Aşırı kilolar geçmişte birçok kişinin korkulu rüyasıydı… Günümüzde artık bu rüyadan uyanmak hiç de zor değil. Son yıllarda artış gösteren mide küçülme ameliyatı, kilo sorunu yaşayan insanların imdadına yetişiverdi. Ancak bu ameliyatın ölümle sonuçlanan örneklerine de maalesef şahit oluyoruz. Peki mide küçültme ameliyatı ne kadar sağlıklı? Biz sorduk, Obezite Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Sakçak cevapladı…
İşte o röportaj:
Biz kimlere obezite diyoruz?
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre, kişinin ruhsal ve bedensel sağlığını olumsuz yönde etkileyecek derecede fazla kilolu olması durumudur. Kadınlarda bel çevresinde 88 cm, erkeklerde ise 102 cm’den geniş olması obezite göstergesidir. Bunu bilimsel olarak açıklarsak da vücut ağırlığının boyun metre cinsinden karesine bölünmesiyle elde edilen bir rakam vardır. Biz buna vücut kitle indeksi diyoruz. Vücut kitle indeksi, 25 ile 30 arasındaysa kişi fazla kiloludur, 18 ile 25 arasındaysa normal kilolu, 30 ile 35 arasındaysa buna 1’nci derece obezite, 35 ile 40 arasındaysa 2’nci derece, 40’ın üzerindeyse 3’ncü derece obezite diyoruz. Hatta vücut kitle indeki 50’nin üzerindeyse süper obezite, eğer 60’ın üzerindeyse de XXL gibi süper süper obez diyoruz. Obezitenin bu şekilde bir sınıflaması var.
“AMELİYATTA MİDENİN YÜZDE 80’LİK KISMI ÇIKIYOR”
Mide küçültme ameliyatı (tüp mide) nedir?
Mide küçültme ameliyatı obezite nedeniyle sorun yaşayan kişilerde midenin yüzde 80’lik bir kısmının çıkarıldığı bir ameliyattır.
Her obezite hastası mide küçültme ameliyatı olmalı mı?
Her obezite hastasının mide küçültme ameliyatı olması şart değil. Kişi en az 5 yıl obezite sorunu yaşıyorsa ve en az 6 ay süreyle palyatif yöntemler dediğimiz yöntemleri uygulamış bunlarla da başarılı olamamışsa obezite cerrahisine uygun olabilir. Palyatif yöntemler olarak diyet, spor, akupunktur, bitkisel çaylar ve çeşitli zayıflatma ilaçlarını sayabiliriz.
Peki bu ameliyat ne kadar sağlıklı?
Bu ameliyat tamamen fizyolojik bir ameliyattır. Diyelim ki, karaciğerde bir kist var, karaciğerin bir kısmı çıkarılıyor ve kişi hiçbir zarar görmüyor. Mesela bademcikler, apandist çıkarılıyor ve hiçbir zarar görmüyor. Tüp mide ameliyatını da böyle düşünebiliriz. Midenin yüzde 80’lik kısmı çıkıyor ama mide hala yerinde duruyor ve normal fonksiyonunu sürdürüyor. Sadece hacim olarak küçülüyor. Bu sadece küçültme ameliyatıdır. Mide yine hareketli bir organ. Yine salgı yapıyor, gıdaları öğütüyor, sindirim enzimlerini salgılıyor. Geriye hacim olarak küçülmüş, daha küçük bir mide kalıyor.
Zaman içerisinde midemiz neden genişliyor peki?
Normalde yememiz gerekenden fazlasını yiyerek midemizi zaman içerisinde büyütüyoruz. Aslında normalde o kadar büyük değil. Obezlerde ortalama 2 litre hacminde mide var ama normal kilolu insanlarda bu 1litre kadardır. Yani obezlerde mide de büyüyor. Obez olmasına yol açan aşırı yeme, mideyi de büyütebiliyor. Vücuttaki tüm organlar dinamiktir. Adaptasyon yani koşullara göre değişim yeteneği vardır. Bu durum her organda vardır. Diyelim ki, bir sporcu sürekli efor sarf ediyor, kalbe yük biniyor, kalbi büyür. Bir atlet sürekli koşuyor, akciğerlerini çalıştırıyor, akciğeri büyür. Mide de öyle bir organ. Uterus yani rahmi düşünelim. Bir hamilenin normalde avuç içi kadar olan rahmi, hamilelik döneminde bir futbol topundan daha büyük oluyor. Koşullara göre adaptasyon yeteneği vardır. Normalde o mide eğer dinamik bir organ olmazsa, suni plastik bir şey olsa yukardan basınçla zorlarsanız. Bir yerden yırtılması lazım ama mide yırtılmıyor, esniyor. Zaman içinde de buna adapte oluyor.
