İnsanın ve toplumun beynini yıkamada en güçlü vasıta Medyadır… Yanlış medyayı takip edenler, yavaş yavaş istikametlerini de değiştirirler ki bu felaketlerin en büyüğüdür…
En güçlü silah kitabım
Medya yani televizyonlar, gazeteler, dergiler, radyolar, internet, sosyal medya gibi iletişim vasıtaları, haber ajansları ve dağıtım şirketleri, bir ülkede kimin elinde ve kontrolünde ise o ülkede ancak o (onlar) hâkim (egemen) dirler. Ben hakka tabiyim, hak en üstün fikir ve eylemler manzumesidir, diyenler mutlaka medyaya sahip olmak durumundadırlar. Yani Hakkın (mutlak doğruların) intak-ı Hak (hakkın duyurulmasına) ihtiyacı vardır.
Tavsiyemiz; evine sadece ekmek, peynir ve zeytin alabilecek bir insanımız, peynir ve zeytinden birini kısarak, onun yerine hakkın emrindeki bir gazeteyi almasıdır.
Sonsuz para* ile çalışan bir Siyonist Yahudi ye sormuşlar;
“Bir ülkede, devlete mi sahip olmak istersiniz, yoksa Medyaya mı?” Yahudi cevap
vermiş. “Elbette medyaya…” Niçin diye sorulunca da;
“Çünkü medya ile her zaman devlete sahip olabiliriz” demiş.
Bu ifade doğrudur. Yani bir ülke de kim medyaya sahipse, o ülkeye de sahiptir.
Gelişen teknoloji sayesinde iletişim vasıtaları da büyük yeniliklere uğradılar. Özellikle siyasi rejimleri demokrasi olan ülkelerde, sandık başına giderek, başa gelecek insanları seçecek halk, o sandığın başına varıncaya kadar günlerce seçeceği insanlar kendisine tanıtılır. Hem o kadar tanıtılır ki adamların sanki “on parmaklarında on hüner var” diye takdim edilir. Karşılarında ki adamlardan ya hiç bahsedilmez ya da bahsedilirse “kütü kişiler” olarak takdim edilirler.
Medyanın, seçimlerde seçilen insanlarla ne ilgisi vardır? diye sormayın. Bakın Ortadoğu da Demokrasiyi rejim olarak benimsemiş bir ülke seçim nasıl yapılmaktadır.
İŞBİRLİKÇİLER NASIL BELİRLENİR
Küresel emperyalist güçler, yönetime getirilmesi gereken insanları, toplum içerisinde fikir ve inanç açısından ağırlığı olan insanlar arasından tespit ederler. Diyelim ki bu ülke Müslüman bir ülkedir ve bu ülkede nüfusun büyük çoğunluğu da Müslüman’dır.
Müslümanlar arasında kendilerine iş birlikçi olabilecek, siyaseten biraz sivrilmiş adamları ziyaret ederler ve onlara bazı teklifler getirirler. Bu teklifleri kabul etmeyenler de olur, kabul edenler de... Tekliflerini kabul edenleri alırlar ve ellerindeki medya ile halka tanıtmaya başlarlar.
Milletin aleyhine, kendileri lehine işbirlikçi insanlara bazı teklifler getirirler.
- Biz, sizi iktidara taşıyalım.
- Size iktidarda sıkıntı çıkaracak unsurları yok edelim.
- Size gerekli finans (parasal) desteği sağlayalım.
Ne güzel değil mi? İktidara gelmek için yanıp tutuşan insanlar, ellerinden tutulacak ve
hooop iktidara getirileceklerdir.
İktidara getirdikleri işbirlikçilerinden istedikleri ise şunlardır.
- İsrail’in güvenliğini artıracak, önündeki engelleri kaldıracaksınız.
- BOP Büyük Ortadoğu Projesine (Büyük İsrail Projesi) destek vereceksiniz.
- İslam’ın yeniden yorumlanmasında (Ilımlı İslam projesi) bize yardımcı olacaksınız.
Niçin başka ülke değil de İsrail…
Çünkü Siyonist Yahudiler, bütün ülkelerin medyasını ele geçirmişler ve o ülkelerde
kendileri için çalışacak insanları getirmişler de onun için.
ABD’de Obama, ondan önceki Bush ve diğerleri hep Evangelistirler. Yani İsrail’e hizmeti, öne alan insanlardır. Bunlar seçildiklerinde ilk verdikleri beyanatları, “Benim için birinci mesele İsrail’in güvenliğidir” demektedirler. Kimse de kendilerine; “kardeşim sen ABD’nin Başkanı mı oldun yoksa İsrail Başkanı mı?” diye sormaz.
Küresel emperyalist güçler ve onların temas kurduğu “İşbirlikçiler takımı” bilmektedirler ki, ülkelerinin bütün medyası bu adamların emrinde ve hizmetindedirler ve bu adamlar bir şey söylemişlerse o şeyi ellerindeki medya gücü ile yaparlar.
*Prof. Dr. Necmettin Erbakan