
Siyasetçiler, akademisyenler ve yorumcular, seçim sonuçlarını değişik açılardan değerlendirmekte, farklı yorumlar ve sonuçlar ortaya koymaktadırlar. Naçiz kanaatime göre bu seçimin en bâriz özelliği; MİLLETİN FERÂSETİ dir. Zira sağlı sollu, içten ve dıştan korkunç bir yıpratma ve karalama kampanyasına rağmen, istikrar ve huzuru seçme ferâseti gösteren milletimiz bu tabloyu hazırlamış, millet kazanmıştır.
Tarihi şan ve şerefle dolu kahraman milletimiz; geçmişte millî dâvâlarda farklı görüş ve düşünceleri bir tarafa bırakarak nasıl birleşebilmiş ise, bugün de şer güçlerin içeriden ve dışarıdan, ülkeyi kaos ve karmaşaya sürükleme planlarını engin ferâsetiyle sezmiş, akıllı ve basiretli davranarak istikrara sahip çıkmıştır.
Sayın Erdoğan öncülüğünde halkın içinden çıkan ve milletin değerlerine bağlı, güçlü tek parti iktidarı ile sağlanan 13 yıllık istikrar ve huzur döneminde, ülkemiz kabuk değiştirmiş, ekonomisi gelişmiş, ciddî yatırımlar yapılmış, demokrasi ve özgürlükler alanında büyük reformlar gerçekleşmiştir. Hatalı tutum ve uygulamaları nedeniyle, 6 Haziran 2015 seçiminde iktidarı ikaz eden aziz milletimiz, iktidarın gerekli dersi aldığını görmüştür. Bu arada millet 5 aylık kısa sürede istikrarsızlık yüzünden ülkenin yangın yerine döndüğünü de görmüştür.
Kendisine oy verenlerin değerini bilip kucaklarken, oy vermeyenlerin mesajını da iyi okuyup onları kazanmanın yolunu aramak iktidara düşen birinci görevdir. Bu davranış zıtlaşmayı azaltarak, millî birlik ve beraberliği güçlendirecektir. Bu mesajları hükümetten alıyoruz. Özellikle kritik bir dönemde tarihî görev üslenmiş olan Sayın Cumhurbaşkanı bunu mutlaka yapmalıdır.
Cumhuriyet tarihinin en muhafazakâr iktidarına karşı duran cephe içerisinde, en uç soldan başlayın, en sağda görünen ve hatta dindar bilinen gruplara varıncaya kadar, rengârenk bir muhalefet yelpazesi hezimete uğramıştır. Baskıcı ve yasakçı CHP zulmünden yıllarca çile çekmiş hizmet ehli kardeşlerimizi yanıltmaya çalışan ve boş oy vermeye teşvik eden kimi din baronları da hüsrana uğramış, dut yemiş bülbüle dönmüşlerdir.
Bundan böyle hükümetin görevi, terör mücadelesini aralıksız sürdürüp, fitne odaklarını, paralel yapıları, bazı dengesiz cemaat liderlerini etkisiz hale getirmektir. Masum kitleleri kötü emellerine kullanan bölücü şer odakları ve Müslüman grupların başındaki çıbanbaşı kişiler bertaraf edilmeden sağlıklı bir millet ve ümmet yapısı kurulamaz. Kanserli hücreler temizlenmeden, nasıl ki bünye sağlıklı yaşayamazsa, bu parazitler temizlenmeden millet rahat edemez.
Akıl, basiret ve ferâset çok değerli bir nimettir. Allah (cc.) müteaddit ayetlerde aklımızı kullanmayı emrediyor. Hatta “Siz aklınızı kullanmaz mısınız?” şeklinde uyarıyor. Allah hiç kimsenin aklını başından almasın, ferasetini ve basiretini bağlamasın. Çünkü insanın bu özellikleri devre dışı kalır ve bilinçsizce bir merkeze bağlanırsa, robot gibi mekanik bir aygıta dönüşür, mecnun gibi olur, uyanınca “Eyvah ben ne yapmışım!” der.
SONUÇ OLARAK: çeşitli yalan ve iftiralara rağmen akl-ı selim gâlip gelmiş, Müslüman Türk Milleti FERÂSETİNİ GÖSTERMİŞ, ezici çoğunlukla doğru kararı vermiştir. Bütün İslam dünyası, dostlarımız, mazlumlar sevinmiştir. İktidarı ve muhalefeti ile tüm millet fertleri bundan ibret dersi çıkarmalı ve herkes üzerine düşeni yapmalıdır.