“MİDE KELEPÇESİ ÖLÜME NEDEN OLUYOR”
Mide küçültme ameliyatından sonra tekrar kilo almak mümkün mü?
Örneğin, 1.60 cm boyundaki biri 120 kilo ve ameliyat oldu. Kişi 1 ile 2’nci yıl arasında artık kilo veremez hale geliyor. 120 kiloda olan biri 1’nci yılın sonunda 60 kiloya düşebilir. 2’nci yıla kadar genellikle bu kiloyu korur. Daha sonraki dönemde ise yüzde 5 ile 15 arasında kilo alabilir. Mide bir miktar esner, bir miktar büyür.120 kilo ile ameliyat olan bir kişi en düşük 60 kiloya düşmüşse ilerde 70 kiloya çıkabilir. Çıkacak diye bir kural yok ama çıkabilir. Bu potansiyel var ama hiçbir zaman 80 kiloyu geçemez. Usulüne uygun yapılan ve bu konuda tecrübeli bir cerrahın yaptığı ameliyatta 80 kiloyu geçemez. Eğer geçiyorsa mide yeterince çıkarılmamıştır.
Ameliyat olduktan sonra ölümle sonuçlanan kötü örneklerine de şahit oluyoruz…
O mide kelepçesinden kaynaklanan bir durum. Mide kelepçesi yabancı bir cisim olduğu için mideyi kesebiliyor, mide yerinden kayabiliyor ve iltihaba neden olabiliyor. Mideyi delebildiği için de yaşamını yitiren insanlar oluyor. Bu durum da insanların obezite cerrahisine temkinli bakmasına neden oldu. Ancak son 3 yıldır ülkemizde hiç mide kelepçesi takılmıyor, bırakıldı. Tüp mide ameliyatı daha yaygın olarak uygulanıyor.
İkisi arasındaki fark nedir?
İkisi çok farklıdır. Mide kelepçesinde, bildiğimiz kelepçeye benzer bir silikon cismi, midenin etrafına sarıyoruz. Bir kateterle cilt altına bağlantı kuruyoruz. Cilt altındaki yuvasından serum yani suya benzer bir şey vererek kelepçeyi şişiriyoruz veya içini boşaltılıyoruz. Böylece çapını ayarlayabiliyoruz. Kişinin adeta boğazını sıkmış gibi yemesini engelliyoruz. Tüp midede ise mideyi kesip yüzde 80’i çıkarıyoruz. Birbirleriyle hiç alakası yok. Mide kelepçesi uygulanıldığı dönemlerde hastanın sık sık doktora gitmesi gerekiyor. Bazen “Yeterince yiyemiyorum” diyor. Kelepçeyi gevşetiyoruz. Bazen de “Çok yiyorum, kilo almaya başladım” diyor. Sıkıyoruz ama tüp mide öyle bir şey değil. ABD, İsveç, Irak, Almanya, Avusturya'dan hastalarımız geliyor. 2 saat süren tahliller neticesinde eğer ameliyata engel sağlık sorunları yoksa aynı gün ameliyat oluyorlar ve 3 gün sonra uçağa binip ülkelerine geri gidebiliyorlar. Yani, tüp mide ameliyatı bu kadar güvenli bir ameliyattır.
