Günümüzde obezite giderek artan bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Obezite ile birlikte tip 2 diyabet (şeker hastalığı) gibi metabolik hastalıklar da artamaya devam etmektedir. Bu tür hastalıklar kişinin tüm yaşamını olumsuz yönde etkileyen, sosyal yaşantısını sıkıntıya sokan ve yaşam kalitesini düşüren durumlardır. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’undan fazlası obezite ile yüzde 8’inden fazlası ise diyabet sorunlarıyla mücadele etmektedir.
Obezite ameliyatı sonrası hastaların şeker hastalığı da kaybolur ve diyabet ilacı kullanma zorunluluğu ortadan kalkar. Çünkü şeker hastalığına ince barsaklardan salgılanan bazı hormon ve mediatörler sebep olur. Günümüzde diyabet rahatsızlığı tedavisi için metabolik cerrahine olan talep giderek artmaktadır. Metabolik cerrahi vücut kitle indeksi 35’in altında olup şeker hastalığı bulunan kişiler için uygulanan bir operasyon türüdür. Obezite cerrahisi ile aynı teknikler kullanılarak yapılır. Sadece obezite cerrahisinden vücut kitle indeksinin 35’in üzerinde olması gerekir.
Diyabet ile obezite cerrahisi teknikleri aynıdır
Obezite ameliyatlarından sonra özellikle roux-en-y gastrik by pass, mini gastrik by pass, jejunoileal by pas ve biliopankreatik diversiyon gibi ameliyatlarından sonraki gün kan şekerinin kontrol altına girdiği gözlemlenmektedir. Bu teorilerden biri ileum denilen ince barsağın aşağı kısımlarındaki L hücrelerinden salgılanan kısaca GLP-1 denilen glukagon like peptid (glukagon benzeri protein) salgılanmasının artması ile açıklanmaktadır. Bu hormon ince barsaklardan salgılandıktan sonra pankreas beta hücrelerinde insülin hormonu salgılanmasını uyarmaktadır. Böylece hastanın dışardan insülin ihtiyacı azalmaktadır. GLP-1 insülin salgılanmasını uyarmasından başka perifer doku dediğimiz yağ, kas gibi dokulardaki insülin direncini de azaltmakta ve insülinin kan şekerini düşürme etkisi kolaylaşmaktadır.
Diyabet cerrahisi hakkında bilinmesi gerekenler
Tip 2 diyabetes mellitus yani sonradan ortaya çıkan şeker hastalığının cerrahi tekniklerle tedavisi için bazı kriterlerin bir arada olması gerekir. Bu kriterler arasında şunlar bulunur: Obezite ve şeker hastalığının bir arada olması gerekir. Obezite olmayıp ancak yüksek kilolu ve şeker hastalığının kontrolünde güçlük yaşayan kişiler için uygundur. Şeker hastalığına ait ayakların ya da bacaklarında kangren, görme kaybı, böbrek ve kalp yetmezliği gibi ileri seviye komplikasyonların ortaya çıkmamış olması gerekir. Metabolik cerrahi için kesin yaş sınırı olmamakla birlikte genellikle 18 ile 60 yaşları arasında uygulanmaktadır
Metabolik cerrahiyle şeker hastalığı kontrol altına alınabilir
Tüp mide ameliyatı ile şeker hastalığı yüzde 40-60 oranında, roux-en-y gastrik by pass ile yüzde 80 - 90 oranında, mini gastrik by pass ile yüzde 92 oranında şeker hastalığı kontrol altına alınabilir. Hastalarda ilaç kullanımı bıraktırılabilir ya da insülin kullanıyorsa daha düşük doz veya ağızdan alınan oral anti diyabetik dediğimiz ilaçlarla kan şekeri kontrol altına alınabilir. Ameliyat genel sağlık durumu iyi olan birçok kişi için uygun bir tedavi seçeneğidir. Hasta sürekli ilaç kullanmaktan, hastalığın neden olacağı hayati problemlerden cerrahi teknikler ile kalıcı olarak kurtulabilirler. Bunun için diyabet cerrahisi alanında uzmanına muayene olmaları tavsiye edilir.