“AMELİYATI YAPMAK DEĞİL, ÇIKABİLECEK SORUNLARLA BAŞ EDEBİLMEK ÖNEMLİ”
Tüp mide ameliyatı yağ aldırma ameliyatından daha güvenli ki yağ aldırma ameliyatında sadece bir bölgeyi alıyorsunuz, bunda tüm vücut da yağ kaybı oluyor ve kalıcı. Yağ aldırma ameliyatında tekrar yağ birikimi de oluyor. Diz protezinden daha güvenli bir ameliyat. Diz protezi ameliyatında pıhtı atma, akciğerlere riski çok yüksekken tüp mide ameliyatında o kadar yüksek değil ama bu ameliyatı yılda en az 50 kere yapan bir cerrah yapmalı. Yani “Ben genel cerrahım, safra kesesi ameliyatı, guatr ameliyatı, fıtık ameliyatı yapıyorum. Ayda yılda bir tane de obezite ameliyatı yapıyorum” denildiğinde işte o zaman risk başlıyor. Cerrahi de bir söz vardır: “Çıkacak sorunlarla baş edemiyorsan o ameliyatı yapma.” Bizim hocalarımız da hep böyle söylerdi. Yani ameliyatı yapmak değil, çıkabilecek sorunlarla baş edebilmek önemli. O yüzden bizim klinikte yılda ortalama 250 kişiyi ameliyat ediyoruz. Hiç ciddi bir sorunla da karşılaşmıyoruz ama bu demek değildir ki hiç sorunla karşılaşmıyoruz. Karşılaşılabilir, ameliyattır bu. Narkoz var. Neticede mide kesiliyor. 10 yıldır obezite cerrahisiyle uğraşıyoruz. Çıkabilecek sorunları yıllar içinde tecrübe edindik. Ayrıca Dünya Obezite Cerrahisi Derneğinin toplantısına katılıyoruz. Türkiye dışındaki cerrahların da tecrübelerinden yararlanıyoruz. Obezite cerrahi, bariatrik cerrahidir. Türkiye’de bariatrik cerrah olan yaklaşık 20 civarında cerrah var. Bu cerrah arkadaşların bir kısmının tecrübelerinden yararlanma şansımız oluyor.
Ameliyatın riskleri var mı peki?
Bu ameliyatın riskleri var. En çekinilen sonuçları en dramatik olabilen riski, mideden kaçak olması. Yani sızıntı olması. Bu da tecrübeli merkezlerde yüzde 1 civarında görülme ihtimali olan bir durum. Onun dışında iltihap, kanama, emboli yani pıhtı atma olabilir. Bu ihtimaller kaçağa göre daha düşük ve çözümü daha kolay. Eğer tecrübeli bir cerrah yapmamışsa ve ne yapacağını bilemiyorsa işte o zaman risk artıyor. Normalde kaçak olduğunda endoskopik yöntemle ağızdan midedeki o açıklığı kapatıcı bir stent koyuyoruz. 1 ay sonra o stenti geri alıyoruz. Herhangi bir sızıntı olmadığı için kaçak ağız kısmı kapanıyor. Hem bunu yapabilen bir cerrah olması lazım hem de kaçağı erken fark etmek lazım. Kaçağı zamanında fark ederseniz riski sıfıra yakındır.
Mide katlama ameliyatı nedir?
Mide katlama ameliyatını vücut kitle indeksi 35’in altında olan yani aşırı şişman olmayan kişilere yapıyoruz. Mideyi kesmiyoruz. Yine kilo veriliyor ama 15, 20 ya da 25 kilo veriliyor. Yine örnek verecek olursak, 1.60 boyunda bir kişinin 75-80 kilo olduğunu düşünelim. Bir şekilde kilo veremiyor. Kendini depresyona sokuyor. O da ameliyat olmak istiyor. Bu kişilere mide küçültme ameliyatı değil de mide katlama ya da mide balonu öneriyoruz. Mide katlama ameliyatında mideyi örümcek ağı gibi örerek küçültüyoruz. Dike dike örüyoruz ve mide hacmi küçülüyor. Tabii ki tüp mide ameliyatı kadar küçülmeyebiliyor onun kadar kilo veremiyor. Bir de mide balonu var. Diyelim ki 10-15 kilo fazlalığı olan bir kişi var. Bu kilo sosyal, iş, aile yaşamını çok olumsuz etkiliyor. Belki bir kişi için 10 kilo çok önemli olmayabilir ama bazı kişiler için de çok önemli olabiliyor. O zaman mide balonu koyuyoruz. Balonu ağızdan yutturuyoruz, midede şişirip bırakıyoruz. 6 ayda ortalama 15 kilo veriyor. 6 ay sonra balonu çıkarıyoruz eğer beslenme diyetine de devam ederse o kiloyu koruyabiliyor. 240 kilo ağırlığında bir kişinin tüp mide ameliyatı olması riskli, yüksek riskli. Tabii kilo yükseldikçe risk de artıyor. O zaman mide balonu koyuyoruz 30, 40 veya 50 kilo verdiriyoruz, sonra da ameliyat yapıyoruz. Daha güvenli hale geliyor.
https://www.medyapusula.com/haber/40469/mide-kucultme-bircok-ameliyattan-daha-guvenli.html